BİTEN İLİŞKİNİN ARDINDAN TOPARLANMA SÜRECİ
Acı mı çekiyorsunuz? Bir aşk ilişkisinin henüz sonuna gelmiş biriyseniz, yaralısınızdır. İlişkileri sona erdiği halde yaralanmamış gibi görünenler, ya daha önceleri daha büyük acılar yaşamış ya da acıyı henüz hissetmeye başlamışlardır. Bu doğaldır, beklenen bir şeydir, sağlıklıdır, hatta iyidir bile. Doğanın bize, içimizde iyileştirilmesi gereken bir şeyler olduğunu bildirmesinin bir yoludur; bu nedenle, yaralarımızı sarmaya başlamalıyız. Geliştirebildiğimiz en önemli kişisel becerilerden biri de bunalımlara uyum sağlamamızdır. Büyük olasılıkla yaşamımız boyunca başka bunalımlar da patlak verecektir ve acı çekme süresini kısıtlamayı öğrenmek, çok değerli bir deneyim olacaktır.
Acı, yaşamın kaçınılmazlarından biridir. Ancak acı çekmekten daha da önemli olan acı çekmeye değer bir yaşam öyküsüne sahip olabilmektir. İnsanın yaşamında ağlayacak kadar değer verdiği hiç bir şeyin olmaması üzücü.
İNKAR : ‘’Bunların Benim Başıma Geldiğine İnanamıyorum’’
Bilmeniz gereken en güzel şey, biz insanların, boğulmadan üstesinden gelebileceğimiz ölçüde acıya katlanabilecek bir mekanizmaya sahip olduğumuzdur. Gereğinden fazla olan acı, ‘’ İNKAR ÇANTAMIZ’’a doldurulur ve bunlardan bir ders çıkarabileceğimiz ve deneyiminden yararlanabileceğimiz psikolojik güce ulaşıncaya dek orada tutulurlar. YARALANAN DUYGULARIMIZI SARABİLECEĞİMİZİ öğrenmeleri gerekir. Kimileri, kendilerine duydukları güveni öylesine yitirmişlerdir ki, yola devam edebileceklerine inanmazlar ya da endişeler içinde, devam etmekten korkarlar. Peki ya siz? İnkar ettiğiniz şeylerin ardında hangi duyguları gizliyorsunuz?
ENDİŞE :’’Fazlasıyla duyuyorum’’
Kışın kar fırtınasına hiç yakalandınız mı? Rüzgar öyle şiddetli eser ki, ulumaya benzer bir ses çıkarır. Kar o kadar yoğundur ki, görüş mesafeniz ancak bir kaç metredir. Bir yerlere sığınmadığınız takdirde, yaşamınızın tehdit edildiği izlenimi edinirsiniz gerçekten de böyle olabilir. Bu son derece endişe verici bir durumdur. Ayrılığınızın başlarında duyduğunuz endişeler de aynen bir kar fırtınasında duyduklarınız gibidir. Nereye saklansanız? Yolunuzu nasıl bulsanız? Aşağılarda bile bu denli bunaldığınız için, dağa tırmanmaktan vazgeçersiniz. Yolunuzun giderek daha kapanacağı, daha tehdit edici olacağı ve daha endişe verici olacağını düşünerek nasıl tırmanabilirsiniz ki? Saklanmak isterseniz, kıvrılıp üzerinde oturacağınız bir kucak ararsınız ve bu endişe verici tipiden kaçmaya çalışırsınız.
UYUM “Ama çocukken hep işe yarardı”
Çocukken başkaları için aşırı sorumluluk almayı, mükemmelliyetçi olmayı, yardımda bulunma dürtümüzü geliştirmeyi öğreniriz.Ayrılık yaşadığımızda da sevgi konusunda duygusal ve psikolojik ihtiyaçlardan yoksun kaldığımızda uyum geliştirmeyi başarabiliriz.
DOSTLUK ‘’ Herkes nereye kayboldu’’
Sosyal ilişkilerin, bizleri reddetmeden, çekmekte olduğumuz duygusal acıyı anlayabilen dostlar arasında yeniden kurulması gerekebilir. Elbetteki, eski dostlukların bazılarını korumak için çaba göstermek yerinde olabilir, ama aynı zamanda sizi destekleyecek ve dinleyecek yeni dostluklar da kurmalısınız.
SUÇLULUK/ REDDEDİLME: EKENLER 1, EKİLENLER 0
Genellikle, bir ilişkiyi sona erdirme konusunda çiftlerde biri diğerinden daha fazla sorumludur, bu kişi EKEN olur. Daha çekimser kalan diğer eş ise EKİLEN. Ekenlerin çoğu, eskiden sevgi duydukları eşlerini, yaralamış olmanın suçluluğunu duyarlar. Ekilenlere , reddedilmiş olmayı kabullenmek zor gelir. Ekenin davranışları çoğunlukla suçluluğun, ekilenin ise reddedilmenin egemenliği altında olduğundan, her iki tarafın da durumlarına uyum gösterme süreçleri farklı olacaktır.
KEDER : ‘’içimde korkunç bir kayıp duygusu var’’
Kederlenmek, iyileşme sürecinin önemli bir bölümüdür. Sevgiden yoksun kaldığımızda, bir yakınımızın ölümünde ya da bir durum kaybı yaşadığımızda; kederlenmeli, acı çekmeliyiz. Gerçekten de ayrılma, boşanma süreci kimileri tarafından bir keder süreci olarak tanımlanmıştır. Acı, boğucu bir üzüntünün çaresizlik duygusuyla karışımını simgeler. Bizleri, çaresiz olduğumuz ve yaşamımızı değiştirme gücüne sahip olmadığımız inancına sürükleyerek, içimizdeki enerjinin tükenmesine neden olur. Acı çekmenin belirgin semptomlarından biri kilo kaybıdır, az sayıda kişi de bu süreç içersinde kilo alır.
ÖFKE: ‘’Kahretsin…’’
Bu tür hiddet belirgin bir şekilde eski eşinize yönlendirilmiştir ve bu kişiyle aranızda bulunması gereken duygusal mesafeyi koymanızı sağlar.
VAZGEÇMEK :’’kopmak zordur’’
Kopan bir ilişkiden arda kalan güçlü duygusal bağlardan vazgeçmek oldukça zor gelir. Bununla birlikte, sona ermiş olan bir ilişkiye duygusal yatırım yapmaktan vazgeçmek de önemlidir. Sona ermiş bir ilişkiye, duygusal bir cesete yatırım yapmak batık yatırımdır. Oysa, yapmanız gereken, verimli kişisel gelişmenize yatırım yapmaya başlamaktır, bu da sizin boşanma sürecinden daha rahat geçmenizi sağlayacaktır.
Uzm.Dr. Sevilay ZORLU
Psikiyatrist & Psikoterapist
www.antalyaterapipsikiyatri.com
www.antalyacinselterapi.com
Şirinyalı Mh. İsmet Gökşen Cad.
1528 S. Şahbaz Apt. K:2 D:5
Tel: 0 (242) 316 98 99