PSİKİYATRİST

Cinsel Terapi Nedir?

CİNSELLİK her insanın kişiliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Cinselliğin tam olarak gelişimi; temas, mahremiyet, duygusal ifade, zevk, şefkat, aşk gibi temel insan ihtiyaçlarının doyumuna bağlıdır. Cinsellik, birey ile sosyal yapılar arasındaki etkileşim aracılığıyla oluşur. Cinselliğin tam gelişimi bireysel, kişilerarası ve toplumsal mutluluk/iyilik için temel gereklerden biridir.

CİNSEL HAKLAR özgürlüğe, onura ve her bir insanoğlunun eşitliğine dayalı evrensel insan haklarıdır. Sağlık ana insan haklarından biri olduğuna göre cinsel sağlık da temel bir insan hakkı olmalıdır. 

Cinsel yaşam, bireyin yaşamında önemlidir. Bedensel ve ruhsal aktivite olarak olağandır ancak yaşanış biçimi ile mahrem öğeler içerir. Yaşamın diğer alanlarında olduğu gibi, cinsellikte de zaman zaman sorunlar olabilir.

Günlük yaşamda karşılaşılan sorunlar aile bireyleriyle, arkadaşlarla paylaşılabilir, destek ve yardım alınabilir. Önemli bir sağlık sorunu olduğunda, tanıdıkların ya da yakınların önerdiği bir doktora başvurulur oysa cinsel sorunlar cinselliğin mahrem özelliği nedeniyle hiç kimseyle paylaşılmaz ve nasıl çözümlenebileceği de bilinmez.

CETAD (Cinsel Eğitim Tedavi ve araştırma Derneği) 2006 yılında Türkiye çapında yaptığı araştırmasında cinsel konulu sağlık sorunu yaşasın yaşamasın, sağlık hizmeti almış olsun olmasın herkese şimdiye kadar hiç cinsel sağlık / üreme sağlığı konusunda herhangi bir ilaç kullanıp kullanmadığı ya da tedavi uygulayıp uygulamadığı sorulmuştur.

Tedavi görmüş / ilaç kullanmış kişilerin oranı %8'dir.

Evli, ya da evlilik yaşamış kişilerde bu oran kadın / erkek bekarlara göre daha yüksekken, evli veya evlilik yaşamış kadınlarda da erkeklere göre daha yüksektir. Oysa, cinsel tedavilerden yararlananların çok az sayıda olduğu anlaşılmaktadır

Konuşulamadığı için, birey bu sorunların sadece kendi başına gelen bir felaket olduğu düşünür, uzun süre kendiliğinden çözümlenmesini bekler. Profesyonel yardım almaya karar verildiğinde ise nereye ve kime başvurulacağı bilinemez, kapı kapı dolaşılıp zaman ve para kaybı yaşanabilir ve yanlış adreslere başvuru yapılabilir.

Cinsel sorunlar çok yaygın ve çok çeşitlidir. Son 30 yıldır, cinsel işlev bozuklukları için çeşitli tedavi programları geliştirilmiştir. Cinsel işlev bozukluğunun tipine göre değişik olmakla birlikte, cinsel tedavilerin başarı oranları çok yüksektir. Yıllarca süren bir bozukluk doğru tedavi ile birkaç ay gibi kısa bir sürede düzelebilmektedir.

Erken boşalma ve vajinismus gibi bazı cinsel işlev bozukluklarının düzelme oranları %90´ın üzerindedir. Cinsel istek bozuklukları, erkeklerin sertleşme bozuklukları, kadınların uyarılma ve orgazm bozukluklarında da oldukça yüz güldürücü sonuçlar alınmakta ancak tedavi süreleri değişmektedir. Tek eşli olan bireylerde tedaviye cinsel eşleri ile birlikte alınırlar ve çift tedavisinin düzelme şansı daha yüksektir.

       

 CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI  

 

CİNSEL İŞLEV BOZUKLUĞU ‘nun evrensel olarak kabul gören bir tanımı yoktur. Master&Johnson cinsel işlev bozukluğunu insan cinsel yanıt döngüsünde tatminkar cinsel uyarılma ve/veya doyuma (orgazm) ulaşmada yetmezliğe yol açabilecek herhangi bir aksama olarak tanımlarlar. Yani cinsel yaşamından tatmin olmama ve bunun sürekli olması hali.

