PSİKİYATRİST

ÇEKİNGEN KİŞİLİKTE DÜŞÜNME ŞEKİLLERİ

Bu kişiler, kendilerini huzursuz, içi rahat olmayan, gergin ve tasalı kişiler olarak tanımlarlar. Yalnızlık duygularını, istenmediklerini ve toplumdan kopuk olduklarını, başkalarından çekindiklerini ve başkalarına güven duyamadıklarını sıklıkla dile getirirler. Başkalarını eleştirici aldatıcı, güvenlerini kötüye kullanan ve kendilerini aşağılayan kişiler olarak görürler. Böyle bir bakış açıları olunca, bu kişilerin neden çekingen ve kaçınan kişiler olarak davrandıklarını anlamak zor değildir. Boşluk ve kendine yabancılaşma duyguları yaşarlar. Bu kişiler, iç gözlem yapma ve kendileriyle ilgili olarak farkındalık kazanma eğilimi içindedirler; çoğu zaman kendilerini başkalarından değişik olarak görürler, kim oldukları ve kendilerine biçtikleri değer konusunda kararlı değildirler. Başkalarına yabancılaşmalarına, kendilerine yabancılaşma duyguları da eşlik edebilir. Sürdürdükleri yaşamın boş olduğunu, benlik imgelerinin değersiz olduğunu, kendilerini küçük gördüklerini sık sık dile getirirler. Bu tür bir kişilik bozukluğu olanların başlıca amacı, kendini gerçek ya da imgesel ruhsal acıdan korumaktır.

Kişilerarası ilişkilerinin gerisinde yatan itici güç, kişisel olarak küçük düşecek ya da toplumsal olarak dışlanacak ortamlardan kaçınmaktır. Kendi saldırgan ve duygu yüklü dürtüleri de diğer bir tehdit öğesidir. Bunlar da kendi başına yeterince büyük bir sıkıntı kaynağıdır, çünkü bu kişiler, kendi davranışlarından ötürü kınanacaklarından ya da dışlanacaklarından korkarlar. Söz konusu içsel dürtülerini yadsımaya ve bunların önünü almaya büyük bir ruhsal enerji harcarlar. Çekingen kişilik bozukluğu olan kişilerde bir çok çatışma bir arada yaşanır. Yaşanan başlıca çatışma, duygulanımla güvensizlik arasında yaşanan çatışmadır. Başkalarına yakın olmak, duygularını göstermek isterler ve sıcak davranmaya çalışırlar, ancak bu davranışlarından ötürü acı çekeceklerini ve düş kırıklığına uğrayacaklarını düşünmekten kendilerini alamazlar. Yeterlikleri hakkında kuşkuları vardır. Kendilerine güvenlerinin olmayışı, kendi başlarına girişimde bulunmalarını engeller, özerklik ve bağımsızlık çabalarının boşa çıkacağını düşünmelerine, dolayısıyla küçük düşmekten korkmalarına yol açar. Doyum sağlamaya yönelik her yol sanki bu çatışmalar tarafından kapanmıştır. Kendi başlarına davranamazlar, çünkü kendilerine yönelik bir kuşku içindedirler, başkalarına bağlanamazlar, çünkü kimseye güvenmiyorlardır.

Her iki yönden de kapana sıkışmış kalmışlardır, hem onları çevreleyen sıkıntıdan, hem de iç dünyalarındaki boşluktan ve yaralanmalarından kurtulma arayışı içindedirler. Sözü edilen bu ikinci özellik, çekingen kişilik bozukluğunu anlamada özellikle önemlidir, çünkü kişinin kendini dış çevreden geri çekmesi bir ölçüde barış ve huzur sağlayabilir, ancak bu kişiler kendi içlerinde bir avuntu, bir dingillik bulamazlar. Geçmiş yaşamlarında karşı karşıya kalmış oldukları aşağılayıcı ve küçümseyici kötü tutumları içselleştirdiklerinden ötürü, başarılarından ve görüşlerinden kaynaklanan ödüllendirilmeyi yaşamak yerine utanç, aşağılanma ve küçük düşürülmüşlük duyguları yaşarlar. Kişinin kendi düşünceleri ve duygularıyla boğulması daha zor bir yaşantıdır, çünkü kişi kendisinden uzak duramaz kendisinden kaçamaz, kendisinden saklanamaz. Kendilerini değerli bulmadıkları ve kendilerine saygı duymadıkları için, bu kişiler, içinde bulunduklarının düşündükleri ‘’ acınası’’ durumlarından ötürü sürekli olarak büyük bir sıkıntı çekerler. Kendi içlerinde kendilerinden kaynaklanan sıkıntıyı savuşturmaları için göstermek zorunda oldukları çabalar, dış dünyayla baş etmek için gösterecekleri çabalardan çok daha fazladır.

