Şu PTT’nin halleri

Ne güzel unutup gitmiştim; posta yoluyla gönderilen, yurtdışı seyahati için gerekli evraklardan birinin peşinde koşuşumu.

Mail kutuma; o seyahatten önce postanın izini bulmaya çalışırken ptt.gov.tr’ye gönderdiğim mail’in ilgili birime iletildiğine dair mesaj düşünce yaşadıklarımı yeniden hatırladım.

PTT’nin internet sitesi üzerinden gönderdiğim elektronik mesajın ilgili birime iletildiğinin bilgisi yaklaşık bir ayda gelince, yurt dışından gönderilen bir taahhütlü postanın gecikmesine kızdığıma pişman oldum.

Meğer biz Allah’ın sevgili kullarıymışız. Elektronik postayı ancak bir ayda işleme koyabilen PTT, bizim taahhütlü postayı Türkiye’ye girişinden sonra 15 günde Antalya’ya getirdiğinde meğer jet hızında çalışıyormuş.

Düşünsenize, elektronik posta bir ayda işlem gördüğüne göre, taahhütlü posta en az iki ayda ulaşmalıydı aslında.

Tüm PTT mensuplarından, o günlerde kendileri hakkında aklımdan geçirdiklerim için özür diliyorum.

Düşünsenize; ben peşine düştüğüm postanın akıbetini soran bir, hatta iki mail gönderiyorum ki bunu kendi internet sitelerinde “bize ulaşın” linkinden yapıyorum.

Bu arada telefon üstüne telefon açarak, en sonunda İstanbul Posta İşleme Merkezi’nden insaflı ve kibar bir hanımefendinin birkaç saat süren uğraşıları sonucu postamın Antalya’da olduğunu öğreniyorum.

Hemen Antalya Posta İşleme Merkezi’ne giderek elden teslim alıyor ve bu evraklarla vize işlemlerimi tamamlayıp yurtdışı seyahatime çıkıyorum.

O mektubun gönderildiği yere gidip yaklaşık 10 gün kalıyorum ve Antalya’ya dönüp işe başlıyorum.

Üzerine bir hafta çalışıyorum ve dün mail kutumu açtığımda PTT@interaktif.ptt.gov.tr adresinden şöyle bir ileti alıyorum: “Mesajınız PTT Bize Ulaşın Servisine 27131 mesaj numarası ile iletilmiştir.”

Adrese bakan da bir şey sanacak, “interaktif.ptt” breh breh breh.

Aslında yine de iyimser olmakta fayda var.

Ben aslında o sorularıma yanıt falan gelmesini beklemiyordum.

Mesajımın ilgili yere iletildiğini bildiren bir yanıt bile mutlu etmeli aslında beni.

İnsan bazen küçük şeylerle mutlu olmak gerektiğini unutuveriyor.

Ne olur kusura bakmayın.

SON DEFA YAZIYORUM

Benim yerime çevremdekilerin taciz edilmesinden sonra bir daha Antalyaspor ve özellikle taraftarıyla ilgili yazmayı düşünmüyordum doğrusu.

Ama Fenerbahçe maçında yaşananlar, fevri davranan taraftara pirim veren yönetimi eleştirmemin ne kadar haklı olduğunu gösterdi. Havaalanı basmaya kalkanlara “hop” diyemeyen yönetime, bakalım o maçın faturası ne kadar olacak?

Antalyaspor’a çok yazık olacak ama, bu yönetime az bile.

Bu konuda bir daha da tek satır yazmayacağım.

İçleri rahat olsun.

İstediğiniz gibi kırıp, döküp, kafa yarabilirsiniz.

Meydan boş nasılsa.

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR