Parfümlü mendilin hikayesi…

Hiç birine içinizi yakan  acıyla özlem duydunuz mu?

Sanırım, hepimizde olmuştur.

Ya anamıza, babamıza, ya da çok sevdiğimiz, olmayınca boşluğunu çok hissettiğimiz bir can arkadaşımıza

Ya asker sevgilimize; yâda uzakta öğrenim göre kızımıza, oğlumuza…

Adamın elinde bir mendil ve sık sık kokluyor.

Bana ne aslında!

Ama bir sebeple yaklaşıp nedenini öğrenmek istiyorum.

 Önündeki rakı bardağı,  sarhoş olabileceği düşüncem beni tedirgin ediyor

Ama kendinde.

Sohbete başlayınca öğreniyorum “mendil hikâyesini”

Sevdiği, hayatını verdiğini söylediği kadının, parfümünün kokusu var onda…

Buraya kadar güzel, sonrası dehşete düşürüyor beni.

Beş, altı ay önce çıkmış kodesten.

Sebep cinnet geçirip öldürmüş sevdiği kadını ve öldürdükten sonra da ceset bir yanda, parfümünü sıkmış bolca bu mendile ve polisi aramış.

İşte o koku, öldürdüğü kadının hayalini ,hatıralarını hep canlı tutacak..

Sık, sık mendili koklar ve hayallere dalar, gider…

Bu nasıl sevgi?

Hem sevmek, hem de yok etmek.

Birbiriyle çelişen bu iki duygu nasıl bir şeydir ki; içinde iyi mi, kötü mü vardır?

Sevgiyle sarılan eller, nasıl olmuş da,  sıkarak sevdiğinin boğazını,  onu soluksuz bırakmıştır?

Beni şaşırtan şey, adamın öldürürken bile kadını deli gibi sevmesi.

Güvenin yok olması ve sadece şüphe…

O masum sevgi, zamanla her nedense şüphe ve” beni aldatıyor mu? Duygusuna dönüşüp, önce acı vermeye,  sonra da tehlikeli şekilde ruhunu alt üst etmeye başlamış.

Ve sonuç…

Aldatılma şüphesi, delicesine sevdiği kadını, soluksuz bırakıvermiş bir anda. Aslında, o da pişman, ama bitmiş, giden gitmiş…

Biz sevenlerden sevdikleri için kuşkulanıyoruz belki de…

Tehlikeli bir duygu sanırım, sevgi.

Sevgi, belki de her an mutluluk vermiyor.

 Çok da masum bir duygu değil…

Şimdi özlem acısıyla yanıp, tutuşuyor yüreği.

Bir daha hiç dönmeyecek olan birini özlemek acısını, ben de çok iyi bilirim. Hiçbir acıya benzemez.

Her özlemin içinde minicik de olsa, bir umut vardır ama o kapkaranlık bir boşluk gibidir.

 Ve bu karalık boşlukta, başka hiçbir şey yoktur.

Sadece zifiri bir karanlık…

Sevdiğimize,  hiçbir şüphe olmadan, öyle bir güvenle sarılmak, sanırım bize inanılmaz bir güç veriyor.

Ya bunu kaybetmek…

Delirtiyor ve “olamaz” dediğimiz şeyleri yaptırtıyor ve bir mendille dolaşmaya ve dakika başı onu koklamaya mahkûm edecek kadar, acı veriyor.

Artık o koku, çok önemli onun için. Çünkü sevdiği kadını kokluyor.

O kokuyu ondan çalsanız, yaşamaya devam edebilir mi, bilemiyorum.

Çaresizce özlemek.

İşte  bir hayat.

Çaresizce özlemenin kahredici acısıyla yaşamaya mahkûm bir hayat.

Karanlıkta ve parfümlü bir mendille yaşamak.

Zifiri bir karanlık ve parfümlü bir mendil…

 

Yayın Tarihi
01.06.2012
Bu makale 2468 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!