Hani hep söylüyorum ya, bir ülkenin en büyük hazinelerinden biri, o ülkenin “yemek kültürü” dür diye… Türk yemeklerinin lezzeti, 600 yıllık ihtişamlı Osmanlı mutfağının ardından tadı da, sunumu da deyişti. Neden diye sorarsanız, eski etlerin, otların, sebzelerin, meyvelerin tadını şimdi alabiliyor musunuz?, ne yazık ki, hayır. Eskiden evlerde hep beraber yenilen yemeklerin sıcaklığını ve adabı muaşeret kurallarını günümüzde bulabiliyor musunuz?, nerdeee… Senin yaşın ne, başın ne dediğinizi duyar gibi oldum. Büyüklerimizden duyduklarım, okuduklarım, izlediklerim ve de gördüklerim yeter de artar bile. Genel anlamda bazı olumsuzluklara rağmen doğa nimetleri, tadını kaybetse de eski dokusunu koruyan ve yemek lezzetini asırlara taşıyan lokantaların var olduğunu görünce göğsüm kabarıyor.
Osmanlı İmparatorluğu döneminden günümüze kadar hala sağlam duruşlarını bozmadan gelebilen bu lokantaların isimlerini bir kitap yazarak halka duyuran Dr. Oğuz Erkara’ yı tebrik etmek lazım. “100 Tarihi Lokanta” isimli kitabında açılış tarih yılları sırasıyla Türkiye’ nin en eski 100 lokantasını ve bu lokantaların yaptığı yöresel yemekleri tanıtmış. Maalesef asırlara meydan okuyan Osmanlı İmparatorluğu, yemek tarifi arşivi konusunda pek tutumlu olamamış veya arşivler kayıp. Oğuz bey’ in yaptığı bu önemli tarihi ve kültürel çalışma gelecek nesillere de aktarılacak ve onlara ışık tutacaktır. Bu tür kitapların sayısının çoğalması, yemek kültürümüz adına önemli bir arşiv oluşturur. Geçmişimizi bilmeden geleceğimize nasıl sahip çıkabiliriz?.
Her şeyi çok çabuk unutan bir toplum olduk, balık hafızalı desem yeridir.
Unutmayın unutulanlar, unutanları asla unutmazlar, bugün siz unutursunuz, yarınlar ise hiç acımadan sizleri unutur…
TÜRKİYE’ DE İLK DEFA AÇILAN “3 ASIRLIK” LOKANTALAR
1.Hacıbenlioğlu Kebap (Isparta- 1833)
2.Kebapçı Kadir (Isparta- 1851)
3.Kalkanoğlu Pilavı (Trabzon- 1856)
4.iskender Kebap (Bursa- 1867)
5.Aşçı Bacaksız (Afyon- 1881)
6.Topçu Kebap Salonu (Antalya- 1885)
7.İmam Çağdaş (1887- Gaziantep)
8.Hacı Abdullah (1888- İstanbul)
9.Konyalı (1897- İstanbul)
NOT
Türkçe yemek kitabı ilk olarak 1844 yılında Mehmet Kamil tarafından yazılmıştır. “Melceüt Tabbahin” isimli kitapta sadece Türk yemek tarifleri yer almıştır.
100 tarihi lokantalar arasında bulunan, 1930’ larda İstanbul Beyoğlu’ nda açılan Rejans Rus lokantası ne yazık ki, tahliye edilmiş.
“100 Tarihi Lokanta” isimli kitapta en fazla ilgimi çeken Türkiye’ nin en eski 100 lokantası arasında, Antalya’ nın meşhur “Topçu Kebap Salonu” nun da yer alması oldu. Ben de sizin için gittim, tattım, konuştum ve yazdım.
ANTALYA’ NIN İLK LOKANTASI “TOPÇU KEBAP SALONU”
Antalya’nın ilk lokantası Topçu Kebap Salonu, Mehmet Topçu tarafından 1885 yılında misafirlerine sadece şiş köfte sunarak hizmete başlamış. Mehmet Topçu vefat edince, işletmeciliği oğulları 2. Kuşak Recep ve Halil Topçu üstlenmiş. Daha sonra bayrağı 3. Kuşak olan torunları Mehmet, Mesut ve Hakan Topçu kardeşleri devralmış.
