Yabancınız değil bilirsiniz
Mutlak düşmüştür bilgisayarınızın e-mektup kutusuna
Hani şu, kaynar suya atıldığında can havliyle sıçrayıp sudan çıkarken
Soğuk suya konulup kısık ateşle kaynatıldığında duyarsızlaşıp sıçrayamayan
İşte “O” kurbağa
O kurbağa benim
“Kemalismus“ diyor biri terbiyesizce salonda
Herkes kahkaha ile gülüyor, alkışlar gırla
Ben dilim tutulu, alğılamaya zorlanıyorum olanları…
Kemalismuslar…
Yani ben
Yani daha hala var olduğunu bildiğim bazı başka insanlar
Yani biziz “Kemalismuslar”
Mustafa Kemal Atatürk’ün
Öncülüğünde kurulmuş
Türkiye Cumhuriyetinin
Özgür bireyler- vatandaşları olarak sürünün dışında düşünebildiğimiz için
Onunla gelen özgürlüklerin korunmasına mücadele eden bizlere
Takılmış bir sıfat bu “Kemalismus”
Badem bıyıklı adamların gölgesinden çıkamayan,
Yerleri süpüren giysilerine sıkışmış ve tek tipleşmiş kadınların da eşlik ettiği
Kalabalık mürit ordusu alkış, kahkaha gülüyor
Ben “Kemalismus” kelimeyi ilk duymuşluğun sersemliğinde kalakalıyorum
Az sonra bir diğeri “laik dil “ terimini yumurtluyor
Bu direk yumurtlama bir kelime
Kimse kusura bakmasın, ayıp bir şey yazdığımı düşünmesin
Hem de belli ki bir horozun yumurtladığı bir kelime
Hem de kendine akademisyen sıfatı almış
Ben “Kemalismusun” vergisi ile adam olmuş bir akademisyenin
Varlığımızı aklınca alaya almak için yumurtlayabildiği kelimeye bakın
Laik Dil….
Yani?!
Yani Latin harfleriyle yazılan konuştuğumuz günümüz Türkçesi
Hem de salt, laik dil diye aşağılamakla kalmıyor Türkçemizi
Neymiş bu laik dil gelmiş, Arapçanın aydınlanmacılığını bitirmiş miş…
Offfff, offffffff
Yavaş yavaş kaynatılmış o kurbağayım ben
Reflekslerim erimiş,
Dilim
Kanadım, kolum
Her yanım kırık
Bacaklarıma beton dökmüşler
Kalkamıyorum
Kalkıp adamın suratına
Kendine gel diye haykıramıyorum
Ben refleksleri eritilmiş o kurbağayım
Gün onların günü olmuş
Onlar sıçrıyor
Zıplıyor
Toplanıyor
Bağırıyor
Çağırıyor
Hakaretler
Dalga geçmeler
Suratlarımızı tokatlamalar gırla gidiyor
Biz cam fanus kibrit kutusu evlerimizde ekmek kavgası yorgunu uzanıp
“O” KURBAĞALARA DÖNÜŞÜYORUZ….
Bütün bunlar benim güneş kenti Antalya’mın
Bol yıldızlı otellerinden biri olan Dedeman da
Nurculuk tarikatının bir panelinde oluyor
Valimizin yardımcılarından biri de orada
Bizim üniversitelerimizde okumuş
Üniversitelerimizde koca koca ünvanlar almış
Beş adam bir masada, hiç tartışılmayan laf ola beri gele bir panelle
Zaten koyunlaşmış nurcu mürit sürüsünü toplamış
O gövdenin ardına sığınıp çıkıyorlar meydane…
Doğu Erbil de içlerinde, hatta belli ki şimdilik
İtiraz edilmeyerek en merdane erk o gösterile
Varsın gavur Avrupa birliğinin maaşlarına köle bir bölücü olsun
Ortak düşman olan
Atatürk
Laiklik
Cumhuriyet
Ve “Ne Mutlu Türküm” demeye karşı ya !
O yeterşimdilik…
Ortak amaç olarak hele Türkiye bir bölünsün de
Sonra bakılır icabına Doğu Erbillerin de
Her şey aleni ortada
Paneli Yeni Asya gazetesi düzenliyor
Ben zaten “O “ KURBAĞAYIM
Diğerleri de neyse ne de
Orada bulunan şu Vali yardımcımız peki!
O da duyarsızlaşmış kurbağalardan mı!?..
Değil ise! nur tarikatının bu şovu nasıl tamamlanabil di?
Ben duyurayım da herkes üstüne düşeni alınsın
Görevini yapsın
………………………..
Otelden ben “O” Kurbağa olarak çıkarken
Yerleri süpüren etekleri ile yürümeyi bile zor beceren
Badem bıyık erkinin gölgesinde nurcu sürüsünün koyunu olmuş
Alanyalı kadınlara bakıyorum
İçim yanıyor
Alanya tarihi kitabında İ.Hakkı Konyalı hocanın
Alanya kalesi Ehmedeğinin, keçi yolundan
Ancak ve ancak bir tek Alanyalı kadınların geçebildiğinden söz ettiği
“O” kadınlar canlanıyor gözümde
İşte o an kendime geliyorum
Ben
“O” keçi gibi özgür ve de
Erkeklerin bile geçemediği yolları geçen Alanyalı Atatürk kızı
Kayalara çarpıp yarlardan aşağı denize düşeceğini bilse de
Bir keçi gibi özgür ölmeli
Kararımı veriyorum
“O” DUYARSIZ KURBAĞA gibi değil
Asla ve de billa değil…
Hele de;
Gözü önünde ki Sitti Zeyneb
Kaygusuz Abdal gibi kendi derin sufi zenginlikleri tanımak, öğrenmekten aciz
Ama, Bitlisten çıkma özü bellisiz bir tarikatın
Sürüsünden bir Alanyalı kadın olarak yaşamaktansa
Ağaçlarla konuşan nenelerimin bana taktığı isimdeki
“O Çebiç” kız kadar özgür ve mücadeleci olmaya
Ve bu uğurda ölmeye bir kez ve
Daha kendimden emin karar veriyorum