Yeni Eğitim Öğretim Yılına “Hayırlı Olsuna” hazırlandığımız bu günler, maalesef endişeyi de refakatinde getirdi.
Emsallerindeki gibi, Antalya Milli Eğitim Müdürlüğümüz ivedilikle vatandaşların olası sorunlara çözüm üretirken, ne yazık ki bazı okul yöneticileri ile koltuk değneklik görevi ile donatılı “aile birlikleri” güya gönüllülüğe endeksli, dayatmalı taleplerini yürürlüğe soktular bile.
Yetkililer her ne kadar hassasiyetini korusa da, görsel veya yazılı medyada defaten deklare edilen “Haraç” kurmaylarının soyu asla kurumayacaktır. ” Yineliyorum”, mekteplerimize, kayıt-kabul-nakil vs. kısacası öğrencinizle ilgili yapacağınız ziyaretlerde, ilk çalınacak kapı belirlenmiştir, tıklamanızla beraber açılan kanatların ardında, eli makbuz ya da fişli, bakışları cebinize odaklı vazifeşinas! insanlarla, zorunlu merhabanız kaçınılmaz gerçeğinizdir. Çünkü bu “yaşatma, yaşartma, dayatma, diretme” dernekleri sadece ilimizde değil, ülkemizin değişik şehirlerinde de arzı endamını sürdürmektedir. Başlarında ki “Deli Dumrullar” ,gölgede siperlenseler de, emirberverlerinin ağızlarına baktıklarını bilirler.Üstad Arif Nihat Asya;” Sanmayın ki bunlar hortumdur,arkada saklı filler.Bunlar Viktor Hugo’nun değil,bunlar bizim sefiller” vecizesini boşuna mı söylemiş?
Yaşanılan olaylar, yavrularını okutmak, bir meslek sahibi olarak geleceklerini kurtarmak isteyen ana babalarımıza ciddi yaralar açıyor.
Okul Müdürlerimizden teki Bakanlığımızın “isteğe bağlı bağış miktarını kendine göre “az!” buluyor. Verilen parayı alıyor ancak öğrencinin okula kaydı hala askıda!..
Diğer yönetici ikametgâh sorunu olmadığı halde Öğrencinin ” Genel karne ortalama notu düşük “ gerekçesiyle ülkemizin genel bir lisesi olduğunu unutup, öğrencinin kaydını yapamayacağını söylüyor. Öteki meblağı tevatür görünce, tüm sonları çözüveriyor aniden.
Yani “her horoz çöplüğüne göre kural üretiyor”, anlayacağımız nizamlı yaşıyor yani!
Zaten sınav stresiyle gerilen sinirlilerin yaralarına, tuz biber ekmenin ötesinde, kezzap serpiyor akıldaneler.
Aileler perişan, ne yapacaklarını bilmez durumdalar.
Sınava girmek dert, kazanmak büyük sorun…
Hadi kazandın… Yerleşmek, kayıt yaptırmak bir işkence.
Okurken çekilen maddi çile, ulaşım derdi, psikolojik sorunlar had safhada. Yaşanılan olumsuzluklar, muhatabını depresyona itmesin de ne yapsın?
Hadi Meslek sahibi oldun… KPSS ile başlayan yeni bir kısır döngü…
“Sil baştan…
Sıkıntıyı nakaratla…”
Bu acı gerçek zulmünü asgariye çekebilmek adına; hiç olmazsa idarecilerin halkın yanında ve yardımcıları olmaları gerekmektedir. .
Buradan yetkililere, bu ızdırabı yaşayanların adına sesleniyorum.
Lütfen yapılanlara acil önlem alınarak gerekli incelemeler yapılsın.
Ebeveynlerin endişeleri sona ersin.
Yarınlarımızın umutlarını daha fazla yıpratmayalım.
Eğitim sistemimizdeki değişikliğin, her birine daha uyum sağlamamıza izin verilmeden, buğusu üstünde yönetmelikler sofraya konulmakta. Kişisel egoların tatmini için,ana-baba ve çocuklar aletlikten çıkarılsın lütfen!.
İlgililerin ivedi şekilde dikkatine!....