İki film izleyene bir bedava…

Odamın canlı yayın akışında Pembenur hanım karşımda.

 

   -Merhaba Nahide  nasılsın?

 

   -İyiyim teşekkürler, ya siz? Nasıldı festival ortamı?

 

   -Fena değil, saat 14.00'te 3 ytl'ye bir film; 16.30'da 8ytl'ye bir film olmak üzere iki film izledim. Bu farklı fiyat uygulamasının ne mantığı olabilir ki?!! Konuşalım, gerekirse şikayet edelim.Onca sponsora rağmen hiç değilse her gösterim 3ytl olmalı.

 

   -Tamam; konuşalım, araştıralım bizi dinleyecek muhatap bulursak, şikayetinize eşlik ederim. Ancak ben, ücret denksizliğinden değil, festival filmlerinin bizlere ücretli oluşundan şikayet ederim...

 

    - Elbette canım, festival bu ...Film festivali... Adı üzerinde, Antalya film festivali...

 

    "Biz" dediğimde; kentin topu topu bir avuç sanat emekcisi mi, sanat gönüllüsü mü dersiniz...işte   ‘o’nlarıyız.

 

    Her yer; hatta,  gök yer... Beyaz perdeye dönmeliyi düşleyip, günleeerrr öncesinden avunan üç beş alçakgönüllü, yalın düşseveriz yani ...

 

    - Filmler,  hiç değilse  bazı sosyal gruplara ücretsiz olabilmeliydi ki festival - festival, şenlik - şenlik olsun,  olabilsindi. Örneğin öğrencilere ve de sinemayla ilgili sanat dallarından  kişi ya da kurumlara... Veya davetiyeli olabilmeliydi ki, şenlik olsun... Salonlar  gerçek izleyicisiyle dolsun; buluşabilsindi. Elimize ayrıca verilecek davetiyeler de gerekmezdi...Kimlik kartlarımız davetiye yerine geçse de olurdu... Yeme- içme değil, sadece film izlesek yeterdi bize diye düşünen düşseverler...

 

     Ücretsiz davetiyelerle o filmleri izleyen yüzler, kimler?!!  Merak etmiyor değilim...Bilmediğimden değil de, bir kez daha sorgulama fırsatımız olsun diye bu sefer ki merakım.

 

    Sanata, kentine  bağlı, saygılı, küçük bir çevreye bu inceliğin yapılması zor mu olurdu?!! Sorgulamak, kurcalamak geçiyor içimden, AKM civarından uzaklaştırılmış incinmiş yüreğimin öfkesiyle…   

    Bizim sanat, felsefe ve bilgiye aç beyinlerimizi doyurmayı düşünemeyenlere öfkemle....

 

    Efendim; bizim bu açlığımızı doyurmak festival kokteyl ve yemeklerinden bir iki çeşidin azaltılmasıyla olabilirdi.

 

    Hem, sonra efendim; şahidi olup kaygılı beyinlerle "ne oluyor" dediğimiz  kuyruklara dikilmiş; ramazan açgözlüleri, muhtaçları, zavallıları yerine konmuş vatandaşa (hem de kendi vergisi ile) sıcak yemek şefkati sunan  ve o ilkel görüntülerden prim yapmak adına; kaynak, sponsor vs.  bulabilen  erk zihniyet, sanatcıların aç beyinlerini doyuracak sponsor neden bulamasın... Bulmasın... Bu yükümlülüğün zahmetine de girmeliydi değil mi?!!!  Bir boyun borcudur bu, sanata ve biz sanat emekcilerine karşı bana göre...Bizlere üvey evlat muamelesi değil, adiliyettir beklentimiz.

 

    Evet, Pembenur hanım; bana göre, ücretsiz katılımcı şenlikler olup şenlendirmeliyiz film girişlerini, gösteri salonlarını bizler...Şikayet edeceksek de bizlerin ilk şikayet konusu bu olmalıdır.

 

    Eskiden, değil bunu kamuya açık bir yerde yazabilmek, düşünmek bile utanç sebebiydi benim için.

  

    Bizler aile ve okullarımızda, ücret ödemeden hizmet istemenin yüzümüzü kızartıcı bir durum ve hal olduğu  eğitimini aldık

 

     ...Son yıllarda olan biten bir dizi durum ve hal ve gidişleri gördükçe, yaşadıkça; düşündüm, düşündüm de...!!! Geleceğimizin köklerini  hedeflemiş, değişip duran kimlikler ardına gizlenip bata çıka ama durulmadan, ardı arkası kesilmeyen oluşumlar (veya kanserli hücre misali artıp duran tuhaflıklar güruhları bile) öylesine arsızca yiyip tüketirken yurdumun maddi manevi değerlerini...Hatta vergi kaçıranlar hatta uyuşturucu cellatları, silah kaçakcıları ve de benzeri diğerleri… Öylesine arsızca, öylesine yüzsüzce yiyip bitirirken bu canım yurdun maddi manevi tüm değerlerini, emeği bizim olan birikimleri... (ve gene de ve hala da doymadıkları gibi, yaptıklarının utancını da dünya karşısında bizim çekmelerimize rağmen)... Ve de hatta; onlar doymadıkça, onların açlıkları arttıkça, giderek daha fakirleşecekleri gerçeğini düşünemeyip, suçluyu kendi dışında arama kolaycılığını seçen, devlet kapısı dilencisi haline dönüşmüş bilinçsiz kitleleri de izledikçe....

 

   ...Eh!... Artık biz sanatcıların da, sanat etkinliklerinden kendi hakkımız olan; alınterimiz karşılığı, ana sütümüz kadar helal  payımızı istememiz... Utanç olmamalı...!  diye düşünmekteyim...

 

    Ne dersiniz, şikayet dilekçemize bunları da eklesek, daha etkili olur mu gücümüz...

 

    Böylece yazalım da biz, varsın ücret düzenlemesi ya da sanatcıya kolaylık sağlanmasın...Asıl utanması gerekenlerin kulağına küpe olsun, o da yeter...

Yayın Tarihi
15.10.2008
Bu makale 6934 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!