Lisedeyken bana çok saçma gelen bir mantık düşüncesi vardı. Hani şu “gerçekler acıdır, biber de öyle; O halde biber bir gerçektir” hikâyesi.
Doğruların dünyasına, çabuk ve akılcı bir şekilde intibak etmek zorunda oluşumuz da ayrı bir realitedir. Bu yüzden meselelerin çözümlenmesinde, kabiliyetli kişilerin öncülüğü göz ardı edilemez. Uyum sürecinde kadranın fırdöndügüsü zamanın yakasından düşmeyip, akılcıl hareketin lokomotifliğini üstlenecektir hep. Hayallerin pembeliğini sarmalayarak, sıcak ve güvenlice uyuklamak doğrusu çok zevkli olabilir. Ancak başarılı insanların ikamet ettiği hayat konaklarının, tezgâh ya da tırabzanlarının maneviyat kolonlarıyla desteklenmediğinde, hüsranlarının kaçınılmazlığı da unutulmamalıdır. Bazen ümitlerimi duygularımla süsler, hayallerimle cebelleşip ve o zemini hazırladığımda daha çabuk hedeflerime ulaştığımı görürüm.
O halde hayaller kurmak hiç de fena değil. Bu konuda;"Yazar: Handan Saraç;“İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar,” diyor hayallerin şairi Yahya Kemal. Aslında bu yalnızca ünlü şaire özgü romantik bir duygunun ifadesi değil. Somut, neredeyse bilimsel bir gerçek... Evet, insan hayal ve umut ettiği sürece morali yüksek, yaşama sevinci güçlü olur. Hayattan hiçbir umudu, beklentisi kalmadığı anda ise ruhsal bir çöküntü içine düşer. Bazen de bu çöküş bedensel bir tükenişe, hatta ölüme bile götürür insanı” diye yorumluyor.
Gözümüzün gördüğü, ellerimizin ve beynimizin kullandığı birçok şey bir zamanlar sadece bir hayal değil miydi?
Ancak orada bu rahatlama ve zemin hazırlığından sonra da gerçeklere dönmeyi bilmek lazım. Hayal dünyamız, gücümüzün bir parçası. Yeter ki; çalışma zaruretine bir perde oluşturmasın.
Bazen de öyle saçma sayılabilecek şeyler hayal ederiz ki. Aslında bunlara kurgu demek daha doğru olur belki. Aman efendi; “şu olur, bu olur” diyerek kendimizi dar kalıpların içine hapsederiz.
Bir harekete geçebilsek göreceğiz neler olacağını.
Sonra uğraşırız olacaklarla. Olmamış olaylarla, yaşanmamış felaketlerle, ihtimallerle mücadele ayrıca yıpratır bizi.
Hayat dünyasında çürümektense, olayların dünyasında budanmak daha iyidir bence.
Ve siz, hiç tribündeki seyircilerden futbol tarihine geçmiş olanını gördünüz mü?
İşte asıl olan bu. Ya, girin gerçeklerin dünyasındaki yerinizi seçin; onun için uğraşın ve alın. Ya da, tribünden şak şaka devam!
İşte gerçeklerin dünyası…