Psikiyatride cinsel işlev bozuklukları cinsel yanıt döngüsünü belirleyen sürecin bozulması ya da cinsel ilişkide ağrı olması ile tanımlanır. Ve tanı konulmadan önce kişinin cinsel istek, beklentiler ve performansına yönelik tutumlarını etkileyebilecek etnik, kültürel, dini ve sosyal yapısı göz önünde bulundurulmalıdır.

CİNSEL İSTEK BOZUKLUKLARI

 - Azalmış cinsel istek bozukluğu
 - Cinsel tiksinti bozukluğu

CİNSEL UYARILMA BOZUKLUKLARI

 - Kadında cinsel uyarılma bozukluğu
 - Erkekte Sertleşme Bozukluğu

ORGAZMLA İLGİLİ BOZUKLUKLAR

 - Kadında orgazm yokluğu
 - Erkekte orgazm yokluğu
 - Erken Boşalma

CINSEL AĞRI BOZUKLUKLARI

-          Disparoni (Cinsel ilişkide ağrı duyma)

-          Vajinismus

-          Genel tıbbi duruma bağlı cinsel işlev bozukluğu

CİNSEL TERAPİ

 

 CİNSEL TERAPİ, cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde kullanılan, “BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI PSİKOTERAPİ” tekniklerinin ön planda olduğu bir psikoterapi yöntemidir.

İnsanda dört aşamalı cinsel yanıt döngüsünü tanımlayan W. Masters & V. Johnson, cinsel terapinin kurucuları olarak kabul edilmektedir.

Helen Singer Kaplan ise klasik davranışçı-bilişsel cinsel terapide psikodinamik bakışın da yer alabileceğini göstermiş ve “PSİKODİNAMİK YÖNELİMLİ CİNSEL TERAPİ” yi geliştirmiştir. Bu tedavi özellikle cinsel istek bozukluklarında uygulanmaktadır.

Cinsel terapinin ilk oturumunda durumun tam bir değerlendirmesi yapılır. Terapist başlangıçta her iki eşle ayrı ayrı görüşür. Bu görüşmelerde geçmiş cinsel yaşam özellikleri, mastürbasyon, eşli cinsel etkinlikler, ilk cinsel birleşme deneyimi, sürekli cinsel ilişkiler, kişinin yaşam boyu cinsel yanıtları açısından incelenir.

Bireylerin genel sağlık durumu, geçirilmiş veya sürekli hastalıkları, kullandığı madde ve / veya ilaçlar sorgulanır.

Cinsel sorunun ne zaman ve ne şekilde başladığı, nasıl değişiklikler gösterdiği, o güne kadar olan tedavi girişimleri ve bunların sonuçları incelenir.

Cinsel işlev bozukluğu bedensel bir nedene bağlı olarak ortaya çıkmışsa ya da böyle bir olasılık varsa gerekli tetkik ve uzman muayeneleri istenir.

Eşlerin her birinin cinsel sorunu nasıl gördüğü, bu sorunun çiftin ilişkisine etkileri değerlendirilir. İlişkilerinde belirgin çatışma alanları olan çiftler için, cinsel tedaviden önce veya aynı zamanda eş tedavisi gerekebilir.

Çocuk istemeyen çiftlerde, bir kadın hastalıkları uzmanı yardımıyla, uygun bir doğum kontrol yöntemine başlanır.

Çiftin cinsel yaşamı ve sorunları öğrenildikten sonra, her iki eşin cinsel yanıtlarındaki bozukluklar belirlenir.

Sorun oluşturan cinsel işlev bozukluğunun ne olduğuna karar verilir, cinsel işlevin ve bozuklukların fizyolojisi çifte anlatılır. Tedavinin hedefleri terapist ve çiftin işbirliği ile belirlenir.

Terapist, uygulamayı düşündüğü cinsel tedavinin özelliklerini, tedavi aşamalarını, beklediği sonuçları çifte anlatır. Terapist, cinsel işlev bozukluğunun tipine ve şiddetine göre, çiftin özel durumunu da göz önüne alarak, tedavinin ne kadar süreceği ve bu sürede kaç görüşme yapılacağı hakkındaki görüşünü de açıklar.

