Bir kişinin farkında olduğu bilinçli aklıdır. Eylemleri yöneten, kararları veren akıl. Bilinçaltı ise esas farkında olunmayan büyük parçadır. Bilincin birçok eylemi bilinçaltı tarafından yönetilir. Gerçek “ben” odur. Onu anlamadan kendinizi anlayamazsınız.
Birçok kişi kendini bulmak için dünyayı gezer. Ama o aranan “ben” geziyle bulunmaz. Ne yatağın altındadır. Ne de kapının arkasında. Dışarıda değil içerdedir.
Teorik olarak özgür irademiz, istediğimiz her türlü kararı alma gücümüz, uygulama potansiyelimiz vardır. Ama bilinçaltının gücü ve arzuları bunların çoğuna izin vermez. İstesek de yapamayız.
Kaygılarımızın şekli ve miktarı bizi yönlendirir. Sabah hava yağmurlu ve soğuksa canımız yatakta kalıp işe gitmemeyi ister. Bilinçaltı işi kaybetmekten korkuyorsa hemen kalkar, giyinir ve gider.
Alkol bağımlısı alkolü bırakmayı arzu eder. Eşinin ona iğrenerek bakması, yaşamının her geçen gün kötüye gitmesinden üzgündür. Ama tüm bilinçli arzusuna rağmen içmeye devam eder. Obez zayıflamayı ister. Zayıflayınca kendini çok daha iyi hissedeceğini bilir. Ama bir türlü yemesini kontrol edemez, yemeye devam ederken mutsuzluğu çaresizliğe dönüşebilir.
İnsanlar bilinçleriyle birçok kararlar verirler. Ama bilinçaltı kabul etmez. İçerisi itiraz eder ve izin vermez. Bilinç birçok şeye karar verebilir. Mantık yürütür, nedenlerini bulur, plan yapar. En yararlısının ne olduğunu bilir. Bilinçaltı onay vermezse harekete geçemez. Güç bilinçaltındadır. Enerji bilinçaltındadır. En güçlü irade bile onu yenemez. Değişim çabaları yarıda kalır. Bilinçaltının kendi değişmedikçe alışkanlıklar devam eder. İrade sadece yüzeye bir çentik atabilir.
Bilinçaltı nasıl programlanmışsa öyle çalışır. Bir bilgisayar gibi. Hangi programı yüklerseniz o programın sınırları içinde çalışabilirsiniz. Bu programlar biz farkında değilken yerleşir. Biz doğruyla yanlışı ayırt etme gücüne sahip olamadan önce yerleştirilir.
Çocukluk döneminde bir anne çocuğuna sinirlenerek:
“ Sen beceriksizin tekisin, bir şeyi de düzgün yap, senin her şeyin yanlış” dediği zaman çocuk büyüdüğünde de başarısızlığa programlanmıştır. Çocuk yaşlarda henüz bilinçli aklı gelişmemiştir. Bu olumsuz telkinleri sansür edemez. Bilinçaltının değerlendirme yeteneği yoktur, her fikri doğru kabul eder. Yüklenen programları reddetme gücü yoktur. Bilinçaltına yerleşen her fikir inanç olur. Davranışa yansır. Bilinçaltı hepsinin gerçek olarak kabul eder ve bu negatif inancı yerleştirir;
“Ben hiçbir şeyi doğru yapamam”.
İlerleyen dönemlerde bilinç kararını değiştirmek istediğinde, negatif kognisyonlar bilinçaltına göre doğru olduğu için değişmez. Yani zihnin iki parçası ayrılmaya başlar. Bilinçaltı fikirler hakim olur, bilinç ne isterse istesin bilinçaltının direnci ile karşılşacaktır.
Bilinç, her yeni fikri inceler, daha önce kabul edilmiş fikirlerle karşılaştırır. Negatif self hipnozlar kişinin gerçeğiyle uyuşmaz. Ama bilinçaltı bunu bilemez. Ona göre orada yerleşik fikir onun doğrusudur. Bilinç düzeyinde doğru olan bir fikir, bu nedenle bilinçaltı için yanlış kabul edilecektir. Korkular, kaygılar, mantıksız beklentiler, öfkeler, önyargılar. Hepsi bilinçaltının oluşum yıllarında birikir. 10-12 yaşına gelene kadar bu yanlış programlanma tamamlanır.
Ruhsal ve bedensel dengenizi sağlayabilmek için bilinç ve bilinçaltı uyumunuzu tekrar sağlamanız gerekebilir.
BİLİNÇALTININ İŞLEVLERİ
Zihnimiz bir organik bilgisayar olarak çalışır.Programlanma özelliğine sahip bir organik bilgisayar.Virüs bulaşabilen programlar ve virüs bulaşmış bir organik bilgisayarı olan bir insan düz denizde yalpalayan gemi gibidir.Bir türlü yolunu bulamaz
Bilinçalti bir hafiza bankasi bir bilgisayar gibi hizmet verir. Trilyonlarca hücre ve her birinin yüzlerce bağlantısı. Muazzam bir bilgi biriktirme gücü yaratır. Görülen, koklanan, işitilen, dokunulan, tadılan her bilgi bu devrelerde kaydedilir ve saklanır.
Bilinçaltı bedenin istemsiz işlerini kontrol eder ve düzenler. Solunum, sindirim, kan dolaşımı, dışkılama gibi. Gerginlik ve stres sistemlerin işleyişini yavaşlatır.
Bilinçaltı duyguların üreticisi ve saklayıcısıdır. Duygulara sahip olan ve kontrol eden zihne hakim olur. Bu güç insanların çok büyük çoğunluğunda bilinçaltındadır. Duygular arzuları idare eder, güçlendirir. Arzular ise davranışlarımızı yönetir. Duygularını kontrol edemeyen insan bilinçaltının kontrolü altında kalır. Duygularının farkında olmayan insan otomatik yaşar. Bilinçaltı inançlarınız sizi hasta edebildiği gibi iyileştirebilir de.
