Adam hasta yatağında, kelimeyi şahadet getirecek hali yok. Doktor yanında “Ölüyorum Doktor bey, bir çare “diye yalvarıyor.
Cevap açık ve hep sabit “Kolay mı, o kadar ölmek?”
Neyi zor ağabeyciğim bunun?
Hele bu ülkede.
Drama bile değil bağlı olduğun iplik. Bir anlık mesele. Her gün helalleşerek çıkmak lazım sokağa.
Çukura düşebilirsin. Salağın biri gelip çarpabilir, hem de yaya kaldırımında. Ya da şanslısındır, hastane kapısına kadar gidersin de; paran yoktur, orada verirsin son nefesini.
“ Ölmek” de Sen.
Neyi zor ki bunun? Bir an, bir salisede bile. Nerede olduğunu bilemeden. Hayallerini gerçekleştiremeden gidersin. Kimse de aldırmaz.
Biri gider, biri gelir. Hayatın kanunu bu değil mi?
Adam yalvarıyor.”Son bir kez helalleşeyim” diye, ona bile izin yok. Neymiş, ölüyormuş zaten. Ne gereği varmış.
Analar için varken, uykusuz kaldığın gecelerin anlamı, onlar için yapayalnız ölmek anlamlı. En son gördüğümde adam, yoğun bakım odasının kapısını kırmıştı.
Helal olsun sana. İşaallah, bir an yanımda olmak uykusuz gecelerde elini tuttuğum gibi benim yavrularım da kırarlar o kapıyı ve onlar da tutarlar benim elimi.
Neyi zor ki, bu ülkede ölmenin? Çok kolay be! Hem de çok kolay ve sessizce.
Ne sanıyorsun ki sen de kendini?