“Çarşıdan aldırdım yeşil aynayı/ Boşa çiğnemişim yalan dünyayı/ Ne İstanbul koydum ne de Konya’yı” diye terennümleşen Yozgat türküsünde işaretlendiğince;
Şeb-i arus’da semazenlerin pervaneleştiği, Milleti Merhumeme yıllarca Başkentlik yapmış, bağrında hanların, âlimlerin, şeyhlerin, dervişlerin, âşıkların, sözün özü Mevlana’nın, Hoca Nasrettin’in istirahatta bulunduğu İstanbul’ a eş şehr-i şahanem, anavatanım-babayurdum Konya’m.
Geçtiğimiz Pazar günü, Antalya Kepez Kentormanında gerçekleştirilen Çetmi şenliğine katıldım. Aslında bu pikniğe Konyalılar buluşması demek en doğrusuydu bence. Tertipleyen, düşünen, katkıda bulunan gönül dostlarına şükranlarımı sunuyorum. Ben de fırsattan istifade, Antalya Merkezinde bulunan Onur Dershanesi emektarlarını davetle onurlandım.
Ne yalan söyleyeyim, dinlendim, eğlendim, hasret giderdim. Memleket ezgilerini solurken, yaslandığım çınarı babama benzetip, güven kanatlarının duldasıyla süzüldüm Beyşehir’in serin sularına. Yerel kıyafetli kadınlarımızın, kınalı ellerinde köpüren ayranı yudumlayıp, uzandım çimenler üzerine, anamın diziymişçesine. Kirpiklerimden huzurun şebnemleri sağıldı, Çetmi Deresince iç uçurumlarıma.
Dost seslerde memleketimi nefeslerken, meşelerin gövermesine türkü yaktım ardıçlı yamaçlarca. Çoban kavalında yarım kalan sevdaları, yıkılası gurbeti, gidip de gelmeyeni yakaladım. Yaylaların bulaklarında yılanlarla çığrıştım. Delişmen şelalelerde alabalık oldum Göksu’ya doğru. Alıç topladım dermansız yamaçlarca. Cırık kuşlarıyla yarıştım nadaslar boyu. Keklik oldum zalım avcıya inat. Bülbülleştim sazların ahenginde. Hâsılı baştanbaşa ÇETMİ oldum, ÇETMİYLE doldum.
Çetmi ismi Oğuz Türklerinin yer adlarından biridir. Aslı Çepni olup zamanla Çetmi olarak değişime uğramıştır. Hadimden sonra Taşkent’e bağlanan Çetmi’nin yurt genelindeki kardeşleri şunlardır. Amasya ili, Gümüşhacıköy ilçesine bağlı Çetmi, Çanakkale ili Ezine ilçesine kayıtlı Çetmi, Çorum ili, İskilip Kazası nüfusundaki Çetmi. Kastamonu ili, Taşköprü ilçesi, merkez bucağı yerleşim birimi Çetmi.
Dede Oğuzhan’dır kolu üçoktur
……..
Tarih sayfasına sokulmuş Çetmi
Karaman’a bağlı kaleymiş önce
Aladağ içinde yere girince
Bağlanmış Hadim’e ilçe denince
Coğrafi alana sokulmuş Çetmi (N. UÇAR)
Çetmililerin şu andaki topraklarına yerleşimleri miladi 1400’lü yıllar olduğu tahmin edilmektedir. Çetmi ve çevresindeki çeşitli mevkii ve doğal kalelerde, yapılan kazılardaki bulgulara bakıldığında; buralarda başka kavimlerin yaşadıkları kesin olarak anlaşılır. Kızıl kaya Gâvur Odası, Gedik nöbetçi kulesi, Köle başı kalesi, Çakıllı’daki Kale kaybolmamış izlerdendir.
Anadolu insanınca Yemen’de, Balkanlarda, Şark Cephesinde, Sarıkamış’da bozuk paraca harcananlar içinde Çetmililer de aynı kaderi paylaşmıştır. Milli Mücadelede, Çanakkale’de, Balkanlarda şehitler vermiş, gazileri kalmıştır. Veli Çavuş, Dedeoğlu Ahmet Çavuş, Köse Mustafa gibilere kader dönüş müsaadesi vermiştir. Hatta bunların içinde savaşla Hac farizasını birleştirme şansına erişenler mevcuttur.
Sözlük manasıyla; açıkgöz, yağ-yoğurt üreticisi manasına gelen Çetmi, 1971 yılında belediye statüsüne kazanmıştır. İrili ufaklı 15 adet yaylası vardır. Belde halkı mayıs ayında yaylalara çıkar, ekili alanları yetersizdir. Kasabalının geçim kaynakları ekseriyetle gurbetçilik veya memurluktur. Kültürü saflığını, berraklığını muhafaza etmektedir. Taşkent’in Karçiçeği Çetmi görülesi yerlerin başındadır.
Halayı, manisi, türküsü, ağıdı sadeliğini sürdürmekte, tuluk ayranı, katma aşı, tereyağı, balı, kekik kokulu eti damaklara lezzete devamdadır.
Büyük buluşmanın yarınında tekrar kavuşmayı umarken, bu bağlamda Başta Çetmi Belediye Başkanı Osman Arı ve ekibine, Çetmililer Eğitim, Kalkınma ve Yardımlaşma Vakfı Adına Sahibi ve Yazı işleri Müdürü Mehmet Balcı’ya, Dernek yöneticilerine, sanatçılara kısacası maddi manevi desteğini esirgemeyen hemşerilerime teşekkürü vazife sayarım.
Taşkent’in boynunda sanki bir inci/Beldeler içinde odur birinci/İnsan ayırmaz mı taşı pirinci/Dağların koynunda laledir Çetmi.(y.özcan)