Felaket yakında

Geçen haftaki yazımızı yayınlama şansı olmayınca yazmak bu haftaya kaldı. Ondan önceki hafta hava kirliliği ile ilgili kaleme aldığımız yazımız üzerine hem Antalya Valisi Alaaddin  Yüksel, hem de Çevre ve Orman İl Müdürü Mine Kara aradılar. Her ikisi de tüm kibarlıkları ile hava kirliliği ile ilgili yapılanları anlatıp konuyu, konunun asıl sahibinin Büyükşehir Belediyesi olduğuna getirdiler.

Bir hafta gecikmeyle de olsa düzeltelim. O yazımızda, “Antalya Valiliği neden soba ve kömür yakımıyla ilgili kuralları belirlemiyor. Bu konuda bir refleks geliştirmiyor?” demiştik. Oysa bu görev büyükşehir statüsündeki yerleşim birimlerinde büyükşehir belediyelerine aitmiş bir süredir. Vali Alaaddin Yüksel mülki amir olarak yine de görev bilip, Büyükşehir Belediyesi yetkililerini çağırıp bir toplantı düzenledi. Antalya’da yaşanan hava kirliliği konusunu görüştüler.

Ancak bu toplantıda biz gazeteciler bir sıkıntı yaşadık. Toplantıyı izlemeye giden gazeteci arkadaşlarımız başlangıcında fotoğraf çektikten sonra dışarı çıkarıldılar. Kendilerine toplantının sonuçlarıyla ilgili açıklamanın yapılacağı belirtildi. Ancak aradan geçen iki haftaya rağmen o toplantıda neler konuşuldu ve ne kararlar alındı öğrenebilmiş değiliz.

Havanda su dövüldüğünü düşünmek istemiyoruz, ama galiba öyle oldu.

Şimdi gelelim, başlıkta ne demek istediğimize. Sözünü ettiğim yazı üzerine gelen telefonlardan bir şey daha öğrendim. Size de aktarayım da siz de benim gibi ağlayın. Önceki yazılarda Antalya’da bu yıl yoksullara 18 bin ton kömür dağıtılacağını yazmıştım. İşin doğrusu ben bu kömürün dağıtıldığını sanıyordum. Meğer, Sosyal Yardımlaşma Vakfı henüz Antalya’da kömür dağıtımına başlamamış. En azından geçen haftaya kadar başlamamıştı. Sanıyorum önceliği soğukla Antalya’dan çok daha önce karşılaşan kentlere veriyorlar.

Yani sizin anlayacağınız, biz daha bu yılın kömürleri dağıtılmadan şikayete başladık ki şikayetimizde haklıyız, 18 bin ton kömür dağıtıldıktan sonra halimiz ne olur, düşünmek bile istemiyorum.

O yazının ardından yapılan iki açıklama ile daha noktayı koyalım. Yazımız üzerine Büyükşehir Belediyesi’nden kenar mahallelerde kömür yakımına ilişkin broşür dağıtıldığı ve halka sobanın nasıl yakılacağının anlatıldığına dair bir fotoğraflı bülten aldık bu bir. İkincisi de Makine Mühendisleri Odası Başkanı Mustafa Karaman, hava kirliliği ölçümleriyle ilgili bir basın toplantısı düzenledi.

Karaman, ölçüm sonuçlarının 24 saat esasına göre açıklandığını bu nedenle sınır değer altında göründüğünü oysa saat başı esasına göre açıklanması gerektiğini ve buna göre yapılacak ölçümde sınır değerlerin kat kat aşıldığının görüleceğini açıkladı ki bence çok dikkate değer bir açıklamaydı.

Kalın sağlıcakla diyeceğim de “Dalga mı geçiyorsun” demenizden korkuyorum. Temiz havalı günler dileyerek bitireyim en iyisi.