Dünya, Antalya’yı, Orta, Orta Üst ve kısmen de Üst gruplara hitap eden bir kitle turizmi kenti olarak biliyor da, ondan.
Bir kent bir kavram ile özdeşleşebilir. Bir özelliği ile akıllarda kalır. Bu özelliği de piyasalar seçer, o kent değil. Tüketicinin zihni tek bir özelliği benimser.
Tatile çıkan insanlar Antalya’yı hesaplı bir tatil kenti olarak tanıdı.
Bir başka açıdan ifade edelim. Türkiye’de, Avrupa’da, Asya’da ve Orta Doğu’da, hesaplı bir tatile çıkmak isteyenlerin aklına gelen ilk seçenek, Antalya’dır.
Bu, algılarla ilgili bir gerçekliktir.
Tıpkı, çok güvenli bir araba satın almak isteyenlerin aklına Volvo’nun gelmesi gibi..
Ya da, kayak tatili yapmak isteyenlerin ilk anda Uludağ seçeneğini düşünmeleri gibi..
Dahası..
Mühendislik denildiğinde, akıllara hemen Almanya’nın gelmesi gibi..
Finans kavramının ABD ile özdeşleşmiş olması..
Moda kavramı ile en yakın ülkenin İtalya olması..
Aynen böyle..
Hesaplı bir tatil beklentisinin adresi de Antalya’dır. Bu kente başka özellikler, başka kavramlar yüklemeye kalkışırsanız, pazarların aklı karışır.
Antalya, bu kavramları daha önceden sahiplenmiş olan kentlerin karşısında başarılı olamaz.
Eğer bu yönde zorlarsanız, tüketicinin aklı karışır. Antalya’yı tanımlamakta zorlanır. O zaman, bu kent, turizmdeki mevcut mevziini de kaybeder.
Dünya’da Sağlık Turizminde köşeleri tutmuş onlarca kent var.
Önemli bir sakatlık geçiren futbolcu..
Tedavi için hangi ülkeye gidiyor?
Kalp operasyonu olacak olan varlıklı bir insan soluğu hangi ülkede alıyor?
İşin sırrı odak denilen kavramdadır.
İnsanlar..
Şirketler..
Kentler..
Ülkeler..
En başarılı oldukları bir alanı sahiplenir. O alanı ifade eden kavram ile özdeşleşir. Bundan sonrası kolaydır. O kavram artık o insanlara, o şirketlere, o kentlere ve o ülkelere aittir.
Evet.
Çok donanımlı hastanelerimiz var.
Alanında çok başarılı hekimlerimiz var.
Ama bunlar, bir kenti sağlık turizmi destinasyonu yapmaya yetmez. Bu alanda yatırımlar olabilir. Hastaneler, klinikler ülke dışından hastalara hizmet verebilir.
Ama Antalya, mevcut algıyı bir anda değiştirip bir Sağlık Turizmi Kenti olmaz. Ya da, Hesaplı bir Tatil Kenti algısının yanına, bir de Sağlık Turizmi Kenti algısını koyamaz.
Tüketicinin beyni böyle çalışmaz.
Tüketici, bir kavramı tek bir marka ile özdeşleştirebilir. Aynı kavramı sahiplenmeye çalışan diğer markaları da, merdiven misali alt alta sıralar. Yan yana değil.
Şirketler..
Kentler..
Ülkeler..
Hepsinin en büyük yanılgısı, her alanda ilk sırada olmaya çalışmaktır.
Herkesin, her şeyi olmak ancak bir hayaldir. Ama pahalı bir hayal.
Herkesin her şeyi olmak için yola çıkarsınız. Hedef kitleleri belirlersiniz. Ki artık çağımızda bu da tepki çeken bir yöntemdir, sonra ürün geliştirme, reklam, derken devasa bütçeleri harcarsınız. Bu sürecin sonunda da, tüketicinin koşa koşa gelmesini beklersiniz.
Mümkün değil.
Hayal kırıklığı yaşarsınız.
Her ürün ve hizmet pazarından minik minik paylar almak için boğuşmak yerine, en güçlü olduğu ürün ve hizmet pazarında derinleşmek en doğru adım olur.
Minik Pazar payları yerine, hesaplı kitle turizminin en büyük dilimini kapmak.
Antalya buna odaklanmalıdır.
Kaldı ki, bu Pazar hızla büyüyor. Daha Antalya’ya adım atmamış milyarlarca insan var.
Zamanımızı, bilgimizi, enerjimizi bu alana yoğunlaştıralım.