İsmi Nazan

Rumelili. Önce İstanbul, sonra İzmir ve şimdi de Anakra’da. Hayatımda hiç bu kadar hayat dolu insan görmedim.

1944 doğumluymuş. Duyunca şok oldum.

Şu güzelliğe; görebilseydiniz keşke, şu çevikliğe, genç kız tavırlara bakıyorum…

Hayır.

Bu ablam bu yaşta olamaz diyorum.

 

Göynükte, Belvista oteldeyim. Öyle güzel, sıcacık bir ortam var ki; herkes sanki ezelden tanışıyor, akraba, ya da yıllardır arkadaş. Nazan Ablam da birkaç kişiyle beraber. Yanındaki yaşlı teyzemin güzel mavi gözleri de dikkatimi çekiyor. Yanına gidip biraz sohbet ettim. Bu arada Nazan abla geldi yanıma.

Öyle sıcak, öyle güzel diki,

Siyah renk ne yakışmıştı. Takıları basit ama bir o kadar şık olmuş ve kıyafetiyle öyle güzel bir uyum içerisindeydi ki; ne “ne zevk!” denekten kendimi alamadım.

Konuşmaya başladık.1994 doğumlu olduğunu duyunca çok şaşırdım.

Ondan bunun sırrını öğrenmek gerekirdi. Başladı sonrasında koyu bir sohbet.

 

Aslen Rumeli, Kosavalı. Mükemmel bir ev hanımı.Eşi Diş doktoru.Yoğun çalışan bir iş adamı. Doğrusu pek de sık görüşemiyorlar. Ama sevgi ve saygıyla, söz ediyor eşinden.

Nazan Abla çok yoğun çalışyor. Neden mi?

Çünkü o tam bir iş kadını gibi her gününü planlıyor. Erkenden kalkıyor ve başlıyor çalışmaya. Hiç vakti yok. Üzerindeki o güzel elbise annesine aitmiş. Biraz değişiklikle öyle güzel olmuş ki; nereden aldığını merak ettim gerçekten. Aynı güzel dikişleri gelinleri, torunları ,hatta arkadaşları için yapıyor.. Ve bunda sonsuz bir mutluluk duyuyor.

“Her şeyi; temizlik dâhil her şeyi kendisi yapmaktan zevk duyuyor. Nazan Abla’nın elleri her yerde.

Spor yapmansa gerek olmadığını; çünkü inanılmaz hareketli olduğunu söylüyor. Kollarını gösteriyor. Dokunuyorum. Öyle katı ki;sanki yıllarca spor yapan bir insanın sert, sımsıkı adale yapısına sahip.

Herkese yardım ediyor. Bilmekten, verketen doğan zevk için veriyor.

“Mutluluk” diyor ,” Her şeyi güzel görmekle başlar.”

“İnsanların, birbirleride beklentileri o kadar çok ki; kimse fedakârlık yapmak istemiyor. O yüzden de evlilikler çok çabuk bitiyor. “

Öyle güzel bir cildi, simsiyah saçları var ki; boya olamadığını öğrenince bir kez daha şaşıyorum ve sormadan edemiyorum.

Önce elimdeki sigarayı gösteriyor.

“Bırak” diyor. “Seni mahvediyor, sinisi, sinsi öldürüyor. Haklı olduğunu bildiğimde susuyorum.

“Alkol?” diyorum.

Hayatında hiç kullanmamış Denemeler, tadına bakmalar hariç.

Yemeklerinde sadece zeytinyağı kullanıyor. Sebze yiyor ve bolca su içiyor. Çay, kahve; hatta meyve suyu bile yok hayatında. Et, hiç yemiyor.

İşte sağlık,işte Nazan.

 

Yayın Tarihi
28.03.2012
Bu makale 3906 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!