Yaşayan ölüler

          Koşuşturmayla bitmeye yüz tutmuş bir gündü. Geceyle gündüzün saklambacında, bu da apansız geçmişti. Çocukken büyüklük hevesiyle, bir yaş fazla göstermek için çabaladığım zamanlar, şimdi durmasını bilmiyor, ömrümden kesitler götürüyordu. Artık haftalar gün, aylar haftalar gibiydi. Bu düşüncelerle çırpınırken oğlumla görüşmeye karar verdim. İnsan ancak düşününce varlığını hatırlıyor yani yaratılış sebebini.

Oğlumla oturup sohbete başlıyoruz. Uzun uzun dertleştikten sonra gözüm dalıyor ve duygusallaşıyorum, kaybettiklerimin şeridi geçiyor akıl sahnemden, özlem çekiyorum. Hüznümü fark eden oğlum;“ Anne üzülme. Ölümle kaybettiğimizi zannettiğimiz sevdiklerimiz, aslında ölmüyorlar. Sadece sanal dünyayı terk edip yeniden doğuyorlar. Doğrusu bizler ölüyüz, yaşayan ölüleriz. Doğmak için sıramızı bekliyoruz. “ Dedikten sonra irkiliyorum ve etrafımızda koşuşturan insanlara manalı manalı bakıyorum. O andan itibaren suskunluğun girdabına dalıp gidiyorum. Büyük bir uğultu içinde nokta gibiyim. Her şey etrafımda ağır çekim yörüngede, tek hızlı ve rahat hareket edebilen benim sanki… Gözümde hiç büyütemediğim küçük oğlumun hayat dersiyle, yaşama bakış açım değişiyor.

Uzun bir süre sessizliğin esrarını seyrediyoruz. Sonra usulca arabamıza yöneliyoruz. Kaldırımdaki kargaşa omuzlarıma çarpıyor aldırmıyorum, aslında sarsılmalarımın farkında değilim. Kulaklarımın yankısında Matrix filmi geliyor aklıma. Hani şu film dünyasında yeni bir çağ açan, insanların beyinlerini karıştırırken düşünmeye iten film. Hayata devam etmek için ne gerekiyor, acılarımızı unutmak adına ne yapmalıyız. Matrix’deki gibi hangi renk hapı seçmeliyiz. Her şeyin farkında olarak mı yoksa es geçerek mi nefes almalıyız. Ölüme ve acıya karşı direncimizi yeniden doğuş mu katlanabilir hale getiriyor. Bu yüzden mi anne karnından çıkışımız ağlamaklı oluyor. Bilerek doğup sonradan mı unutuyoruz evrenin sırlarını.

Benim küçük ama büyük oğlum, doğarken bir mucizeydin yaşarken de öylesin. Ruhumu eğitmemde bir adım daha ilerlememe sebep oldun. Yaşamdan ölüme, ölümden doğuma, her zaman misyonumuzu yerine getirmeliyiz ve asla pes etmemeliyiz.

 Çünkü hepimiz birer seçilmişiz…

Yayın Tarihi
09.10.2011
Bu makale 5404 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!