DÜŞ-ünü-YORUM

Teşekkürler Çarşı

Durun, hemen yargısız infaz yapmayın. Aslolan hayat ise, turizm hayatın atardamarı, futbol toplardamarıdır. Değilse, her kış binlerce takımın gelip Antalya’da kamp yapmasına ne diyeceksiniz?

 

Ya da, onlarca otelin, son birkaç yılda bahçesine bir futbol sahası kondurmasına?

 

Ne demiş Simon Cuper;

 

“ Futbol asla sadece futbol değildir”.

 

**

 

Uzun bir süre görmezden geldim, aldırmadım. Çünkü fanatik bir Fenerbahçe taraftarıyım. Sen de rakip takımın taraftarısın.

 

Arada bir, seslendirdiğin sloganların, tezahüratların içten içe hayranı olmadığımı söyleyemem.

 

İçimden, kimsenin duyamayacağı bir fısıltı ile “ budur” dediğim olmuştur.

 

İtiraf edeyim, şu slogan senin yaratıcı emeğinin ürünü;

 

‘ Alemde iki büyük vardır, birisi 70’lik rakı, diğeri Beşiktaş’.

 

Gerçekten de budur! Hatta “buyur, buradan yak!”

 

Kısa, öz, anlamlı ve çarpıcı. Helal olsun.

 

BİR İLKBAHAR SABAHI
SOPAYLA UYANDIN MI HİÇ?
ÇILGIN GİBİ KAÇARAK
MAÇKA’YA UZANDIN MI HİÇ
?

 

Şiddete karşıyım, ama sizin söyleminizde, şiddet bile insanın sinirlerini gevşeten doğal bir mizah sosuna bulanabiliyor. Şiddeti bile sevdireceksiniz neredeyse…

 

Ama, hayır!

 

Yapmayın. Sadece sözde kalsın.

 

Yarı ciddi yarı şaka bir duruştan öteye gitmesin ne olur.

 

Ortega’nın Fenerbahçe’de oynadığı sezon, sarı/lacivert forma ile Saraçoğlu’na kadar gelip, “ bilet bulamadık, içeri giremiyoruz” diyerek, bizimkilerin eline ‘Cobarde Galina Ortega’ pankartını tutuşturmanız, Ortega’nın, sarı lacivert tribünlerde ‘korkak tavuk Ortega’ yı okumasını sağlamak az buz fırlamalık değildi.

 

Dilim en ağır küfürleri seslendirse de heyhat, içimden “vay be” dedim.

 

Irak savaşı sırasında, mitinglerde açtığınız ‘Beşiktaş’ lıyız. Savaşa karşıyız’ pankartınızı okuduğumda, tribünlerde haykırdığınız ‘ Amerikan şahinlerine karşı Karakartallar’ sloganını duyduğumda, beynimdeki hayranlık noktaları tahrik olmadı, demek ikiyüzlülük olur.

 

Sarı Lacivert camia ne der kaygısı ağır bastı, kimse ile paylaşamadım, ama kendi kendime itiraf ettim, helal olsun dedim.

 

Bizimkiler ve Galatasaray’ lılar, futbolun yeşil sahalardaki tepişmeden ibaret olduğu saplantısı ile tribünlerden hayatın içine taşamayan bağırış, çağırışlarla ses tellerini yıpratırken, bir baktım, Nazım Hikmet’in ‘aslolan hayattır’ının arkasına ‘Hayat da Beşiktaş’ı ekleyivermişsiniz.

 

Ne denir?

 

Komşu’nun bahçesinden elma araklamaya girmişiz, mahallenin çelimsiz çocuğu en iri, en dolgun elmaları indirirken, bahtına çürük çarık birkaç elma düşmüş bir çocuğunkine benzer duygularla kahroldum.

 

Kuzum, bu farklılık nereden?

 

İçinizden taşan bu yaratıcı fırlamalığı besleyen damar nerelere uzanıyor?

 

Sadece varoşlar, desem mümkün değil, zira biliyorum ki içinizde doçent de var, Avukat da, Mühendis de…

 

Sınıfsız toplumu hayata geçirdiğiniz bile söylenebilir.

 

Bir işsiz ile bir işadamı ortak payda da buluşabiliyor ise, söylenecek tek şey var.

 

Siz futbol evreninin nirvanasına ulaşmışsınız.

 

Ve bir gün Pop’un ahir zaman peygamberi Michael Jackson öldü.

 

Sizin sınır tanımaz cinliğiniz de tavana vurdu.

