PSİKİYATRİST

ÖNEMLİ OLAN NE SÖYLEDİĞİNİZ Mİ YOKSA NASIL SÖYLEDİĞİNİZ Mİ ?

DR. SEVİLAY ZORLU

Etkili iletişimin doğrudan gözlenmesi mümkün olamayan bir öğesi de düşünme sürecidir. Uzun süredir, yaklaşımların davranışları etkilediği sezgisel olarak bilinse de, psikolojik araştırmalar son zamanlarda aradaki bağlantıyı bilimsel olarak gösterebilmişlerdir.

Kendinizi ‘’nasıl’’ ifade ettiğinizin önem taşıdığı birçok durumu hayal edebilirsiniz. ‘’Doğru’’ kelimeleri seçmek için harcayacağınız zamanı kendinizi ifade etmek için kullanabilirsiniz. Nihai amaç, size uygun düşen bir hal ve tavır içerisinde, kendinizi dürüstçe ve spontan olarak ifade etmenizdir.

Etkin bir kişilerarası iletişimi bir müzik aletinin akort edilmesine benzetilebilir. Elinizde diyapazon gibi bir standart vardır ve yavaş yavaş tonunuzu o standartla uyumlu hale getirirsiniz. Aynı şekilde, iletişimde de, amaçlarınıza ulaşabilmeniz için en iyi yol, diğer kişi ile dilbilimsel bir uyum veya "sintoni" içerisinde olmanızdır. Sözcüklerinizi ve söz dışı veya söz ötesi tarzınızı, sizi dinleyen kişininkiler ile uyum sağlayana kadar akort edebilirsiniz.

"Sintoni" tekniklerinden birisi, karşınızdaki insanın görme, duyma, dokunma, koku ve tad alma duyularını fark edip, kendinizi onlara uyumlu hale getirmenizi kapsayan "duyusal üslup eşleştirmesi”dir. Dolayısı ile bir insan size "Ne dediğini anlıyorum" derken, bir başkası "Seni duyuyorum" diyebilir. Aslında ikisi de aynı şeyi kastediyordur.

Burada ana fikir, dinleyicilerimizi "okuyabilmemiz" ve onları mesajlarımıza olumlu tepki vermeye yönlendirebilecek bir şekilde, söylediklerimizi sözel ve söz dışı yollarla iletebilmemizdir. Bunu özenli ve ahlâklı bir şekilde yapabilirsek, bu tür yöntemler iletişimimizin daha etkin olmasını sağlayabilir.

Özellikle hayatta kalma mücadelesi veren azınlıklarda "ne" söylediğinizi "kime" söylediğinizi düşünerek seçmeniz gerekebilir. Bir kişinin alt-kültüründe olumlu olarak yorumlanacak sözel bir ifade, bu kültürün dışında olanlar tarafından saldırganlık olarak yorumlanabilir. Bu, aslında çok karmaşık bir konudur.

Yüz ifadelerini çeşitli kültürler bağlamında inceleyen araştırmacılar, ifadelerin farklı yanlarının hem evrensel, hem de belli bir kültüre özgü olabileceği sonucuna varmışlardır. Bireysel farklılıklar kültür grupları arasındaki farklılıklardan çok daha fazla değişkenlik gösterebilmektedir.

Hepimiz, konumumuz ve diğer insanların üzerimizdeki gücü gibi faktörlerin etkisinde kalarak bireylerle birbirimizden farklı ilişkiler kurarız. Dürüstlük, her zaman en iyi yol göstericidir.

İnsanları zorlayan sadece içerik değildir. Endişe, beceri eksikliği veya "benim buna hakkım yok..." gibi düşünceler de bazen belli bir durumla ilgili eyleme geçmemizi engelleyebilir.

“Akıllı insan düşündüğü her şeyi söylemez, fakat söylediği her şeyi düşünür.” Aristotoles

Psikiyatrist & Psikoterapist

Uzm. Dr. Sevilay Zorlu

Hipnoterapist

Psikanalitik Regresyon Terapileri

HYT (Hipnomedidatif Yeniden İşleme )

İBT (İçsel Bilge Terapisi)

Cinsel Terapist

Kognitif (Bilişsel) Davranışcı Terapist

Çift Terapisti

Aile Danışmanı

Sanat Terapisti