PSİKİYATRİST

Sanatla Terapide Sinema Terapi

Sanat ve terapi arasında bir benzerlik vardır: Her ikisinde de İÇE ATILMIŞ veya İÇE ALINMIŞ YAŞANTILARIN, gerçek dünyadaki insanlarin, fikirlerin ve gerçekliğin yeniden var edilmesi veya yapılandırılmasıdır. ŞİMDİ VE BURADAKİ yaşantıya etkileri, yansımaları vardır.

İçe atım, sanatın içeriğini, içe alım süreci ise biçim ve tarzını oluşturur. İçe atılmış yaşantılar bir yolla dışa vurulamazsa ruh sağlığı risk altındadır. Sanat, bu riske karşı koruyucu işlev görür

Sanat ögeleri simgeler yolu ile içte olanın dışavurumunu sağlar. Bilinç dışına itilmiş ve deforme olmuş yaşantı ve duygu içeriği sanatın renk, ses, biçim, hareket, ezgi, ritm, dil araçları ile dışa vurulur. Dışa vurulan bu içerik, ruhsal aygıtın iyileşmesi ve tekrar organizasyonu için terapiste imkan verir ve zengin ip uçları sağlar.

Giderilememiş ihtiyaçların simgesel yoldan gerçekleşmesini sağlamakla geçmişte yaşanan travmaların etkileri değişir. Hasta geçmişin etkisinden kurtulup şimdi ve burada olanı yaşama gücü kazanır.

Psikoterapi ve insan gelişimi ve sağaltımı alanında içe atılmış, birikmiş olanların üstüne sağlıklı bir yapı inşa edilemez. Gerek terapist gerekse eğitimci, öncelikle kişinin İÇ DÜNYASINI, DUYGU, DÜŞÜNCE VE DAVRANIŞ PATERNLERİNİ TANIMAK, GELİŞİMİ BU PATERNLERDEN YOLA ÇIKARAK TASARLAMAK durumundadır. İşte sanatla çalışma, bu tanıma sürecini kolaylaştırma ve hızlandırma işlevi görür.

Arestoteles, tragedyanın, karşımıza çıkan sorunları mantığımızı kullanarak çözemediğimiz noktada onlarla başa çıkmamıza yardım ettiğini ve ruhu arındırma kapasitesine sahip olduğunu savunmuştur. Zamanımızda ‘’ruhumuzu arındıracak’’ Aristoteles zamanın tragedyaları yoksa da ihtişamlı bir sinema endüstrisi bulunmakta.

Psikoterapi sürecinde bireyin geçmiş travmalarını anlamlandırabilmesi ve benlik gücünün artmasının sağlanması için katarsis yaşamak psikolojik sorunların azalmasında oldukça önemlidir. Ancak farkında olmadan psikolojik dirençleri olabilir. Çalışmalarda, duygulanarak çikan gözyasi ile soğan soyarken çıkan gözyaşı araştırılmış. Duygulanarak çıkan gözyaşinda serotonin, noradrenalin gibi depresyondan sorumlu olarak gösterilen maddeler bulunmuşken, soğan soymaktan dolayi çikan gözyaşında sadece su, bağ dokusu, birkaç da önemsiz madde bulunabilmiş. Filmlerde "duygulanarak ağlamak" sıkça olan bir durumdur. Bu yönüyle filmler terapide başarıyla kullanılabilir. 

Psikanalitik eleştirmenler, sinema filmlerinin insanı kendine çeken rüya benzeri atmosferlerinden ötürü, seyirciyi zihinsel düzeyden çok duygusal düzeyde yakaladığını, böylece bastırma ve diğer savunma mekanizmalarını etkisiz hale getirdiklerini belirtirler. Örnek olarak da günlük hayatta duygularını nadir olarak gösteren insanların, üzücü bir film karşısında rahatlıkla ağlayabildiklerini gösterirler.

Sinema filmleri ruhu arındırabilen özelliklerden dolayı, son zamanlarda psikolojik rahatsızlıkları olan kişilerin tedavilerinde de kullanılmaya başlamıştır. Sinematerapi adı verilen uygulama, psikoterapinin hastanın durumuna göre seçtiği bir filmi hastaya seyretmesi için ödev olarak vermesi ve hasta seyrettikten sonra terapi süresince filmin üzerinden giderek duygu ve düşüncelerin ele alınmasını içerir.

Sanat eserlerinin psikoloji alanında kullanımı yeni bir uygulama değildir. Sanat terapisi bir psikoterapi yöntemidir. Müzik, şiir,  edebiyat ve görsel sanatlar alanındaki eserler uzun zamandır tedavi edici etkilerinden dolayı psikoterapi alanında kullanılmaktadır.

Bunlar arasından sinema kökenini oluşturan biblioterapi, terapi boyunca çeşitli kitaplar, edebi eserler ya da çeşitli biyografi ve benzeri yazılar iyileştirici amaçlarla kullanılır. Biblioterapi; hastanın sorunlarına farklı bir bakış açısıyla yaklaşabilmesini, verilen materyalde aynı sorunları yaşayan karakterlerin bu sorunlarla nasıl baş ettiğini inceleyerek kendisini geliştirmesini ve başkalarının da aynı sorunları yaşayabileceğini görerek kendisini daha iyi hissetmesini amaçlar. ‘’Hayali karakterlerin gerçeği bizi etkiler, çünkü bizim kendi gerçeğimizdir.  Üstelik, önemli edebiyat yapıtları bize kendimiz hakkında bir şey öğretir; çünkü yakıcı derecede dürüsttürler, herhangi bir klinik verinin olabileceği kadar dürüst…’’Biblioterapi süreci temel olarak dört aşamadan oluşmaktadır: ÖZDEŞLEME (Identification). KATARSİS (catharsis).  İÇGÖRÜ (ınsight). BÜTÜNLEŞME (universallization).

