Foto (Tevfik Işık)
“Su Akar Türk Bakar” sözü su ve şelaleler kenti Antalya için Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar geçerliliğini korumuş, Kırkgöz kaynaklarından çıkıp falezler üzerinden Akdeniz’e dökülen sular büyük ölçüde bir seyir ögesi olarak görülmüştür. Hakkını yemeyelim, aynı sular Antalya’yı, kökü çok daha eskilere uzanan bir değirmenler (kara ve yalı değirmenleri) kentine de dönüştürmüş, yakın coğrafyasının un merkezi yapmıştır.
Cumhuriyetin kurulduğu yıl, 1923, Halep mutasarrıflığından emekli olan, muhtemelen eski bir Antalyalı ailenin oğlu Tevfik Efendi, bugün ben dahil pek çoğumuzun yaptığı gibi, Antalya’ya yerleşme kararı verir ve gereğini yapar. Avrupa görmüş, ciddi, kararlı adıyla uyumlu bir kişilik olan Tevfik Efendi, elektrikle İstanbul’dan önce tanışmış (1906) Halep deneyimleri nedeniyle olsa gerek, falezlerden Akdeniz’e amaçsız dökülen sulara bir başka gözle bakar, bu sulardan kenti karanlıktan kurtaracak elektrik üretilebileceğini görür.
Dinamo kelimesinin dinamite benzetilmesi, elektrik teli altından geçenin öleceği gibi hurafelerin yaygın olduğu bir ülkedeki engellerin farkında olarak Tevfik bey Antalya’nın ilk Elektrik Santralinin (fabrikasının) kurulması için kolları sıvar. Zor da olsa, Antalya’nın o dönemdeki kalburüstü eşrafını bundan hem kentin hem de kendilerinin karlı çıkacağına inandırmayı başarır. 1925 yılında Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün onayı ile, 10 000 lira (sarı lira ya da altın) sermayeli “Antalya Elektrik Türk Anonim Şirketi kurulur. Şirket Kurucuları arasında Tevfik Efendinin yanında un değirmeni sahibi Ak Hüseyin, tüccar Osman Yerebakan, Tüccar Hafız Yantaç Mehmet Efendi, Çapacı Mehmet Kaptan, Hacı Hasan Uzun, elektrik yüksek mühendisi Hamdi Ilıkan gibi kişilr bulunmaktaydı.
Lara yolunda bugün terkedilmiş binalarının bulunduğu yerde, Antalya Milletvekili sayın Rasih Kaplanın da destekleriyle, “Elektrik Fabrikası inşaatına başlanır ve İzmir (1913), Adapazarı (1923), Ankara (1924), Adana, Trabzon, Mersin (1925), Sivas, Konya, Bursa, Kayseri (1926) illerinin ardından Antalya Afyon, Samsun, Eskişehir, Giresun illeri ile birlikte 1928 yılında elektrik ile tanışır.
Foto: Elektrik Fabrikası kalıntıları
Çapı 1m uzunluğu 85 m olan cebri boru ile 26,6 m yükseklikten düşürülen su gücü ile çalışan tek kademeli yatık eksenli Francis türbine bağlı jeneratör aracılığıyla üretilen 185 kVA enerji Yenikapı, Kaleiçi, Şarampol semtlerinin sokak ve evlerini aydınlatmaya başlar. Antalya için, sokak fenercileri tarafından yakılan gazlı “idare lambaları” ile aydınlatılan sokaklar dönemi sona ererken “Işıklı” bir dönem başalar.
Yıl 1933, yani Cumhuriyetin 10 kuruluş yılına gelindiğinde, Tevfik bey, Ord. Prof. Burhanettin Sezarar ve Suphi Göksu’nun gayretleriyle elektrik fabrikasının senkronizasyon sorunu çözülür, ve Antalya bu çok özel yıldönümünü ışıl ışıl bir atmosferde kutlar.
Sevgili Hüseyin Cimrin’in anlatımıyla “1875 yılında Antalya'da doğan Tevfik efendi iş hayatına ilk olarak Ziraat Bankası'nda memur olarak başlamış, daha sonraki yıllarda Maliye'de defterdar olarak sırasıyla Adana, Beyrut, Bağdat Defterdarlığı görevlerini üstlenmiştir. İstanbul'da Bahriye Muhasebecisi olarak çalıştığı sırada Kevser Hanım ile evlenmiş, sonrasında Şam'da defterdar, 4.üncü Ordu Muhasebeciliği ve Vali Vekilliği olmak üzere üç görevi birden yürütmüştür. Bu memuriyetleri sonunda emekli olunca, doğduğu şehir olan Antalya'ya yerleşmiştir. Tayyibe, Azize, Fahriye ve Talat adlarında 4 çocuğu olan Tevfik Işık 1958 yılında hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Soyadı Kanunu ile "Işık" soyadını alan Tevfik Efendi Tevfik Işık olmuş ve Antalya Halkı 1976 yılında Yenikapı'da açılan bir caddeye onun adını vermiştir.”
Bugün Kent Müzesi olarak tanımlanan alanın hemen bitişiğinde bulunan ve “Işıklar Caddesi” olarak bildiğimiz caddenin ardında böyle bir hikaye vardır. Bu cadde herhangi bir “Işıklar” Caddesi değil “Tevfik Işık” Caddesidir. Kent Müzesi Tevfik Işık’a ve onun adını taşıyan caddeye sahip çıkmak, hikayesini bilinir kılmak zorundadır.
Çeşitli eklemeler, değişimlerle bu santral 1975 yılına kadar Antalya’ya ışık vermeye devam etmiştir.