Topçu Kebap Salonu’ nun işletmecileri gibi çalışanları ve misafirleri de neredeyse artık üçüncü kuşak olmuş. Dededen torunlara kalan bu tarihi, özel işletmeyi en çok Hakan Topçu idare ediyor. Hakan bey üniversiteye gitmek için valizini toplarken dede mesleği onu bırakmamış. Belki üniversitede okuma hayallerini gerçekleştirememiş ama iyi bir usta aşçı ve işletmeci olmuş.

Topçu Kebap Salonu’ nun spesiyalleri sırf kuzu etinden yapılan şiş köfte ve tarator soslu piyazdır. Ayrıca süt danasından yapılan yaprak dönerleri ve tavuk şişleri de çok meşhurdur, hele o cacık yok mu?, o cacık…Tereyağlı süzme mercimek çorbası ise şifa gibi. Eee Arap kadayıfı ve tulumba tatlısını unutursam bana darılırlar değil mi?.
Bu lezzetli yemekleri yapan ve misafirlerine sunan 30 yıllık şiş köfte ustası Ahmet Yetizler ve 25 yıllık döner ustası olan Erdoğan Tekelioğlu’ nu unutmamak lazım, çünkü en büyük emek onların. Ellerinize, alın terinize sağlık sevgili ustalar.
Ben yemeklerin genelini anlattım, geriye ne kalıyor gitmek ve tatmak. Hadi şimdiden hepinize afiyet olsun…
Adres: Kazım Özalp Cad. No: 21, Muratpaşa/Antalya
NOT
Antalya’ nın ilk tarihi lokantası “Topçu Kebap Salonu”, “18 Lezzet Ustası” plaketini Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen’ in elinden ilk alan işletmelerin başında geliyor. Ayrıca yıllar öncesinde eski Büyükşehir Belediye Başkanı Av. Hasan Subaşı’ nın bu tarihi işletmeye verdiği plaket de salonun başköşesinde yerini almış durumda…
Bu görüntüleri gördükçe çok duygulanıyorum.
Antalya’ nın değerli lezzet ustaları; iyi ki varsınız, iyi ki hala ayaktasınız. Bizlere ve şehrimize gelen yabancı misafirlere “lezzet ışığı” tutuyorsunuz… Işığınız hiç sönmesin…

HAKAN TOPÇU, BAZI LOKANTALARDA SATILAN ETLERLE İLGİLİ TÜKETİCİLERİ UYARDI
Hakan bey’ e “bir sordum bin ah işittim” derler ya, aynen öyle oldu. Bazı lokantalarda satılan ucuz et fiyatları benim de her zaman kafamı kurcalar durur. Elimden geldiğince halkımızı uyarmaya çalışıyorum. Et konusunda tüketicilerin kandırıldığını 3 asırlık bir lokanta’ nın başarılı işletme sahibinden de duyduğum zaman sizlerle paylaşmam gerektiğini düşündüm.
Son makalemde temel gıda ürünlerinde yapılan hileleri anlatmıştım, içinde et konusu da işlemişdim. Hakan bey, “Bazı lokantalarda satılan ucuz köfte, döner etlerinin hileli olduğunu, içine etten başka neredeyse her şey katıldığını” söylüyor. “Gerçek bir etin maliyeti bellidir, nasıl oluyor da bazı lokantalar bu kadar ucuza et yemekleri sata biliyorlar?” diye vurguluyor.
Değerli okurlarım, bu gün belki 2- 3 kuruş daha ucuza karnınızı doyurmak için yapılan bu tür hileleri göz ardı edebiliyorsunuz, fakat sağlığınız zarar gördüğü zaman bu işin içinden 100 kuruşlarla bile çıkamazsınız. Hayatınız kararır ve bütün ömrünüz boyu hastalıklı olarak yaşamak veya kabaca sürünmek zorunda kalırsınız. Lütfen sağlığınızın kıymetini bilin ve bu tür hilekarlara prim vermeyin. Sizler sağlığınızı riske atarak bu lokantaları, büfeleri tercih ettiğiniz sürece; bu hilekarların en iyi dostu, kendi hayatınızın ise en büyük düşmanı olursunuz…
EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ YÖNETİMİ, DOSTLAR MECLİSİ’ Nİ KAHVALTIDA AĞIRLADI
Geçen hafta Antalya’ nın meşhur “Dostlar Meclisi”, Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ nin Başhekimi Doç. Dr. Ramazan Çetinkaya tarafından kahvaltı daveti aldı, bizler de bu zarif davete icabet ettik. Hastanenin kapısından içeriye adımımı atmıştım ki, çok şaşırdım. Devlet hastanelerinin o klasik görüntüsünden eser bile yoktu. Her taraf pırıl pırıl, koridorlar çiçek kokuyordu. Kapısına bile yaklaşılamadığı bazı özel hastaneleri hiç aratmıyordu. Bu güzellikler bir tarafa dursun, beni esas ilgilendiren kahvaltının içeriği idi. Kahvaltı mönüsünde taze sıkılmış portakal suyundan tutun, inciri, cevizi ile çok sağlıklı yiyecekler vardı. Mutfak personeli tertemiz giysileri ve mutfakları ile benden tam puanı aldılar.
