"Ezber bozan"
Ne kadar da etkileyici ve masum görünümlü bir terim değil mi
Neden..! Çünki yıllardır "ezberi" kötü, çağdışı bir öğretim
yöntemi olarak benimsedik nasılsa ...
Dolayısıyla da ezberi bozmak iyi ve çağdaş olan konumuna geçip, en yeni, en
modern, en sorgulayıcı olarak, sorgulamasız haklı görünüme yükselecek
otomatikmen.
Mantık basit ve ama bir o kadar da pratik.
Tamda politik çıkar peşindeki kurnazlara uygun.
Bu sebeple olmalı son yıllarda birden bire "ezberbozan" tutumlar
modası geldi, derinlikli düşünceden yoksun sığ söylemlere.
Bu halk nasıl olsa sorgulamaz ya, eh "ezberbozacak" kadar zeki olanda çağdaş,
modern, akılcıl, hakcıldır mutlak ya. Kötü bir şey yapmıyor olacağından bir
ard niyette aranmaz ya...
Böylece masal kutumuzun içinden, en edalı tavırlarla, çok önemli vurucu tesbitler
yapan "ezberbozanlarımız" önce üç-beş iken, gittikçe artarak başladı masallara.
Masal kutularımız, sivil toplum örgütlerimiz, özel okullarımız derken baktık ki;
içimizde modernlik tutkunu maskeleriyle güleryüzlü,iyi niyetli, masum, hakcıl
gezinen ama aslında üç kuruşluk proje ya da bursla satınalınmış ayağı zincirli,
boynu, tasmalılar onlar.
Hani biz; sonsuz hoşgörü felsefelerinin yoğurduğu, Demokrat Türkiye'nin biraz safca
kalmış Anadolulu topluluğuz ya! Ol sebep Demokrasimiz ve Cumhuriyetimizin güya
geri kalmış eksiklerini yamayıp kapamamız adına bu iyi niyetlileri; hoşgörülü
konukseverliğimizle içimize sindirip, dinlemeyeceğiz de ne yapacağız ki.
Dinledik te epeydir. Sabır ve hoşgörüyle susup dinlemelerimize yorumları, önemsiz.
Kendini içinden vurma öfkesi ve hırsındakilerin yorumu da, psikologisiyle
eşgüdümlüdür çünki.
Onlara önce; İlyadaları, El menatları ve benzerlerini hatırlatalım ve sonra biz
de işimize bakalım.
Sözlü gelenekten, yazılı hale ne zaman nasıl geçildiği belli olmayan tüm Ülkeler
Tarihlerine rağmen "ezberbozduğunu" sanan şu ifadelere de bir bakın
Türkiye ve Türk tarihlerinde bilinçli kurgulanmış ama efsanelere dayanan belgesiz
saptamalar, yakın geçmişimizde özür dilenecek hatalarımız, demokrasi
uygulamamızda sıkıntılar varmışta...
İlyada ey beyler,
El menat ey hanımlar...
Yurdumuz içinde sesi- soluğu olmaya yeltendiğiniz Tarihler, Ülkeler demokrasilerini
irdeleyip onları sorgulayın önce bir hele.
Hadi projelerden, burslardan, petrol atıklarından nemalandınızda; dilinizi onlara
erdiremezsiniz madem, hiç olmadı ayıpetmeme derdine kendinizi bir sorgulayın
aynalarınız içinde.
Hem de her şey bir yana da...
Adı üzre "bizim" olan bu sınırlar içinde olup bitenlere; kimin, nerden, niye, hangi
hakkı olabilir ki müdahaleye.
Hayının; iyiniyeti, hakçıllığı, akılcılığı, doğrusu, dürüstü olmayacağını, sezemez-
anlayamaz mı sandınız; bu Ülkenin genetik hafızasınından yoğrulu ortak bilinci.
Kavalın son sesleri duyulmadan türkünün tamamı anlaşılmaz malumunuz, o
nedenledir bilesiniz bilgece, sabırla, hoşgörüyle dinlemeler
Beklenen son sesler de çıkmaya başladıkça siz kendiniz de sarsıldınız afallamaya
başladınız değil mi..?
Sabır ve hoşgörüyle beklenen sofralarda pekmezle koruk yanyana geliveriyor
çok geçmeden...Eh umarız, artık malumunuz.
Tek masalcı olduğunuzu sandığınız arenalarda, birbirinizin iç yüzünü sergileyip, erk
yarışlarınız da neyin nesi? Nerde unuttunuz, iyi niyetli, sevecen, gülen yüzlü, hakcıl
demokrasi mücadelesindeki kimliklerinizi.
Yurduma bir "ezberbozanlar arenası" ortaoyunu sergilemektesiniz ki pes valla.