Dün bir arkadaşım çok güzel bir şiirin bir kelimesini atmış. Hani derler ya; “absurd” yani “saçma” bir anlam çıkıvermiş ortaya.Epeyce güldük. Aslında dikkat ettim de, bunun tam tersi de oluyor. Manasız bir cümleye, bir kelime ilavesiyle harikalar yaratabiliyoruz.
Bir virgülle, manalar nasıl değişiyor hepimiz biliriz. Hepimizin çok, ama çok iyi bildiği “baban gibi eşek olma” hikâyesindeki gibi.
Hayat şiirinde de; belki virgüller tam yerine konulmalı. Ne bir kelime eksik, ne bir kelime fazla. Çünkü bu hayat şiiri ve güzelliğini kelimelerin ustaca kullanımından alıyor.
Bir tek virgül, belki de farkında olmadan hayat şiirimizi mahvediyor. Sonra da kara kara düşünüyoruz.
”Nerede yanlış yaptık” cevap,”düşünmede kullandığımız kelimelerde” Eksik kullandığımız virgüllerde.
Büyük sanat yeteneği olduğu halde olduğu, büyük eser veremeyen o kadar çok insan var ki… Sanatlarını harekete geçiremeyenler yani.
Hâlbuki eser, sanatın hareketlenmiş şekli değil midir?
Bizleri başarılı yapacak olan da, sanatımızın büyüklüğü değil, eserlerimizin büyüklüğü değil mi?
O halde, sanatımız kadar, dikkatimizde olmalı. Yoksa tek başına sanatla pek bir şey yapılamıyor. Hiç büyük şiirlerin virgülleri, noktaları ihmal ettiği görülmüş mü?
Nice şiirleri, yüzyıllarca büyük bir ömre sürükleyen de, belki küçük bir virgül, belki küçük bir ses tonu, belki de, basit bir ünlem ya da soru işareti.
Küçük ama ya varlığını, sevgini duygularını, tıpkı şiirlerde olduğu gibi yaşatır ya da bir anda yok ediverir, sahip olduğumuz her şeyi. Ayrıntılarda ne başarılar vardır, unutmamak lazım.
Aman dikkat!
Çok küçük dediğimiz şeyler bazen,
ÇOK BÜYÜKTÜR!