Bilinçaltı hayallerin oluştuğu yerdir. Çocuklar canlı hayaller görür. Büyüdükçe acı olayların etkisiyle hayalleri bastırmaya başlarız. Hayal etmekten korkarız. Hayaller hayal kırıklığı yaratır. Olumsuz duyguları tetikler. Bilinçaltı sembollerle çalışmaya devam eder. Gelecekle ilgili kalıplaşmış olumsuz senaryolar üretir hale gelir. Başarısızlık hayalinin sonucu başarısızlıktır. Bilinçaltının inancı bilincin iradesini yener.
Yaratıcı hayal kurmak başarının sırrıdır. Tüm başarılı sanatçı, mühendis ve mimarlar yeteneklerini bilinçaltında yarattıkları sembollere borçludur. Sanatın hayranlık uyandıran birçok eseri sanatçının bir çeşit self-hipnozu sırasında ortaya çıkarılmıştır. Hipnozdayken yaratıcılık ve üretkenlik hakim olur. Hayal gücünüzü kontrol etmeyi öğrenirseniz ondan yaratıcı yönde yararlanırsınız. Bu enerjiyi ortaya çıkarmanın en kolay yolu hipnozdur.
Bilinçaltı alışkanlıklarımızın oluştuğu ve korunduğu yerdir. Birçok günlük eylemimiz otomatiktir. Bir eylemi öğrendikten sonra bilinçaltının malı olur. Otomobil kullanmak, yüzmek, paten kaymak, giyinmek gibi. Bu işleri öğrendikten sonra bilinçli aklımız devre dışı kalır. Bilinçaltı sorumluluğu alır ve iyi iş çıkarır. Merdivenden inerken her adımda hangi ayağınızı atacağınızı düşünseniz bir süre sonra merdivenden yuvarlanırsınız.
Bilinçaltı bedensel ve ruhsal enerjimizi yöneten bir dinamodur. Yaşamdaki hedeflerimizi gerçekleştirmek için iç enerjiye gereksinimimiz vardır. Bilinçaltı bu enerjiyi oluşturur ve kullanır. Bilinç bu enerjiyi yönlendirmezse enerjinin kullanımı olaylara ve şansa kalır. Davranışlar bu enerjinin ifade bulmuş şeklidir. Bilinçaltı bu enerjiyi bir hedefe doğru kullanır. Eğer bilincin tanımladığı bir hedef yoksa bilinçaltı kendi bildiği hedeflere doğru ilerler. Ya da başkalarının hedeflerini kendi hedefi olarak seçer. Yönetim olmazsa sonuç sağlıksız, yıkıcı, başarısız hedeflerdir.
HİPNOZ BİLİNÇALTINA ULAŞMA ARACIDIR
Bilinçaltı ne isterse onu yaparız, söylenen her şeye inanır. O halde yeniden programlanma, bilinci teknik olarak ekarte ederek bilinçaltına ulaşma şansımız vardır. Negatif düşüncelerin yerine pozitif konnisyonları yerleştirme şansımız vardır. Yerleştikten sonra onları sürekli besleyerek ve güçlendirerek değişmez hale getirebiliriz.
Bilinç farkındayken bilinçaltını değiştiremeyiz. Bu nedenle bilinçaltına doğru bilgiyi göndermek için bilinç geçici olarak kenara çekilmelidir. Bu da ancak hipnozla sağlanır.
Hipnozda bilinç devre dışıdır, bastırılmıştır, karışamaz, eleştirmez, değerlendirmez, yorumlamaz, analiz etmez. Bilgilerin doğrudan bilinçaltına gitmesine izin verir. Bu iki farklı zihin parçasının ilişkisini anlarsanız hem hipnoz olmanız, hem hipnoz yapmanız hem de hipnozda değişiklik yaratmanız çok kolaylaşır.
Bilinçaltını kişi onu yönetici olarak atarsa sonuç hüsran olabilir. Bilinçaltı düşünmez. Ama düşüncelere tepki verir. Düşüncelerin oluşturduğu emirleri yerine getirir. Bilinçaltını yönetmek, bilinçaltının sizi yönetmesinden daha basit ve kolaydır.
Bazı durumlarda enerjimizi tükenmiş hissederiz. Öfke, korku, suçluluk gibi duygular enerjiyi emer bitirir. Üretilen enerji aynıdır ama yönlendirilmesi bozuktur.
Başarılı kişiler daima hedefe kitlenmiş füze gibi adım adım ilerler. Sürekli enerjiktir, başarılıdır. Bu kişilerin ya kendi hedefleri vardır ya da aileleri destekler. Boşa enerji harcanmaz.
Başarısız kişiler sürekli şikayet eder, yaşamında düzenlemesi gerekenleri erteler, her işi yarım kalır. Başarısızlık hedefidir. Çünkü negatif şemalarla programlanmıştır.
Bilinçaltı bir hedef arar. Bu nedenle bilinçten rehberlik etmesini ister. Bilinçaltı kendine söyleneni yerine getirir. Onu başarıya, sağlığa, arzu edilen her şeye yönlendirebilirsiniz. Kişi bilinçli olarak hangi emiri verdiğini unutsa da bilinçaltı unutmaz. Sabitler ve sizin hizmetinize sunar.
Uzm.Dr. Sevilay ZORLU
Psikiyatrist & Psikoterapist
Kognitif Davranışcı Terapist, Hipnoterapist (Regresyon),
Aile Terapisti, Cinsel Terapist, Sanat Terapisti
Tel: 0242 316 98 99