Cinsel tedavi süreci, çiftin cinsel yaşamında özel ve yapay bir dönemdir. Her bireyin, her çiftin cinsel yaşamı sadece kendisini ilgilendirir, normal koşullarda kimseyle paylaşılması da gerekmez. Bununla birlikte cinsel tedavide, terapistin cinsel yaşamın tüm ayrıntılarını öğrenmesi ve cinsel yanıtlarda istenen değişiklikleri sağlamak için farklı cinsel davranışlar önermesi gerekir.

Cinsel tedavi, cinsel birleşme olmayan yeni evliler, gebe vajinismuslular gibi bazı özel durumlar dışında, acil değildir. Çiftin koşullarının uygun olduğu, cinsel yaşamlarına odaklanabilecekleri herhangi bir zamanda yapılabilir.

Cinsel tedavide terapist çiftin cinsel yaşamında değişimi başlatır ve yeni cinsel becerileri öğretir. Bununla birlikte tedavide çiftin sorumluluğu büyüktür. Düzelmeyi sağlayan, terapistin yol göstermesi, eşlerin motivasyon ve çabasıdır.

CİNSEL TEDAVİLERDE ETİK

Son yıllarda popüler hale gelen cinsel tedaviler, beraberinde cinsel tedavi etiğini de tartışma gündemine taşımaktadır.

Cinsel tedavilere giderek artan ilgi, cinsel tabuların ve cinsiyetçiliğin egemen olduğu ülkemizde cinsel tedavi etiğinin ivedilikle tartışılmasını da zorunlu kılmaktadır.

1. GİZLİLİK VE GÜVENİRLİK: Terapist, çiftlerin birbirinden gizledikleri durumlar olduğunu öğrendiğinde, eşlere “bu sırların tedaviyi baltalayacağını” iletmek ve “ilişkilerinde bir değişiklik yaratmak istiyorlarsa gizledikleri konulara öncelik vermeleri gerektiğini” hatırlatmalıdır.

2. TERAPİSTİN DANIŞANI ETKİLEMESİ:Cinsel terapist, kendi değerlerini ve ön yargılarını danışanlarına yansıtmamalıdır. Kişiye / çifte önerilerde bulunulabilir ancak karar kişiye / çifte ait olmalıdır.

3. TEDAVİ YÖNTEMLERİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME VE ONAY ALMA:

Bir tedaviye başlamadan önce danışana, nasıl bir tedavi sürecinin izleneceği, o tedavinin ne gibi olumsuz etkilerinin olabileceği, önerilenin dışındaki alternatif tedaviler olabileceği bilgisi iletilmelidir.

4. HASTA - TERAPİST ARASINDA CİNSELLİK:

Cinsel terapide terapist ile danışan arasında cinsel ilişki veya herhangi bir yakınlığa yer yoktur.

Terapistler, danışanlarına yetki ve özelliklerini açıkça ve doğru olarak anlatmalı. Terapist, yargısının etkilenebilirliğini bilmeli ve bunu engellemek için mezuniyet sonrası eğitimlerden ve danışmanlıktan yararlanmalıdır. Danışanın menfaati korunmalıdır.

CİNSEL SORUNLAR NASIL TEDAVİ EDİLİR?

İnsan davranışı ve cinselliği BEDENSEL, PSİKOLOJİK, SOSYAL koşullardan etkilenir.

Cinsellik salt cinsel organlara sınırlı değildir. Cinsellikle ilgili DUYGU, DÜŞÜNCE ve çok kere hatalı olabilen YERLEŞMİŞ İNANÇLAR vardır.

Cinsel sorunların ve bozuklukların ortaya çıkışında kişinin bedensel ve psikolojik özellikleri ya da ikili ilişkilerin dinamikleri etkili olabilir. Doğal olarak cinsel sorunların tedavisi de onun gelişmesine neden olan etkene göre değişebilir. Kişi ile görüşülerek sorunu ortaya çıkaran, yerleşmesine neden olanlar birlikte incelenir. Kişiye ve sorununa etkin olacak ilaç veya psikoterapiler seçilir.

Cinsel sorun, tıbbi veya biyolojik bir nedene bağlı gelişmişse tedavisi ilaç veya diğer tıbbi tedaviler olacaktır. Bu durumda böylesi bir tedaviyi, ürologlar, kadın hastalıkları ve doğum uzmanları ya da psikiyatristler yaparlar.