 

‘ Hayatının yarısını siyah, yarısını beyaz yaşayan büyük Beşiktaş’lı Michael Jackson, ruhun şadolsun’ pankartınızı gördüm…

 

Bittim.

 

Ruhen... Fiziken bittim.

 

Kalbimde, ısrarla varlığını korumaya çalışan Çarşı karşıtı barikatlar tuzla buz oldu.

 

Bu mesajı, kalıcı bir veda öncesi Dünyanın çevresini son kez turalayan Michael Jackson’un ruhunun da okuduğundan ve sonsuzluğa vardığında, o tarafa göçmüş ne kadar gizli, açık fırlama varsa hepsine anlatacağından eminim.

 

Hepsinin “Vay kitapsızlar vay” diyeceğinden de…

 

Ama benim teşekkürüm bunlar için değil…

 

4 Aralık 2009 Cuma gecesi. Beşiktaş-Diyarbakırspor maçı öncesi…

 

Bir hareketiniz ve bir sözünüz, aklımı, ruhumu kemiren korkuları sildi süpürdü. İç savaşı körükleyenlerin de heveslerini kursaklarında bıraktı, bundan eminim.

 

Siz ki, o akşam ‘ırkçılığa karşıyız, Beşiktaş’lıyız’ dediniz ya…

 

Binlerce kilometre öteden, sadece futbol oynamak için gelen 11 delikanlıyı bağrınıza bastınız ya…

 

Her kentte küfürlerle, hakaretlerle karşılanan bu ekmek kavgasındaki çocukları, Beşiktaşlı futbolcularla el ele çağırıp alkışladınız ya…

 

Helal olsun size.

 

Bir kere daha ve sizin sayenizde inandım ki, Türkiye yavaş yavaş uyanan, uyandıkça gücünün farkına varan, on, yirmi, otuz değil, yüzlerce kültüre, cemaate, inanca, imana, tercihe, siyasi görüşe Vatan olabilecek bir devdir.

 

Ama, kusura bakmayın.

 

Bu Ülkede eşini, siyasi görüşünü, tercihini değiştirene bile bir şey demiyorlar.

 

Gelgelelim, çocuklukta yaptığı taraftarlık tercihini değiştirene ‘dönek’ yaftasını hemen ve sorgusuz, sualsiz yapıştırıyorlar.

 

Bunu göze alamam.

 

Hücrelerim sarı lacivert.

 

Bu iki rengin yanına ne siyah, ne beyaz eklenebilir. Biososyal genetiğim bozulur.

 

Bizimkiler bunu hissettikleri anda sosyal linç beni bekler.

 

Ama, çok daha derinlerde bir yerde Çarşı sempatisi bir rezerv olarak kalacak.

 

Sağolun güzel insanlar.

 

Yayın Tarihi
07.12.2009
Bu makale 5833 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
İlginç. Yorumlar hep futbol taraftarlarından ve futbolla ilgili. Oysa , Çarşı'nın hayran kalınacak yaratıcı mizahıyla birlikte, yaznının bir temel unusru da "tüm aidiyetlerle beraber insan olabilmek." Bari (her ne Çarşı yandaşlığımla gurur duysam da) benim yorumum bu konuda olsun. Hayatın her alanında, elbette futbol ve diğer spor sahalarında da insani değerleri, kardeşliği, hakbilirliği savunmanın günümüz Türkiyesinde baş sorumluluklarımızdan olduğuna dehşetle inanıyorum. Bundan asla vazgeçmemeli, her fırsatta altını çizmeliyiz. Tarihteki en keskin ve içinden çıkılması zor parçalanmayı yaşayan ülkemizde bugün üstün insani değerler temelinde birleşmeyi özendirmek, geleceğimizi kazanmanın ön koşulu gbi duruyor.

ümit şensoy 15.01.2011

Sayın Gürkan, babam Selahattin Çiller de Darüşafakalıdır. Bizler daçkalıları çok severiz. Saygılarımla...

Mehmet Çiller 05.01.2010

Korkutelinde yaşıyan Daçkalı ağabeyin de bu yazın ile mest olmuştur Daçkalı kardeşim...

