2015 yılına geldiğimizde, baktım ki aynı tas, aynı hamam, yazımın sağına soluna dokundum. Güncelledim. Yeniden yayınladım.
Geldik 2017’ye. Dokuz yıl önce kaleme alıp arada bir güncellediğim bu yazı hala geçerli mi, değil mi? Takdiri sizlere bırakıyorum.
Tek nedeni var eski yazılarımı bir parça güncelleyip tekrar sizlere sunmamın. Bu yazılarımı okudukça Türkiye’de zamanın donup kaldığı hissine kapılıyorum.
2009 için bir swot analizi
Dingin bir kış sezonu bitmek üzere ve iki ay içinde perde kalkacak, sektörün oyuncularısahne alacak. Yatırımcılar, profesyoneller ve çalışanlar, hem endişeli hem de umutlu bir ruh hali içinde yaz sezonunun başlamasını bekliyor.
Ülke içinde ve Dünya'da olup bitenleri doğru okuyanlar, önlemlerini aldılar, beklentiçıtalarını, aşabilecekleri yüksekliğe göre ayarladılar ve zorlu bir mücadeleye hazırlar.
Görünen o ki, 2009'da satış ve pazarlama savaşları yaşanacak.
Satış ve pazarlamanın asli misyonu müşteri algısını etkilemektir. Pazarlarda müşteri algısını en önce, en güçlü ve en çekici tarzda etkileyen ipi göğüsleyecek.
Kurumsal egonun beslediği ürün odaklı çabaların, özellikle bu yıl bir işe yaramayacağını hep birlikte deneyimleyeceğiz.
Benzerler arasında en iyisinin kendi ürünü olduğunu kanıtlama düşüncesine dayalı satışve pazarlama programları çuvallayacak.
Bu yüzden, 2009'da, rakipler arasında tercih edilen olmayı hedefleyen mesajlardan ziyade, müşteriyi tatil yapmaya ikna edebilen tanıtım ve reklam atakları tercih edilmelidir.
Tam da bu nedenle, müşteri zihninde tatil kavramı ile kendisini özdeşleştirebilenülkeler bir adım önde olacaklar. Tıpkı, bir zamanlar Sel Pak markasının kağıt mendil ile Gilette'in traş bıçağı ile özdeşleşmesi gibi.
Geçtiğimiz aylarda turizm platformlarında birkaç yanlış yaklaşıma ve mesaja tanık olduk. Küresel durgunluk karşısında sektörün reflekslerini zayıflatacak aşırı özgüvenörnekleri sergilendi.
Bir cümle ile "Biz ne krizler gördük" mesajı mevcut durumu tanımlayacak bir derinlik içermemektedir.
Bundan önceki krizler, pazar ülkelerde, Türkiye ile ilgili güvensizlik algısına bağlı olarak patladı. Terör, rakiplerimiz tarafından ustaca kullanıldı ve seyahat edenler güvenlik endişesi ile farklı destinasyonları tercih ettiler.
Şimdi durum çok farklı...
İnsanlar, tatil için, seçenekler arasından seçim yapmakla değil, aile bütçelerine tatil kalemi yazmak ya da yazmamakla ilgili.
Öte yandan, kimi sektör profesyonelleri, Türkiye Turizminin pazarlardaki muhtemel kayıpları üzerine epeyce kehanet yazdılar, seslendirdiler.
Hangi bilimsel çalışmalar temelinde keşfedildiğini anlayamadığımız bu kayıp yüzdelerinin, ne tür bir gereksinime cevap vereceği de meçhul.
Tüketiciler arasında yaygın ve güvenilir anketler mi düzenlendi? Pazar ülkelerin ekonomik verileri üzerinden istatistikler mi yapıldı? Psikologlar ve sosyologların da dahil olduğu bilim insanlarından oluşan ekipler ile beyin fırtınaları mı yapıldı?
Belli değil.
Ama belli olan bir şey var ki, sektörün moraline olumlu katkı yapmadı.
Sabrınıza ve hoşgörünüze sığınarak bir SWOT analizini değerlendirmenize sunmak isterim.
STRENGTHS
Türkiye'nin, son yıllarda hedef ülkelerde yükselen, Tatil Ülkesi imajı
AB Ülkelerine ve Rusya'ya yakınlık
Bütün gelir gruplarına hitap eden uygun bir ürün yelpazesi.
Bütün turizm çeşitlerini içeren ürün portföyü ( sağlık, kongre, tatil, din, termal, doğa, tarih, kültür vb.)
Güçlü sektörel örgütlenme ( TYD, TÜRSAB, TÜROFED ve yerel örgütlenmeler )
Güçlü, dinamik ve krizi yönetme deneyimi olan tur operatörleri.
USD, Euro, Sterling karşısında ucuzlayan TL.
Güvenli tatil algısının güçlenmesi
Türkiye'nin güçlü finansal yapısı
Bir Türk yazarın Nobel Ödülü alması
Nazım Hikmet'e yapılan vatandaşlık iadesi jesti.
Rakip ülkelerin çoğuna göre avantajlı işgücü maliyetleri.
Sabırlı ve dirençli, çalışkan personel profili
Deneyimli yatırımcılar, profesyoneller.
WEAKNESSES
Turizm bölgelerimizdeki çarpık yapılaşma.
