“Sus!”

         Susmak bazen neler ifadeler. Ama“söz gümüşse, sukut altın” değildir bence. Bu özdeyiş; metazorinin, hegomanyanın, egonun süreğenliğine dayatmalı direktir sadece. Bundan dolayı bazı işgüzarlar, diktalığa çanak tutar. İrdelersek şayet, yaşadığımız olumsuzluklarda, etrafımızda bilirkişi heyeti kendiliğinden halkalaşır.” Ben olsaydım, şöyle yapardım, böyle söylerdim… Ben olsaydım. Ben olsaydım…”

Lakin yerinizi alsaydı, belki sizin yaptığınıza başlama cesareti dahi bulamayacaktı. Akıldanelik ücrete tabii olmadığından, herkes cömertliğini sergiler birden. Tezgâhtarları lafazan dolu sonsuz bir pazar başlar.

Eğer karşımdaki öğüt vermekte diretiyorsa, asıl kendisinin ihtiyacı olduğunu düşünürüm. Hatır için dinlerim ki yol nereye çıkacak, derdimizi hangi yel havanında döverek dermanlayacak diye.

Öğrenmeden kızmak, “aman öğüt verme “demek, iki anlamda yanlış olur çünkü bir, belki mantıklı düşünmediğiniz bir şey de söyleyebilir. İki, dinlememek, saygısızlığına düşebiliriz. Sonradan pişman olmamak için, her iletiye kulak vermek gerekir. Ne yazık ki anında inceleme, irdeleme fırsatsızlığından, bazen karar aşamasında çelişkiye düşebiliriz.  

 Dinlemek sanattır. İnsanın yapısında kendisinden bahsedilmesi içgüdüsü ve bencilliği vardır. Böyle olunca da dinleyecek insan sayısı yok denecek kadar azdır haliyle. Dinleyenlerin bir kısmı  “yorumuna ben olsaydım la”  başlayınca, dilimizi kilitleyip,”bir yemin ettim ki dönemem” dizelerini içinize akıtıyorsunuz.

Bağırtı, böğürtü, kısacası hançerenin volümünü yükseltme arızadır bence. Beyinsizliğin haykırışı, geçmişteki olumsuzlukların ilk fırsatta dışa yansımasıdır. Başka bir deyişle “boş teneke çok tıngırdar”.Bu nedenle; Sessizlik bazen hayatın frenidir, elbette ki haksızlığa ram olmakla karıştırmamalıyız. Östakiden girenleri, örste dövdükten sonra üzengilemeliyiz. Hırs atına binip, öfke dağlarına at sürenlerin akıbeti hüsrandır mutlaka...

Susmak çok şey ifade eder bazen. Konuşmaktan daha çok şey… Bir deneyin… Birisine kızdınız mı? Sadece susun ve duygularınızı ifade eden gözlerle bakın. Bunun için uğraşmanıza gerek yok. Vücudumuzun tek yalansız organı gözler bence. Bir deneyin… Neler ifade ediyorsunuz ve neleri hallediyorsunuz. Siz sadece susun yeter.

Konuşanlara karşın sorunlar devamdaysa, bir kere de bunu denemek gerek…

Susmak.

 Ve anlatmak; susarak anlatmak…

“Gözler güler, gözler ağlar, gözler sever.

Sen gizlesen de gözlerin söyler.

Gözler söyleyince çok derin söyler”.         
Yayın Tarihi
18.10.2011
Bu makale 5604 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!