Çekingen kişilik bozukluğu onların başlıca yakarışı, acı çektikleri düşüncelerinden ve özgür kalan duygularından kurtulmak, bunları ortadan kaldırmak ya da baskılamak üzerinedir. Bu kişiler, kendi düşünsel uğraşlarına karşı koymaya, düşüncelerini ve iletişimlerini daha az anlamı olan başka alanlara kaydırmaya çalışırlar. Diğer bir değişle, kendi anlam dünyalarıyla etkin bir savaşın içindedirler.

Çekingen kişilik bozukluğunun yerleşik düşünceleri şunlardır:

  • Toplumsal açıdan beceriksiz biriyim, işyerinde ya da toplumsal durumlarda aranan biri değilim.
  • Diğer insanlar eleştirici, aldırmaz, başkalarını aşağılayıcı ya da dışlayıcıdır.
  • Hoş olmayan duygulara katlanamam.
  • İnsanlar bana yakınlaşırlarsa ‘’ gerçek’’ ben’i bulup çıkartacaklar ve beni dışlayacaklardır.
  • Aşağı  ya da yetersiz görünmek katlanılabilir değildir.
  • Her ne pahasına olursa olsun hoş olmayan durumlara düşmekten kaçınırım.
  • Hoş olmayan bir şeyi düşünürsem ya da hissedersem, bunu savuşturmaya ya da ilgimi dağıtmaya çalışırım( söz gelimi başka bir şey düşünme, bir şey içme, bir ilaç alma ya da televizyon seyretme).
  • İlgi çektiğim ortamlardan uzak durmalıyım ya da olabildiğince göze çarpmalıyım.
  • Hoşa gitmeyen duygular giderek kabarır ve denetimimiz dışına çıkar.
  • Başkaları beni eleştirirse kesinlikle haklı olmalıdır.
  • Başarısızlıkla sonuçlanacak bir şey yapmaktansa hiçbir şey yapmamak daha iyidir.
  • Bir sorunu düşünmezsem, bunun için bir şey yapmak zorunda kalmam.
  • İlişkilerde yaşanan herhangi bir gerginlik belirtisi, ilişkinin kötü gittiğini gösterir, dolayısıyla ilişkiyi sonlandırmalıyım.
  • Bir sorunu görmezden gelirsem, sorun olmaktan çıkar.

 

Psikiyatrist & Psikoterapist

Uzm. Dr. Sevilay Zorlu

Hipnoterapist

Psikanalitik Regresyon Terapileri

HYT (Hipnomedidatif Yeniden İşleme )

İBT (İçsel Bilge Terapisi)

Cinsel Terapist

Kognitif (Bilişsel) Davranışcı Terapist

Çift Terapisti

Aile Danışmanı

Sanat Terapisti

Fonksiyonel Bütüncül (Holistik) Tıp

Rezonans terapisi

İletişim: 02423169899

sevilayzorlu.com

www.antalyaterapipsikiyatri.com

www.antalyacinselterapi.com

https://neorezonansantalya.com/

Facebook: https://PsikiyatristSevilayZORLU

Twitter: https://mobile.twitter.com/DrSevilayZorlu

İnstagram: https://www.instagram.com/psikiyatrist_sevilay_zorlu/

YouTube: https://www.youtube.com/results?search_query=sevilay+zorlu

https://www.instagram.com/neorezonans_biorezonans/...

TikTok: https://www.tiktok.com/@psikiyatristsevilayzorlu?_t=8UeuLaJSGiA&_r=1

 

 

Yayın Tarihi
18.03.2024
Bu makale 311 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!