Eğer cinsel sorun, psikolojik faktörlere bağlı gelişmişse veya tıbbi bir nedene bağlı olarak gelişmiş olsa bile psikolojik etkenler durumu ağırlaştırmışsa cinsel terapiler gereklidir. Cinsel terapileri ise cinsel terapi konusunda eğitim almış, psikiyatristler ve klinik psikologlar yapabilir. Bütün tedaviler gibi cinsel tedaviler de BİLİMSEL VERİYE DAYALI olmak zorundadır.

Yeni bir tedavi yönteminin uygulama alanına girmesi için bilimsel ve etik olarak tanımlanmış süreçlerden geçmesi, etkili olduğunun kanıtlanması ve meslek topluluğunca kabul edilmesi zorunludur. Cinsel tedavilerde kullanılan bir psikoterapi yönteminin belli bir bozukluk için etkin bir tedavi olduğuna, bilimsel ilkelere uygun bir dizi çalışma yapılarak karar verilir.

Son yıllarda dünyada cinsel sorunlar ve onların tedavilerinde önemli bir birikim olmuştur. Sevinerek belirtmeliyiz ki ülkemizde de, bu gelişmelerden haberdar olup onları uygulayan merkezler bulunmaktadır.

Cinsel Terapilerin, Cinsel işlev bozuklukları için etkinliği 70´li, 80´li yıllarda bilimsel ortamlarda tartışılmış ve karşılaştırmalı araştırmaların bilimsel dergilerde yayınlanması ile 30 yıl önce kanıtlanmıştır.

Dünyada ve Türkiye´de 1970´lerden beri “CİNSEL TERAPİ” ile VAJİNİSMUS ve ERKEN BOŞALMA olguları, CİNSEL İSTEKSİZLİK, ERKEKLERİN SERTLEŞME BOZUKLUĞU VE KADINLARIN UYARILMA ve ORGAZM BOZUKLUKLARI gibi cinsel işlev bozuklukları başarıyla tedavi edilmektedir.

Cinsel terapi, kısa süreli ve soruna odaklı bir psikoterapi yöntemidir. Cinsel tedaviler ortalama olarak 2-4 ay ve 6-10 seans sürer. Kişiye göre bir iki görüşme ile kısa zamanda düzelen vakalar olabildiği gibi, bir iki yıl tedavisinin sürmesi gereken vakalar da olabilir. Tedavi süresi ve seans sayısı çiftin veya bireyin yaşadığı sorunun özelliklerine, kişilerin tedavi motivasyonlarına, çiftin ilişki yapısına, ek sorunların varlığına göre değişmektedir.

Cinsel sorunları olanlarda uygulanan ve etkinliği bilinen cinsel tedaviler aslında ÖZEL BİR ÖĞRENME BİÇİMİDİR. Bu öğrenme sürecinde kişiye temel olarak şunlar öğretilir:

v      Cinsel bilgilendirme, cinsellikle ilgili yanlış inanışlar (cinsel mitler) üzerinde çalışma, davranış düzenlemeleri,

v      Cinsel beceri artırımına yönelik tekniklerin egzersizler verilerek uygulanması,

v      Cinsel işlev bozukluğuna özgü modifiye edilmiş tekniklerin egzersizler verilerek uygulanması,

v      İçgörü kazanılmasına yönelik psikoterapi tekniklerinin kullanılması

v      Çiftin ilişki sorunları üzerinde çalışılması

v      Genel olarak psikoterapilerde ve özellikle de cinsel tedavilerde kişiye mahrem ve güvenli bir öğrenme ortamı oluşturulur.

v      Bu ortamda kişi kendi denetimi altında kendisini, kimliğini, bedenini, ilişkisini keşfetmeye cesaretlendirilir.

v      Bu keşif ve öğrenim kişinin özelliklerine göre değişen bir süratte ve derece derece olur.

v      Cinsel sorunun ilaçla tedavisi yapılırken de hasta ile hekim arasındaki ilişkinin önemi vardır. Bazen psikoterapi veya cinsel terapinin bir parçası olarak uygulanır.

v      Zira cinsellik salt bedensel bir sorun değildir

DÜNYA CİNSEL SAĞLIK BİRLİĞİ'NİN

(WORLD ASSOCİATİON FOR SEXUAL HEALTH)

CİNSEL HAKLAR BİLDİRGESİ

Cinsellik her insanın kişiliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Cinselliğin tam olarak gelişimi temas, mahremiyet, duygusal ifade, zevk, şefkat, aşk gibi temel insan ihtiyaçlarının doyumuna bağlıdır.