Yerel yönetimler arasında turizme yaklaşım konusunda bir ahenk sağlanamaması.
Çevre konusunda sabıkalı ülke imajımız.
Giderek düzelse de, insan hakları konusunda zayıf karnemiz.
Hayvan hakları konusunda başarılı bir performansımızın olmaması
Otellerimizde düşük hizmet ve ürün kalitesi
Pazar ülkelerde yaygın 'ucuz ülke' imajımız.
Pazar ülkelerde, Türkiye'nin muhafazakarlaşmakta olan bir Ülke olduğu algısının giderek belirginleşmesi. Alkol, çıplaklık gibi konularda hoşgörünün azalmakta olduğu kanaatinin güçlenmesi
Tanıtım için yeterince organize olamamak. Tanıtım bütçelerinin durgunluğa karşımücadele için yeterli düzeyde olmaması.
OPPORTUNITIES
Otel ve tatil köylerinin yaşlı turistler için alt yapıya önem vermeleri neticesinde, AB'de 50 yaş üzerinin Türkiye'yi tercih edecek olması.
Ailelerin tatil destinasyonu kararlarında belirleyici olan çocukların, Türkiye'deki animasyon zenginliği, yeme- içme çeşitliliği gibi etmenlerle Ülkemizi tercih edecek olmaları.
AB Ülkelerindeki Türk nüfusun tanıtım ve satış faaliyetlerimizde doğal müttefik olması. Bu potansiyelin harekete geçirilmesi
Sanayi kentlerinden doğaya kaçış eğiliminin güçlenmesi Türkiye'nin doğasına olan ilgiyi arttıracaktır.
Sağlık amaçlı seyahatlerde öncelikli tercih Türkiye olacaktır.
Türkiye turizmi, giderek güçlenen last minute satışlarını en iyi değerlendiren tur operatörlerine sahiptir.
Uluslararası nakliye yapan lojistik firmalarının faaliyetlerine artış gözlemlenmektedir. Bunun anlamı; Türkiye birkaç aylık bir duraklamadan sonra, son bir haftadır, dışsatışlarını arttırmaktadır. AB'de piyasalar toparlanmaktadır. Çok kısa vadede pembe bir tablo ile karşılaşacağımızı iddia etmiyorum, ama psikolojik toparlanma başlamışgörünmektedir.
2009, tatil için uzun yolculular gerektiren ve göreceli olarak Türkiye'ye göre pahalı olan tatil ülkeleri için şanssız bir yıl olacaktır. Tatil kalemi bütçelerden silinmeyecek, kısıntıyapılacaktır. Ekonomik tatil seçenekleri ile Türkiye uzak rakiplerinin bir adım önündedir.
AB'nin dev tur operatörlerinin Türkiye operasyonlarını stratejik yatırımlar olarak görmesi. İlişkilerin uzun geçmişi ve geleceğe dönük uzun vadeli beklentileri
THREATS
İspanya ve Mısır gibi stratejik önemdeki rakiplerimizin, turizm sektörlerini desteklemeyi bir Devlet Politikası olarak belirlemeleri
Turizm ürünü arzeden Ülkelerin 2009'u en güçlü dış finansman kaynağı olarak belirlemesi ve sektörlerini güçlendirmek için kampanyalara başlaması.
Artan yatak potansiyeli ile Hırvatistan'ın AB turizminde yükselen aktörlerden birisi haline gelmesi. Bu rakibin, bütün Pazar ülkelerimize ulaşım avantajı, kültürel yakınlık, dini ve siyasi entegrasyonu
Türkiye'de yükselen AB karşıtlığı Toplumu sarmalayan milliyetçilik temelinde vücut bulan Batı karşıtlığı.
Pazar ülkeler medyasında yaygınlaşan Türkiye karşıtı hava.
Batı'nın 2. Dünya savaşında yaşananlar nedeniyle her zaman ve zeminde sahiplendiğiİsrail ile gerilen sosyal ve siyasi ilişkiler.
AB ülkelerinde tasarruf eğiliminin kalıcı bir insan davranışına dönüşmesine bağlıolarak, seyahatçilerin 2009'da kendi ülkelerinde tatil yapma tercihi yapması.
Sağlık amacıyla seyahat edenlerin giderlerini karşılayan sağlık sigortalarının zayıflayan mali yapısı
AB Ülkelerinde yaşanan finans krizine bağlı olarak, kredi ile tatil yapan tüketicinin kredi bulmakta zorlanması riski.
Sektörün aktörlerinin ortak tanıtım ve pazarlama platformunda bir araya gelememeleri.
Sektör yatırımcılarının kısa vadeli iç ve dış borçları. Yeni kredi kaynaklarının bulunamaması nedeniyle borçların çevrilememesi riski
Konaklama tesislerinin kısa ve orta vadeli borçları nedeniyle tedarikçiler ile uyumlu bir ilişki kuramaması riski. Yeterli ve kaliteli satın alma yapılamaması tehlikesi.
Benim gözlemlerim bunlar. Amacım, karar vericilere, stratejilerini saptarken bu veriler ile yardımcı olmak. Süreci bir savaş olarak tanımlamak pek yanlış olmaz. Savaş, durumu doğru tahlil etmekle kazanılır.
Her şeye rağmen umudu kaybetmeyeceğiz.