DÜŞ-ünü-YORUM

Boşa harcanmış bir ömür mü? Dopdolu bir hayat mı?

Sevgili Dostlar,

Benim için çok heyecan verici bir haber. Kitabım baskı için hazırlanıyor. Bu yıl sona ermeden sevgili dostlarıma sunmuş olurum.

Bu kadar zamandır yazdığım yazıların içinden en keyifli, en anlamlı olanları seçtim. Güncelledim. Bu yazı o kitabın ilk yazısı olacak.

Sizlere mahcup olmamayı içtenlikle diliyorum.

Boşa harcanmış bir ömür mü? Dopdolu bir hayat mı?

Ey okur…

Özellikle de benim yaşıma (60) henüz gelmemiş okur…

 

Sözüm sana…

Bu yaşlarda, ‘ İşte yaşlandık ‘ sendromunu tetikleyen iki soru var. Ben şimdiden uyarayım da, bizim yaşlara geldiğinde şaşırma…

Boşa harcanmış bir ömürde çaresizce kürek mi çektim?

Dopdolu bir hayatta, hiçbir pişmanlık duymadan keyifle mi yaşadım?

Altmış yaşına gelince bu iki soru zamanlı zamansız...

Yerli yersiz…

Gelip, tüm beyin hücrelerinin kapısını çalıyor insanın.

Anılar köşesine…

Muhakeme köşesine…

Duygular köşesine…

Mantık köşesine..

Gelip tıklıyor…

İlk soruya cevabı akıl veriyor. İkincisine yürek.

O yüzden sen her ikisine de iyi bak ey okur.

Yüreğinin de aklının da değerini bil.

Bu yaşlara, ‘ Ohoooo! Daha asırlar var benim o dönemlerime’ diye bakarsan geçmiş olsun.

Senin cevabın şimdiden belli gibi… Yapma!

Toparlan. Değiş… Farklı bak… Farklı hisset…

Bu sorulara benim cevabım mı?

Geç onu bir kalem!

Neden bu cevabı hemen vereyim ki? Bu, amiyane tabirle kendi ayağıma sıkmak olur.

İşin tadı kaçar. Kitabın büyüsü bozulur. Harcadığım bin bir emeğe yazık olur. Sen de bu cevabı almış olursun.

“ E şimdi mesaj bu olduğuna göre, ne gerek var yahu okumaya” dersin. Yazar ve okur olarak kuracağımız uzun soluklu ve renkli dostluğun önünü kapatmış oluruz.

Kitabın ilerleyen sayfalarında benim cevaplarımı bulacaksın.

Ama bir parça ipucunu da esirgememek gerekir. Anlatayım o halde;

Yaradan bana, İstanbul’u, Antalya’sı, Bolu’su ve Ankara’sı olan bir Ülkede doğma ve yaşama şansını bahşetti.

Aklım, ruhum, kişiliğim ve bedenim, bu kentlerin havasından, suyundan, toprağından ödünç aldığım değerlerle ve maddelerle büyüdü, şekillendi.

Tam da bu nedenle, duygular yelpazemin tam ortasında İNSAN SEVGİSİ vardır benim. Daha doğrusu yaşayan her canlıya karşı koşulsuz bir sevgi.

Yine tam da bu nedenle insana hizmet etmeyi bir ibadet gibi gördüm hep.

Bu güne kadar, gözlerim insanların yüzünde hep gülümseme aradı. Asık ya da üzgün suratlar gardımı düşürdü. Ruhumu üşüttü. Yüreğimi sızlattı.

Elbette, tam da bu nedenle, sağ elim hep ileri doğru ve açık kaldı. Vermek için. Otururken, yürürken, hatta uyurken bile.

Küçük Dünyamın senaryosunda hep “Robin Hood” rolünü verdim kendime. Ama ben almak için gönüllü olanları seçtim ve onlardan aldıklarımı verdim.

Verdiklerim karşılığında sevgi ya da saygı bile beklemedim…

Ki bir beklenti ile verdiğim düşünülmesin diye…

Ve yine tam da bu nedenle bu mesleği seçtim.

Din, dil, ırk, inanç, cinsiyet ve cinsel tercih farkı gözetmeksizin herkese hizmet edebileceğim bir meslek istedim.

Turizmci oldum.

Yaradan’ın, diğer ülkelere göre açıkça torpil yaptığı böyle bir ülkede olunabilecek en iyi şeyi oldum yani. Bu havayı, bu suyu, bu güneşi, bu tarihi, bu doğayı yeryüzünün bütün güzel ve iyi insanları ile paylaşabileceğim bir mesleği seçtim.

Hem de aşk ile…

Dur durak bilmeden çalıştım. Ayakta kaldım. Uyumadığım geceler oldu.

Her müşteri deneyiminin sonunda, insanların ellerine, cüzdanlarına değil, gözlerine baktım. O gözlerde gördüğüm her mutluluk işaretine karşılık, vicdani bilançomda kar hanesine bir çentik attım.

Bu gün kendimden razıyım.

Oteller, sektördeki ilk zamanlarında emek verdiğim, eğittiğim, omuz omuza çalışmış olduğum yöneticilerle dolu. Onların teşekkürlerine ve içten selamlarına paha biçilemez.

Meslek hayatım boyunca güzel, keyifli, gülünesi anılar biriktirmeye gayret ettim.

Acı ve hüzün dolu olanlarını hemen unutmaya çalıştım.

Elinizdeki kitapta acı ve hüzün değil, keyif, mutluluk, kahkaha bulacaksınız.

Umarım kitabı bitirdiğinizde aklınızda ve yüreğinizde yaşama daha da sıkı ve keyifle sarılmak için birçok neden daha oluşmuş olacak.

Teşekkürler.

 

Yayın Tarihi
22.09.2017
Bu makale 1988 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!