Filmlerde yer alan metaforlar Ucuz Roman ‘daki çanta ya da Gözü Tamamen Kapalı’daki maske gibi nesneler olabilir. Bunun yanında Ölü Ozanlar Derneği’ ndeki ‘’Carpe Diem’’( günü yakala /anı yaşa), ya da Yıldız Savaşları’ ındaki  ‘’güç kavramı’’ gibi soyut, motive edici ifadeler de metafor olarak kullanılabilir. Yaratıcı bir şekilde kullanılan ve genellikle tekrarlanan bu metaforlar hastanın davranışlarını değiştirmede, içgörüyü arttırıp, anlayışı güçlendirmede rol oynayabilecek önemli faktörlerdir.

Filmlerde yer alan bu gibi metaforların ve diğer sembolik ögelerin kullanımıyla sinema terapinin farkındalığa açılan yolda, gidilmesi gereken yönü gösteren işaret tabelaları gibi işlev gördüğünü söylemek mümkündür. Şiirde,  müzikte ve edebiyatta ele alındığı gibi filmlerdeki bu sembolik yansımaların kullanımıyla duyguları, sezgiyi ve mantığı; mantığa dayanan ve dayanmayan süreçleri birbiriyle harmanlayabiliriz. Bu da iyileşme sürecindeki hastaya kendi gerçek potansiyelini keşfetmesinde yardımcı olacaktır. Bir filmin izleyici etkileyebilme gücü metaforların aynı anda birden fazla duygusal alanda sunulmasında ve izleyene kendi seviyesine uygun olan metaforu, dolayısıyla da kendilerine uygun olan terapiyi seçme özgürlüğünü vermesinde yatar.  Bir filmin aynı anda hem güldürme, hem ağlatma, hem de daha başka duyguları harekete geçirme ve düşündürme etkisi olduğu düşünülürse, seyirci bunlardan kendi ruh haline uygun birine ya da bir kaçına odaklanabilir. Sadece hasta- terapist ilişkisinde değil aile üyeleri arasında var olan sorunlu iletişimin düzelmesinde etkili olmaktadır. Hastalar direkt olarak, ailelerinin yaşamları üzerindeki olumsuz etkilerine değinmekte zorlanabilirler.

Ama Bruce Willİs VE Michelle Pfeiffer ‘ın oynadığı ikimizin hikayesi’ni ( THE STORY OF US) seyrettiklerinde zaten bu konu onların adına dile getirilmiş olacaktır ve kendilerini bu konu hakkında konuşurken daha rahat hissedeceklerdir. Aynı şekilde baba-kız ilişkilerinde sorun yaşayan bir hasta, William Hurt’ü ve Renee Zellweger’ı Annem uğruna (ONE TRUE THİNG ) adlı filmde seyrettiğinde kendi sorunuyla yüzleşmesi daha kolay olacaktır. Sinematerapinin kullanılmasını kolaylaştıran bir diğer özelliği de tek başına, terapistin teorik yaklaşımın ne olduğuna bakmadan hemen hemen her tür terapinin içinde uygulanabilir olmasıdır ( Dermer & Hutchings, ).

Ayrıca, kültür, sınıf, cinsiyet ve cinsel tercihler gibi konularla film örnekler üzerinden gidilerek daha rahat tartışılabilir. Sinema filmleri bütün bu faydalarının yanında, terapi seansları arasında hastanın uygulayacağı bir aktivite olarak, seanslar arasındaki bağlantıyı sağladığı için, terapinin etkinliğinin artmasında rol oynayabilir. Sonuç olarak, sinematerapinin insan doğasına anlamaya zihinsel ve duygusal süreçlerin işleyişini ortaya çıkarmaya çalışan psikoloji ile insanın duygu, düşünce ve hayallerini yansıtan sinema gibi iki farklı alanı kesişmesinden doğan yeni bir uygulama alanı olduğunu söyleyebiliriz. Psikoterapinin ciddi yüzüne biraz daha renk katan, sinemanın günlük hayatımızdaki yerine de farklı bir bakış açısıyla biraz bilimsellik ve ciddiyet kazandıran sinematerapi, ilerleyen zamanda alandaki yeni gelişmelerle beraber daha geniş uygulama imkanları kazanabilir.  

FILM TERAPİLERİNDE GÖZDEN GEÇİRİLMESİ FAYDALI OLABİLECEK KAYNAKLAR

www.cinematherapy.com sınema ve fılm klıplerı terapısınde bırçok duzeyde genis bilgi veren sıte

www.fit.edu/caps7cinema.html#domestic psıkolojık krıterlere dayanarak kurulmus fılm lıstesı

www.dartmouth.edu/%7 Eadmsep/resources/cinema.html axıx ı ve axıs ıı sınıflanmasını yansıtan fılm sıtesı

www.disabilityfilms.co.uk cesıtlı engellemelerı ve rahatsızlıkları konu alan 2500 den fazla fılmın sergılenmesı

http://members.tripod.com/cinematherapy/ fılmlerle terapıde verılen esas bılgılar

www.ed.uab/cinematherapy/home.html sınema ve terapıde kullanılabılecek filmler hakkında genis bılgı veren bır sıte

 Uzm.Dr. Sevilay ZORLU

Psikiyatrist &  Psikoterapist

www.antalyaterapipsikiyatri.com

www.antalyacinselterapi.com

Şirinyalı Mh. İsmet Gökşen Cad.

1528 S. Şahbaz Apt. K:2 D:5

0 (242) 316 98 99

Yayın Tarihi
29.04.2012
Bu makale 9033 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!