Nereye gidecekler?

Akdeniz Üniversitesi’ndeki çatışma hepimizi derinden yaraladı. Hiç beklenmedik (bizim için) bir anda Türkiye’nin en sakin üniversitelerinden birinde bütün ülkeyi bu kadar sarsacak bir olay yaşanması düşündürücü.

Bu olayla birlikte kompo teorileri de hemen yazılmaya başlanmadı değil. İlk üretilen de laiklik karşıtlarına karşı dik duruşu ile son dönemde ön plana çıkan Üniversitelerarası Kurul Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın’ın üniversitesinde böyle bir tezgahın ortaya konduğu yolundaydı.

Dedik ya komplo teorisi.

Olayın hepimizi sarsmasının nedeni; ortaya çıkan fotoğrafların, kardeşlerin, komşuların birbirini kırdığı 12 Eylül öncesi dönemi hatırlatmasıydı.

Yaşanan olayın bence en acı sonucu Akdeniz Üniversitesi kampusu içinde yer alan Yurtkur’a ait öğrenci yurdunda barınan 3 bin 500 öğrencinin neredeyse tamamının yurdu boşaltmış olması oldu.

Eline silah alanlar amaçlarına ulaştı.

Korku galip geldi.

Hiç kimsenin o öğrencilere, kalıp mücadele edin, korkuyu yenin deme hakkı olamaz.

Hiçbir anne-baba çocuklarını o ateşin içine atmaz, atamaz.

O yurdu terk eden çocuklar kimbilir ne zorluklarla okuyorlardı.

Şimdi ne yapacaklar?

Nerede barınacaklar?

3 bin öğrenci nereye gidecek?

Kimin yanına sığınacak?

Üniversite öğrenciliğini ana kucağından uzakta geçirenler iyi bilirler barınmanın önemini. Ajanstan çocukların yurdu terk ettikleriyle ilgili haberi ilk okuduğumda aklıma bunlar geldi.

Nereye gidecek bu çocuklar?

Ne-re-ye?

3 bini de bir arkadaş yanı bulabilecek mi?

Antalya’da kalacak yer bulamayanlar zorunlu olarak bir bilet alıp ailelerinin yanına dönecekler.

Peki dersleri ne olacak?

Ya sınavları?

Umarım 3 bin öğrencisi birden barınma krizinin içine düşen üniversite yönetimi bu sorunu gözardı etmez.

Bu çocukların, devamsızlıktan ya da sınavlara girememekten sene kaybetmesine göz yummaz.

İyi idareciler böyle kriz dönemlerinde ortaya çıkarlar?

Bakalım Akdeniz Üniversitesi yönetimi bu krizi yönetebilecek mi?

Yoksa bütün sorumluluğu canını kurtarmak için yurdu terk eden gençlerin omuzlarına mı bırakacak?

O alnı kılıçlı zorbayı il binalarında barındıranlar da kına yakarlar artık.

Bundan önceki il başkanları, “Hesaplaşma kaçınılmaz ve kanlı olacak” demişti. Neyi kastettiği şimdi anlaşıldı.

Onu yakalayamayan Antalya Polisi’ne de bir şey demiyorum artık.