Sanat Turistlerini Nasıl Çekmeli?
Jack Trout, ‘ Farklılaş ya da öl’ diyerek mesajı veriyor.
Yani, iş yapma yöntemlerini, bakış açını, ürününü, çalışan politikalarını değiştir, yoksa bunları yapanlar seni geride bırakır.
Bu mesaj en çok da turizm için geçerlidir.
Hatta daha da çok, deniz, güneş, kum, açık büfe tatilinin modasının hiç geçmeyeceğini sananlar için geçerlidir.
Bundan on yıl sonra, insanların tatilden çok farklı beklentileri olacağını ısrarla bilmezden gelenler için çok geçerli bir mesajdır bu.
Bu ürün ve hizmet paketi değişmeli.
Zenginleşmeli.
İçine sanat, kültür, edebiyat, merak, heyecan, sevgi ve sahicilik girmeli.
Deniz, güneş, kum ve açık büfeyi, bunlarla harmanlarsanız, çok farklı demi olan, çok keyifli ve heyecan verici bir kokteyl çıkar
Sanat ile oteller buluşmalı
Artık, insanları tatile çıkmaya yönlendiren temel beklentilerden bir tanesi, anılar biriktirmek oldu. Genç yaşlı herkes elinde bir fotoğraf makinesi ya da mobil telefon ile görebildiği her yerin, her şeyin fotoğrafını çekiyor.
Sanat bunun için ideal bir alandır.
Otelin etkinlik programlarının içine dengeli bir biçimde serpiştirilecek sanatsal çalışmaları bu fotoğraflama eğilimine çok iyi cevap verecektir.
Salonlarında sanat yapıtları sergilenen bir otel düşünün..
İnsanlar bunları büyük bir heyecan ile izler ve fotoğraflar…
Sanat ve Turizm?
Sanat ile turizm arasında nasıl bir ilişki olabileceği sorusu genellikle görmezden gelinir. Bu soruyu ısrarla görmezden gelmenin nedenlerinden birisi muhtemelen ‘Sanat’ kavramını net olarak tanımlamanın zor olmasıdır.
Popüler kültürde sanat kavramı teknik olarak ‘plastik sanatlar’ olarak tanımlanır. Bu kavram ise sadece yağlı boya, heykel ve diğer görünür konseptleri içerir.
Aslında sanat kavramı çok daha geniş bir skaladaki performansları içerir. Müzik, dans, tiyatro, mimari, şiir, olmak üzere bunların tamamı sanata dahildir.
Aslında ruhların birbiri ile iletişime geçtiği her noktada sanatı gözlemlemek mümkündür. Buna bağlı olarak sanatın sportif ve dinsel ifadesini de sanatın başka formları olarak sayabiliriz.
Konuyu biraz daha basitleştirmek adına bu yazıda kamuoyunun genel anlamda sanat olarak isimlendirdiği alanlara odaklanacağız. Bu hali ile turizmde sanat dediğimizde iki formdan bahsetmek mümkün.
Kültürel boyut: Örneğin heykeller yerleştirmek, duvar boyamaları yapmak ya da sanat sergileri ile topluma güzellikler sunmak.
Para karşılığı yapılan sanatsal çalışmalar.
Birçok şehir, sanatın ne kültürel boyutu ne de ticari boyutu ile ilgilenmek gereği duymamaktadır. Ama ortada bir de dünya sanatının başkenti New York var ve bu kent sanatı en büyük turizm ürününe dönüştürmeyi başarmış durumda. Yerel sanat potansiyelinizden nasıl yararlanabileceğinizi göstermek için aşağıdaki önerilerimizi sunuyoruz.
Bir envanter çıkarın.
Aslında birçok toplum bildiğinden daha fazla sanatsal yeteneğe ve kaynağa sahiptir.
Küçük topluluklarda bile ilginç sanatçılar görürsünüz ve bu insanlar becerilerini sizlere sergilemekten büyük mutluluk duyarlar. Bu insanlarla tanışın ve onların çalışmalarını dünyaya tanıtmak istediğinizi söyleyin.
Sanat turizmi para harcamak için niyetli olan insanları çeker.
Seyahat planlarına sanatsal ziyaretleri dahil eden insanlar genellikle çok yüksek gelir seviyesine sahiptir. Yerel bir otelde kalmak, uzun gözlem turlarına katılmak ve bolca alışveriş yapmak planlarına dahildir.
Ortak pazarlama için sanat ve turizm birlikteliğini oluşturun.
Bu birlikteliğin hedefleri uluslararası ödenekler araştırmak ve sanat ve turizm toplumları arasında bir ortaklık yaratmak olmalıdır. Her iki alan da diğerine hangi noktalarda destek verebileceğini düşünmelidir.
Oteller sanatı tanıtmalı ve kapıdan buyur etmeli
Konaklama tesislerini sanatı tanıtımları için kullanmaya teşvik edin. Seyahat edenlerin bütün franchise otellerde ilk şikayetleri içeri girer girmez bir tek tiplik havası koklamalarıdır.
Plastik sanatlar otel lobilerine bir kendine özgülük verebilecek en önemli silahtır. Yerel sanatçıların sanatlarını konuklarınıza sergileyebilmelerinin önünü açın. Hem sanatçı kazanacak hem de otel kendisini farklılaştıracaktır.
Edebi okumaların değerini küçümsemeyin. Bu edebi toplanmalar büyüklüğüne bakılmaksızın bir topluluğa gece hayatının aktifliğini kazandırır ve sanatsal bir tat ekler.
Yerel yönetimlere öneriler
Yerel restoranlara, kafelere ve hatta otellere yerel şiir okuma günlerine sponsor olmalarını önerin. Bölgenizdeki kolej ve üniversitelerin edebiyat ve müzik, sanat bölümlerindeki profesörler ile işbirliği geliştirin. Hatta sınıflarında ürettikleri sanat ürünleri, sergiledikleri performansı işletmenize taşıyın.
Kentinizin sanat galerileri varsa bunları işletmenizde tanıtın. Eğer sanat galerisi yoksa yerel yönetimler ile anlaşarak yeni artistik değerler yaratmaya çalışın.
Sanat ile turizmi bir araya getirmekteki en büyük engeller şunlardır; insanlar sergilerin nerede olduğunu bilmiyor. İnsanlar sergi zamanlarını bilmiyor. Biletleri nereden ve nasıl temin edebileceklerini bilmiyor. Yerel hayat ile ilgili rehberlik oluşturun. Dijital ya da web tabanlı enformasyon kanalları kurun.
Bağışlar toplayın. Sanat turizmini geliştirmek için bağış toplama girişiminden korkmayın. Örneğin ABD’de ve daha birçok Ülkede yerel ekonomik canlılığı ve hatta yaşam kalitesini yükseltme çabalarını fonlayan kaynaklar vardır.
Her şeyi kendiniz yapmak için zorlamayın.
Mesela Küresel Duvar Sanatları ve Kültür Turizmi Örgütü ile temasa geçin.
Bu örgüt, sanat ve kültürden yararlanarak kentler, sanatçılar, yerel endüstriler ve ticaret birlikleri, ekonomik kalkınma örgütleri ve turizm teşkilatlarını bir araya getirir ve kalkınmaya yardımcı olur.
İnternet adresleri aşağıdadır;
http://www.globalartsandtourism.net/global/index.html
Dr. Peter E. Tarlow
Tercüme eden ve yorumlayan: Adil Gürkan