KISA REAKTİF PSİKOZ İskandinav ülkelerinde bu tanıyı koyma oranı tüm yatışlar içinde %10, tüm psikozlar içinde %15-20 dolayındadır.
Kesin nedeni bilinmemektedir.
Bazı çalışmalarda genetik yatkınlığın bozukluğun gelişmesinde rol oynadığı savunulmaktadır.
Kişilik bozukluğu olanlar belirtilere yatkınlık gösterebilir.
Alt tipleri:
•Belirgin tetikleyici etken olan (kısa tepkisel psikoz): Belirtiler, kişinin yaşadığı kültürde, benzer koşullarda, neredeyse herkes için belirli bir gerilim kaynağı olabilecek tek bir olaya ya da olaylar bütününe tepki olarak ortaya çıkmışsa.
•Belirgin tetikleyici etken olmayan: Belirtiler, kişinin yaşadığı kültürde, benzer koşullarda, neredeyse herkes için belirli bir gergin kaynağı olabilecek tek bir olaya ya da olaylar bütününe tepki olarak ortaya çıkmamışsa.
• Doğum sonrası başlayan: Gebelik sırasında ya da doğumdan sonra dört hafta içinde başlamışsa
ŞİZOFRENİFORM BOZUKLUK bir aydan altı aya kadar olan şizofreni tanı ölçütlerinde bu tanı konur.
ŞİZOFRENİ genç yaşlarda başlayan, hastaların kendilerine has bir dünyada yaşadıkları ve yavaş yavaş çevrelerine bir duvar örerek içine kapandıkları, sosyal ve bilişsel işlevlerde eksilmelerle sonlanabilen, sıklıkla süreğen, yineleme (relaps) ve iyileşmelerle karakterize ataklala seyreden, bireyde duygulanım, düşünme, algılama, davranış,
Kıskançlık türü: Sanrının ana konusu, eşinin ya da sevgilisinin kendisini aldattığı ise bu alt tür kullanılır.
Kötülük görme (perseküsyon) türü: Sanrının ana konusu, kişinin, güç duruma sokulmak için kendisine karşı bir takım tasarılar yapıldığı, aldatıldığı, gözetlendiği, izlendiği, zehirlendiği ya da kendisine ilaç verildiği, amaçlı olarak kötülendiği, usandırıldığı, bezdirildiği ya da uzun erimli amaçlarından alıkonulduğu inancını kapsıyorsa bu alt tür kullanılır.
Bedensel (somatik) tür: Sanrının ana konusu, bedensel işlevleri ya da duyumları kapsanıyorsa bu alt tür kullanılır.
Karma tür: Tek bir sanrısal konu baskın değilse bu alt tür kullanılır.
Kısa Psikoz Bozukluğu İlk kez 19. Yüzyılda tanımlanmış
Toplumsal ilişki, iş yaşamı gibi alanları olumsuz etkileyen; yeti yitimine neden olan, hastadan hastaya klinik belirtiler, seyir ve sağaltıma yanıt açısından zamanla görünümü değişkenlik gösteren bir ruhsal bozukluktur
Bu hastalıkta bir yanda taşkınlık belirtilerinin yol açtığı sorunlar, diğer yanda düşünce fakirleşmesi ve irade bozulması gibi yoksunluk belirtileri hastaların işlevselliklerini bozmakta ve kendileri ile birlikte yaşayan insanların da yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir
Sıklık ve yaygınlık genel toplumda şizofreninin yaşam boyu yaygınlığı erkeklerde 1000 kişide 11,6 iken, kadınlarda 1000 kişide 6,5 bulunmuş.
Yaşam boyu hastalanma riski %1 dolayındadır. Sosyoekonomik düzeyi düşük olan bireylerde daha yüksek olduğu (yaklaşık 5 kat), evlilerde, bekar ve boşanmışlardan daha düşük (erkeklerde 12-50 kat, kadınlarda ise 3-15 kat) olduğu ve evliliğin hastalığa karsı koruyucu bir faktör olduğu ileri sürülmektedir.
Şizofreninin başlangıç yaşının 15-45 yaşları arasında olduğu bildirilmektedir
20-30 yıldan beri şizofreni, giderek artan yaygınlıkla, beynin bir gelişim bozukluğu olarak kabul edilmektedir
Paranoid, dezorganize, katatonik, farklılaşmamış ve rezidüel.
Şizofreni hastalarının öyküsü incelendiğinde hastalık öncesinde şizoid ya da şizotipal kişilik özellikleri gösterdikleri, sessiz, içe dönük ve edilgen oldukları öğrenilir. Çocukluk ve ergenlik dönemlerinde ya çok az arkadaşları vardır ya da hiç arkadaşları yoktur. Hastalık öncesi belirtiler hastalığın bir parçasıdır ancak geriye yönelik değerlendirildiğinden geçerliliği düşüktür.
Şizofreni hastalarında hastalık öncesi dönemde, bedensel yakınmalar bulunabilir. Bu kişiler büyüsel düşünce tarzı, alışılmadık konuşma içeriği veya halüsinatuar deneyimlerle karışık anormal duygulanım sergileyebilirler. Hastalık öncesi belirtiler aylar ve yıllar sürebilir. Faktör analizine dayanan geniş kapsamlı çalışmalar şizofrenide üç ayrı semptom kümesi tanımlamışlardır.
Pozitif belirtiler; hezeyanlar, hallüsinasyonlar ve yapısal düşünce bozukluğu ile karakterizedir. Hezeyanlar çoğunlukla paranoid veya bizar doğada olmakla birlikte diğer hezeyan tipleri görülebilir. Hallüsinasyonlar çoğunlukla işitsel olmakla birlikte diğer duyu alanlarına uyan hallüsinasyonlar da görülür. Dezorganizasyon; çağrışımlarda çözülme, enkoherans, uygunsuz duygulanım ve düşüncede fakirleşmeyi kapsar.
Negatif belirtiler; duygulanımda sığlaşma, spontanlığın kaybı, irade azlığı, enerji düzeyinde düşme ve zevk alamamayı içerir.
Hastaneye yatarak tedavi görmüş ilk atak şizofreni hastalarının taburcu edildikten sonra düzenli antipsikotik tedaviye rağmen, ilk yıl içinde ikinci bir atak geçirme riskleri yaklaşık %35- %40’tır (90). Atak sayısı arttıkça kronikleşme olasılığı artar.
Hastalığın gidiş ve sonlanışını önceden kestirmek hemen hemen olanaksızdır.
Psikiyatrist & Psikoterapist
Uzm. Dr. Sevilay Zorlu
Hipnoterapist
Psikanalitik Regresyon Terapileri
HYT (Hipnomedidatif Yeniden İşleme )
İBT (İçsel Bilge Terapisi)
Cinsel Terapist
Kognitif (Bilişsel) Davranışcı Terapist
Çift Terapisti
Aile Danışmanı
Sanat Terapisti
Fonksiyonel Bütüncül (Holistik) Tıp
Rezonans terapisi
İletişim: 02423169899
sevilayzorlu.com
www.antalyaterapipsikiyatri.com
www.antalyacinselterapi.com
https://neorezonansantalya.com/
Facebook: https://PsikiyatristSevilayZORLU
Twitter: https://mobile.twitter.com/DrSevilayZorlu
İnstagram: https://www.instagram.com/psikiyatrist_sevilay_zorlu/…
YouTube: https://www.youtube.com/results?search_query=sevilay+zorlu
https://www.instagram.com/neorezonans_biorezonans/...
TikTok: https://www.tiktok.com/@psikiyatristsevilayzorlu?_t=8UeuLaJSGiA&_r=1