Her zaman, saflığımı, temizliğimi korumayı başardığımı söylüyor.
“Ama artık, sevgiye olan inancımı kaybettim” diyor, Ahmet.
“Öyle bir yaz ki .”diye ilave ediyor...
“İçinde, umut ve inancını kaybetmemek olsun”
Güvendiğince terk edilmiş. Onunla olmak, beraber yaşlanmak istiyor, ama yapamıyor.
“Ölmeyi bile beceremediğinden yakınıyor. Çaresizliğin çarmıhında can çekişirken,”yönsüz, yörüngesiz kaldınız mı? “ diye soruyor: Yalnızlık Yaratana mahsus, tek başınalık her şeyin sonu sanki. İç çekişlerindeki endişe, umutlarını, hayallerini sarsarken; “madem meraklandın söyleyeyim.”
Belki, sevgilinin vefasızlığı değildi, ama benim hayatımda da birçok terk edilmeler olmuştur.
Nedir “terk edilme” algılamana bağlı. Güvenirsin bir arkadaşa mesela... Sözünde durmaz. İşte suların anaforuna düşmek, işte karada vurgun yemek. Tek yaşayan sen değilsin ve asla sen olmayacaksın... Bundan dolayı dik durmak zorundasın.
Tabi ki sarsılıyorum. Üzülüyor, kırılıyorum, ama yıkılmıyorum. Neden biliyor musun?
Çünkü kendime sonsuz bir güvenim var. Gidenin, hayatımda ne ilk, ne de son olmadığını biliyorum. En büyük mucize, yaşamak değil mi? Her sabah, yeni bir hayattır, her sabah, yeni bir başlangıçtır... Öyle çok severim ki bu sözü.
Önemli olan, her yeni güne güvercin masumluğunda, şahin güvencinde, karaca ürkekliğinde, kelebek hafifliğinde, arı telaşında gözlerini açabilmektir.
Bir sabah kalktığımda hayatımda benim için önemli olan herkesi ve her şeyi kaybettim. Kirpiklerimin aralarına duvar ördüğü saatler, gölgelerle didiştiğim gaybana gecelerim, uykularımla aramıza nifak soktular. İşkenceli dakikalarımdan sonra, müezzinin davetini duyardım. Saba makamındaki ezan bana seslenirdi hep;
“Bak Seher, gene sabah oldu, yeni bir hayat doğdu.”
O doğan yeni hayatı hisseder ve o zaman uyurdum, işte.
Doğan günü görmek, en büyük mucize değil mi?
Yaşamın kendisi, umut değil mi?
Doğan her gün, yeni umutlar getirmiyor mu?
”Sizin şer sandıklarınızda hayır, hayır sandıklarınızda şer saklıdır, Hadisi Şerifi gönlümü serinletiyor.
Sizi terk edince, her şeyin bittiğini sandığınız bir anda, nasıl bir insanla tanıştığınızı hatırlayın.
O tesadüf olmasa, yeni bir hayat, yeni bir sevgi olmayacaktı.
Doğan yeni gün, yeni tesadüfler getirmeyecek mi, yaşamımıza? Belki onlar, sizi daha mutlu edecek.
Bazen içimden, artık göremediğim insanlara teşekkür etmek geliyor. Sayelerinde yaşadığım mutluluklar için... Ama onları da, hep güzel günlerde hatırlıyorum. Vazgeçilmezlik muhteşemlik firuzeleriyle, harikuladelik incileriyle bezenince işlevini korur. Lakin ”Yalvarmayla da yar eğlenmez, gidene dur demeyecek kadar da ONURLUYUZ şükür. Uğrularla, gülmeye gülmeye efendim.
Bilin ki bekleniyorsunuz mutlaka. Kendinize güvenin, özünüzü sevin inadına.
Unutmayın, yaşanan her gün, doğan her sabah, yeni bir başlangıç, yeni bir umut, yeni bir hayattır.