Cinsellik birey ile sosyal yapılar arasındaki etkileşim aracılığıyla oluşur. Cinselliğin tam gelişimi bireysel, kişilerarası ve toplumsal mutluluk/iyilik için temel gereklerden biridir.

Cinsel haklar özgürlüğe, onura ve her bir insanoğlunun eşitliğine dayalı evrensel insan haklarıdır. Sağlık ana insan haklarından biri olduğuna göre cinsel sağlık da temel bir insan hakkı olmalıdır.

Bireylerin ve toplumların cinsel sağlıklarının gelişiminin temini için aşağıdaki cinsel haklar tanınmalı, teşvik edilmeli, saygı gösterilmeli ve toplumlar tarafından savunulmalıdır. Cinsel sağlık bu cinsel hakların tanındığı, saygı duyulduğu ve uygulandığı ortamlarda mümkündür.

1) CİNSEL ÖZGÜRLÜK HAKKI. Cinsel özgürlük bireylerin tüm cinsel potansiyellerini ifade etmelerine olanak verir. Ancak her çesit cinsel zorlama, istismar ve taciz yaşamın her anı ve durumunda bu özgürlüğün dışındadır.

2) CİNSEL OTONOMİ, CİNSEL BÜTÜNLÜK VE VÜCUDUNUN GÜVENLİĞİ HAKKI. Bu hak kişinin kendi kişisel ve sosyal etiği çerçevesinde kendi cinsel hayatıyla ilgili kendi kendine karar verebilme gücünü içerir. Ayrıca işkence, yaralama ve her çeşit şiddetten arınmış olarak vücudumuzu kontrol etmemize ve zevk almamıza olanak verir.

3) CİNSEL MAHREMİYET HAKKI. Bu madde başkalarının cinsel haklarına müdahale edilmediği sürece yakınlaşma konusunda bireysel karar verme ve davranma hakkını içerir.

4) CİNSEL EŞİTLİK HAKKI. Cinsiyet, toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim, yaş, ırk, sosyal sınıf, din veya fiziksel ve zihinsel engel gözetilmeden hiçbir ayırıma maruz kalmama

hakkıdır.

5) CİNSEL ZEVK HAKKI. Cinsel zevk, otoerotizm dahil olmak üzere, fiziksel, psikolojik, akli ve ruhsal refah kaynağıdır.

6) DUYGUSAL CİNSEL İFADE HAKKI. Cinsel zevk erotik haz ve cinsel eylemlerden daha fazlasıdır. Bireylerin cinselliklerini iletişim, dokunma, duygusal ifade ve aşk aracılığıyla ifade etme hakları vardır.

7) ÖZGÜRCE CİNSELLİK İÇEREN İLİŞKİ KURMA HAKKI. Bunun anlamı evlenme ya da evlenmeme,

boşanma ve başka çeşitli sağduyulu cinsellik içeren ilişkiler kurabilme ihtimalinin olmasıdır.

8) ÖZGÜR VE SAĞDUYULU ÜREME SEÇİMİ YAPMA HAKKI. Bu madde çocuk sahibi olma veya olmamayı seçme hakkını, çocuk sayısına ve ne kadar aralıkla olacağına karar verme hakkını ve doğurganlık düzenlemeleriyle ilgili tüm tedavilere tam erişim hakkını içerir.

9) BİLİMSEL ARAŞTIRMAYA DAYALI CİNSEL BİLGİ EDİNME HAKKI. Bu hak cinsel bilginin bilimsel açıdan etik araştırmalar sonucu elde edilmiş olması ve bütün sosyal seviyelerdeki kişilere uygun şekilde yayılması gerektiğini ifade ediyor.

10)KAPSAMLI CİNSELLİK EĞİTİMİ HAKKI. Bu doğumdan başlayarak yaşam boyu devam eden bir süreçtir ve bütün sosyal kurumları kapsamalıdır.

11)CİNSEL SAĞLIK BAKIMI HAKKI. Cinsel sağlık bakımı tüm cinsel endişe, sorun ve hastalıkların engellenmesi ve tedavisinde mevcut ve ulaşılabilir olmalıdır.

Uzm.Dr. Sevilay ZORLU

Psikiyatrist&Psikoterapist 

 www.antalyacinselterapi.com                                                        www.antalyaterapipsikiyatri.com

Yayın Tarihi
16.05.2011
Bu makale 8215 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!