Kirlilik başladı bile

Aslında yazının başlığı ‘Hava kirliliği kapıya dayandı’ olacaktı. Yazı iki hafta gecikince böyle oldu. Benim köşede artık her yıl kış başlarken bir hava kirliliği yazısı döşenmek rutin hale geldi. Bu yıl da birkaç hafta gecikmeli olarak alıyoruz kaleme buyrun size bir kirlilik yazısı daha.

Yazı işlerindeki sayfa sekreteri arkadaşlarımızdan Hamiyet anlattı. Kendisi Çevre Yolu yakınlarında oturur. Evleri dar bir sokakta olduğu için öyle pek kamyon filan görmezlermiş. Ancak o gün bir olağanüstülük yaşanmış. Gözü pencereden dışarıya iliştiğinde bir TIR’ın geçmekte olduğunu görmüş. Bakmayı sürdürünce bunun bir TIR değil en az 6-7 TIR’lık bir konvoy olduğunu anlamış. Ne taşıdıklarını merak ederken en sondan gelenin brandasız olması sayesinde şu bizim meşhur yardım kömürlerini taşıdıklarını anlamış. Böylelikle evlerinin bulunduğu sokağın yukarısında bulunan muhtarlığa gittiklerine de uyanmış.

Buraya kadar her şey alışılagelmiş. Tuhaflık bundan bir süre sonra başlamış. Bizim Hamiyet durumu şöyle aktardı: “Arabasının bagajına kömürleri dolduran gitti, dolduran gitti.”

“Fakir fukara kış günü donsun mu? Sosyal devletin görevi fakirleri üşütmemek değil mi?”den geldiğimiz nokta budur: “Arabasına kömürü dolduran gitti.”

Seçim yaklaştı ya bu kış bu kömür konusu basın yayın organlarında pek revaçta. Hemen hergün bir televizyon kanalında, bir gazetede bu konuda bir haber, yorum görmek mümkün. Bunun bir nedeni de yardım işinin yine yakın olan seçim nedeniyle abartılmış olmasında.

Kömürün gerçekten sadece fakir fukaraya verildiğine inanabilsek, inanın bu konuda gıkımızı çıkarmayacağız. Ama anlattığım manzara karşısında yardımın gerçekten fakirlere gittiğine inanmak mümkün mü? Bu yardımların seçim yatırımı olarak yapıldığını söyleyenlere hak vermemek mümkün mü?

Sosyal devlet olacaksan, bu iş önüne gelene kömür dağıtarak yapılmaz. Amerika’yı yeniden keşfetmenize de gerek yok. İncelersin, o çok girmek istediğin AB, bu işleri nasıl yapıyor, sosyal yardım alacak duruma düşmüş adamın hangi ihtiyaçlarını devlet karşılıyor diye. Kendi şartların ve sosyal hayatının gerçeklerine uygun sistemi kurarsın.

Bunu devlet yardımı haline getirirsin. Filanca partinin hükümete geldiğinde yaptığı olmaktan çıkarırsın. Koyduğun standarda uyan herkes gerekli inceleme yapıldıktan sonra yardımı alır. Böyle yaparsan kimse sahiplenemez sen dahil. Kimse de bu yardımlar için seçim yatırımı diyemez. Ama adın da tarihe geçer Avrupa normlarında sosyal devleti hayata geçiren parti diye.

Soluduğumuz havayı da kalitesiz kömürünle kirletmezsin, fakir fukaran da soğukta üşümez.

Altına araba çekebilecek kadar parası olan da bagajına kömürü doldurup hava 20 derece ikin cayır cayır soba yakamaz.