Kokain yoksunluğunun başlıca özelliği, uzun bir süre, aşırı ölçülerde kokain kullanılmasından sonra, bu maddenin bırakılmasının ya da azaltılmasının ardından birkaç saat içinde özgül bir yoksunluk sendromunun ortaya çıkmasıdır.
Yoksunluk sendromu, bozulmuş duygudurumun gelişmesi ve aşağıdaki fizyolojik değişikliklerden en az ikisinin eşlik etmesi ile belirlidir:
• bitkinlik,
• canlı ve hoş olmayan rüyalar,
• uykusuzluk ya da aşırı uyku uyuma,
• yeme isteğinde artma olması,
• psikomotor retardasyon ya da ajitasyon.
- Anhedoni gibi hayattan zevk alamama ve madde almak için içinin geçmesi gibi belirtiler bulunursa da, bunlar tanı ölçütleri arasına alınmamıştır.
- Kokain, özellikle damardan alındığında ya da tüttürüldüğünde, merkezi sinir sistemi üzerinde hızlı ve güçlü birtakım etkiler ortaya çıkartan, kısa etki süreli bir maddedir.
- İğne ile verilince ya da tüttürülünce, birden bir iyilik durumu yaratır, kendine güven verir ve öfori durumu ortaya çıkar. Özellikle bağımlılık da varsa, belirgin birtakım davranışsal değişiklikler hızla ortaya çıkabilir.
- Yüksek ölçülerde kokain alındıktan sonra ortaya çıkan akut entoksikasyonda, dolambaçlı konuşma, baş ağrısı, gelip geçici alınma düşünceleri ve kulak çınlaması olabilir.
- Ayrıca şüpheci paranoid düşünceler, bilinç açıkken duysal hallüsinasyonlar ve dokunsal hallüsinasyonlar ("kok böcekleri") da ortaya çıkabilir ve kullanıcı genellikle bunların kokainden kaynaklandığını bilir.
- Karşısındakilere gözdağı vermelere ya da saldırgan birtakım davranışlar sergilemeye dek giden, aşırı öfkelenmeler olabilir.
- Özellikle kokain yoksunluğu durumlarında, depresyon, intihar düşünceleri, sinirlilik, anhedoni, duygusal oynaklık ya da dikkat ve odaklanma güçlükleri sık görülür.
- Kokain bağımlılığı olan kişilerin, çoğu kez, majör depresif bozukluğun belirti ve süre tanı ölçütlerini karşılayan, gelip geçici depresyon belirtileri olur.
- Yineleyen panik atakları, sosyal fobi benzeri davranışlar ve yaygın anksiyete benzeri sendromlar sıktır
- Yeme bozuklukları da eşlik edebilir.
- Paranoid tür şizofreniye benzer, hezeyan ve hallüsinasyonlarla giden bir psikoz gelişebilir.
KOKAİN BAĞIMLILIĞININ SÜRECİ NASILDIR?
Kokainin yol açtığı ruhsal bozukluklar, alımın bırakılmasından sonra, genellikle birkaç saat ya da gün içinde çözülür; ancak bir ay gibi uzun bir süre sürdüğü de olur.
Kokain bağımlılığı olan kişiler, çoğu kez, kokainle ilişkili uyaranlara koşullanmış tepkiler geliştirirler. Herhangi beyaz toz benzeri bir madde gördüklerinde içleri geçebilir. Bu olgu, yeğin ruhsal değişikliğe neden olan bütün maddelerde görülen bir olgudur. Gösterdikleri bu tür tepkilerin depreşmeye katkısı olabilir, bunları söndürmek güçtür ve detoksifikasyon bitirildikten sonra uzun bir süre sürebilir.
Kokain kullanım bozukluklarına, özellikle alkol, marihuana, eroin ve benzodiazepinler olmak üzere, diğer madde kötüye kullanımı ya da bağımlılığı durumları oldukça sık eşlik eder.
Kokain bağımlılığı, travma sonrası stres bozukluğuna, antisosyal kişilik bozukluğuna, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğuna ve kumar bağımlılığına eşlik edebilir.
Laboratuvar bulguları
Çoğu laboratuvar, tek bir alımdan sonra bir-üç gün süreyle, ardı ardına yüksek ölçülerde alımlardan sonra 7-12 gün süreyle, idrarda kalan bir kokain metabolitine bakabilmektedir.
İğneyle kullananların karaciğer fonksiyon testlerinde bir ölçüde yükselmeler olabilir. Hepatit ve AİDS de içinde olmak üzere, cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve tüberküloz eşlik edebilir. Göğüs filmlerinde pnömoni ya da pnömotoraks saptandığı olur.
Fizik muayene bulguları ve eşlik eden genel tıbbi durumlar
Kokainin alınma yoluna bağlı olarak değişik birtakım genel tıbbi durumlar olur. Kokaini burundan çekenlerde sinüzit, burun mukozasının tırmalanması ve kanaması, burun septumunun delinmesi gibi durumlar ortaya çıkabilir.
Kokaini tüttürenlerde birtakım solunum sorunları; öksürme, bronşit ve solunum yolları yüzeylerinin tırmalanması ve yangılanmasına bağlı olarak pnömoni (zatüre) çıkma olasılığı yüksek olur.
Kokaini enjekte edenlerde, opiyat bağımlılığı olanlarda olduğu gibi, daha çok ön kollarda olmak üzere, delik izleri ve birtakım başka izler bulunur.
Damardan sık enjeksiyon yapma ve önüne gelenle cinsel ilişkiye girme sonucu HIV, HPV,HBV,HCV gibi enfeksiyonlar gelişebilir.
Cinsel yolla bulaşan diğer hastalıklar, hepatit, tüberküloz ve diğer akciğer enfeksiyonları da görülebilir.
Kokainin yeme isteğini baskılayan özelliklerinden ötürü, kilo kaybı ve kötü beslenmenin belirtileri ortaya çıkabilir.
Göğüs ağrısı sık görülen bir belirtidir.
Solunan kokainin daha iyi emilmesini sağlamak için yapılan Valsalva benzeri girişimler pnömotoraksa yol açabilir.
Gençlerde ve bir sağlık sorunu yokmuş gibi görünen kişilerde, kalp krizi, çarpıntılar ve aritmiler, solunum ya da kalp durmasından ötürü birden ölüm ve inme görülmektedir. Bu olaylar, büyük bir olasılıkla, kokainin kan basıncını yükseltmesinden, damarları büzmesinden ya da kalbin elektrik etkinliğini değiştirmesinden kaynaklanmaktadır.
Kokain kullanımı ile birlikte epilepsi nöbetleri de görülebilir.
Sıklık
Kullananlar arasında kadın-erkek oranının 1/1.5-2 olduğu saptanmıştır. Daha çok 18-25 yaşları arasında kullanılmaktadır.
Gidiş
Dönemsel olarak ya da sürekli neredeyse her gün kullanılır. Dönemsel kullanımda, iki gün ya da daha uzun bir süre kullanılmadığı günler olur. Kokain bitene dek hiç durmadan, saatlerce ya da günlerce, sürekli alındığı da olur. Kronik günlük kullanımda, az ya da çok kullanıldığı gibi, gün boyu ya da yalnızca birkaç saat kullanıldığı da olabilir. Kronik günlük kullanımda, ardışık günlerde kullanılan ölçü genellikle pek değişmez, ancak zamanla kullanılan ölçüde bir artma olur.
Kokain tüttürülünce ve intravenöz kullanılınca, çoğu kez, birkaç hafta ya da ay içinde olmak üzere bağımlılık gelişir. Bağımlılık gelişmesi durumunda, giderek artan ölçülerde maddeye gereksinilir.
Sürekli kullanıldığında, tolerans gelişmesine ve disforik etkilerde artma olmasına bağlı olarak, "hoşluk" veren etkilerinde azalma olur.
Tedavi
Günümüze dek çok sayıda ilaç denenmiş olmasına karşın, herhangi bir ilacın kesin bir etkinlik gösterdiğine ilişkin açık bilimsel kanıtlar bugün için yoktur.
Tedavide daha çok psikoterapiden yararlanılır. Psikoterapide, genelde destekleyici yaklaşımlarla, baş etme becerileri kazandırma eğitiminin bir bileşimi kullanılır.
Psikiyatrist & Psikoterapist
Uzm. Dr. Sevilay Zorlu
Hipnoterapist
Psikanalitik Regresyon Terapileri
HYT (Hipnomedidatif Yeniden İşleme )
İBT (İçsel Bilge Terapisi)
Cinsel Terapist
Kognitif (Bilişsel) Davranışcı Terapist
Çift Terapisti
Aile Danışmanı
Sanat Terapisti
Fonksiyonel Bütüncül (Holistik) Tıp
Rezonans terapisi
İletişim: 02423169899
sevilayzorlu.com
www.antalyaterapipsikiyatri.com
www.antalyacinselterapi.com
https://neorezonansantalya.com/
Facebook: https://PsikiyatristSevilayZORLU
Twitter: https://mobile.twitter.com/DrSevilayZorlu
İnstagram: https://www.instagram.com/psikiyatrist_sevilay_zorlu/…
YouTube: https://www.youtube.com/results?search_query=sevilay+zorlu
https://www.instagram.com/neorezonans_biorezonans/...
TikTok: https://www.tiktok.com/@psikiyatristsevilayzorlu?_t=8UeuLaJSGiA&_r=1