Halit Üçgün 28.12.2009

okuduğum gibi hemen kaynak ling e tıklayıp yorum yazıyım dedim TEŞEKKÜRLER ADİL BEY EMEĞİNİZE SAĞLIK

mehmet bal 18.12.2009

Keske Büyük Medyamızda Adil abimiz gibi ADİL olsalar tesekkürler ADİL GÜRKAN

Cem Gecikli 12.12.2009

Objektif bakış açısı bu olsa gerek!!! Güzel yorumlarınız için bir Beşiktaşlı olarak Teşekkür Ederim...

smoove 12.12.2009

kırmızı sarı laciver vb taraftarların bildiği fakat açıklıyamadığı konuları güzel bir dille açıklamanızı canı gönülden tebrik ediyorum iyki varsınız.

akçakocadüzcebjk 11.12.2009

Ellerine sağlık, ne güzelki çArşı'nın gerçek özelliğini anlayan yazarlarda varmış.

Mustafa Kalender 11.12.2009

Sayın Yazar; öncelikle tarafınızı belli edip tarafsızlığınızı konuşturduğunuz için teşkkür ederim.Keşke bir GS li yazarımız da FB için benzeri iltifatlarda bulunsa ya da tam tersi FB li bir yazarımız GS için.Ama bu ülkede nefretten rant sağlanıyor maalesef.Ranttan ziyade samimiyetinizi konuşturmanız alkışı hakeden bir davranış.Umarım bundan sonra hep hakkettiklerinizle yaşarsınız.Teşekkürler.

İrfan Erim 11.12.2009

H-E-L-A-L O-L-S-U-N be adam nediyim ki... çArşı

Furkan Keskin 11.12.2009

Bir Beşiktaşlı olarak sizi tebrik ederim çok güzel yazmışsınız

düzcebjk 11.12.2009

Ellerinize sağlık, durmaksızın okudum.

Ali İnan 11.12.2009

Yazınızı forzabesiktas.com da okudum bir beşiktaşlı olarak fenerbahçeli birisinin bu güzel düşüncelerini öğrenmek çok hoşuma gitti. beşiktaş trübünleri barıştan yanadır halkların kardeşliğinden yanadır bazen emekçi bazen zenci bazende kapıcı veya ermeni olabiliriz bir pankartımızla hasanın keyfine dokundurtmayız bir diğeriyle sinopta nükleere karşı olabilir yada kanserden ölmesin karadeniz yeter ulan diyebiliriz unutturmayız samsun asfaltını hatırlatırız 17 ağustosu uğur mumcuyu çetin emeç'i faili meçhulleri yada madımakta 37 can'ı BEŞİKTAŞLILIK HAYATA KARŞI DUYARLI OLMAKTIR PROTEST OLMAKTIR BEŞİKTAŞLILIK...

DİREN SARISOY 11.12.2009

Yazınız bir Beşiktaşlı olarak bana gurur verdiği gibi yerel medyanın bu tarz sosyal olayları yakından takip edip çekinmeden dile getirebilmesi, beni geleceğimiz açısındanbir hayli umutlandırmıştır. Çünkü medyanın büyük bir bölümü toplumsal ayrışmayı körüklerken, hücreleri ne renk olursa olsun kalemi Yılmaz Özdil ve sizler gibi cesaretli olan yazarlarımız da var... Kaleminize ve yüreğinize sağlık...

Ercan Konuş 11.12.2009

Sevgili Adil Abi, Yazini okuyana kadar yillardir israrla savundugum tezimde " Tanri dunyayi yaratirken 3 canli turunu fuzuli yaratmis; 1 - Kediler 2 - Sivrisinekler 3 - Fenerliler derdim, ama simdi 3. maddeye eklenti yapiyorum. Ek - 1 : Adil Abi haric. Dogma buyume Carsili Erhan.

Erhan KUM Dacka '79 11.12.2009

Adil Abi, Bu güzel yazı için sizi kutlarım. "Bir gün herkes Beşiktaş'lı olacak" zaten. Bu değişim "pat" diye geceden sabaha olmuyor. Önce Çarşı ile rehabilite ediyoruz, sonra Beşiktaş'lı yapıyoruz. Sevgiler Levent Tumlu

Levent Tumlu 10.12.2009

Adil bey,bir beşiktaşlı olarak bu yazınızdan dolayı sizi kutluyorum.  Yerel basın olarak siz bunu yazarken, büyük medyadan bu konuda bir yazı okudunuz mu? Bilmiyorum ben rastlamadım. Bursa - Diyarbakır maçının olaylarını döndürüp döndürüp veren tv ler bu olayda yine yoklar. Bu konuda yazacak çok şey var ama neyse, kalın sağlıcakla

Yusuf Ziya Akpulat 08.12.2009

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!