Kahvaltıya Dostlar Meclisi üyesi olan Antalya Milletvekili Dr. Abdurrahman Arıcı, İl Sağlık Müdürü Dr. Adem Bilgin, İl Eğitim Md. Yrd. Mehmet Karakaş, Hastanenin bölüm başkanları ve şefleri de katıldı.

Başhekim Doç Dr. Ramazan Çetinkaya konuşmasında, her gün 25- 30 bin kişinin hastaneyi ziyaret ettiğini söyledi. Başhekim Yardımcılarından Dr. Halit Çetin Önal barkovizyon gösterisi ile hastaneyi tanıttı ve sloganlarının “Sağlık en önemli varlığımdır” olduğunu söyledi.
Sevgili okurlar sağlığın en önemli anahtarlarından biri temizliktir. 2500 çalışanı, her gün binlerce ziyaretçisi olan bir devlet hastanesinin bu kadar temiz ve bakımlı olması beni gururlandırdı.
Kahvaltıda Dostlar Meclisi’ nin sorularını yanıtlayan İl Sağlık Müdürü Adem bilgin Aile hekimliği ile ilgili ve diğer konularda önemli bilgiler verdi.
Sağlık Bakanlığı tarafından alınan kararlarla hastanelere başvuran tüm vatandaşlara sosyal güvencesi olup olmadığına bakmaksızın tedavi hizmeti verdiklerini belirtti.
Ayrıca evinde sağlık hizmeti alması gereken hastaların 444 38 33 numaralı telefonu arayarak bu hizmetten yararlana bileceklerini söyledi.
Kahvaltı sonunda Dostlar Meclisi olarak hastanenin Yoğun bakım, Talasemi, Hemodiyaliz Merkezini gezdik ve gördüğümüz fotoğraf karşısında sağlığın ne kadar önemli olduğunu bir daha anlamış olduk. Ne olur siz de bu değerin kıymetini bilin, doğru beslenin ve vücudunuza hor davranmayın. Allah kimseye hastalık vermesin…
Eğitim Araştırma Hastanesinin Başhekim Doç Dr. Ramazan Çetinkaya ve yönetimine, bütün çalışanlarına, bu eğitici kahvaltı için Dostlar Meclisi üyeleri adına teşekkür ediyorum…
TEBRİKLER
www.antalyabugün.com internet gazetesi köşe yazarı/gazeteci Nilhan Kırdı, Antalya Gazeteciler Cemiyeti' nin her yıl düzenlediği Antalya Basın Ödülleri güncel yazı dalında ''O şimdi evde'' adlı makalesi ile ödül aldı.
Ben de bu makaleyi okuduğum zaman gözyaşlarımı tutamamıştım. Bir annenin haykırışı makalenin her satırında kendini çok açık bir şekilde belli ediyordu.
Serhan’ımıza Tanrı’ dan şifa, yetenekli ve güzel annesine başarılarının daim olmasını, Nilhan Kırdı gibi güçlü, cesaretli, çalışkan kadınlarımızın da topluma ayna tutmasını diliyorum.
Melek Halil
Gastronomi Yazarı/Gurme
e.posta: melekhalil1@hotmail.com
Dost Hançeri
Hayat akıp giden büyük bir armağandır bizlere
Kimi zaman güler, kimi zaman ağlarız dikenli sözlere
Bazen dibe vurur, bazen de sükse yaparız
Çılgın denizlerin dalgalarından oluk oluk taşarız
Dostlarımız çoğalır, sofralarımız şenlenir
Ara ara şarkı mırıldanırız, damağımız demlenir
Yaa ola ki, dost dediğimiz çıngıraklı yılana rastladık
İşte o vakit kanımız, dost hançeri ile zehirlenir…
Melek Halil