Katliamı durdurun

Önceki gün bir elektronik mektup aldım. Içim dağlandı. Çeşitli duyumlar alıyordum ama bu kadar ileri gidilebileceğini sanmıyordum. Bir kuduz vakası görüldüğü için belediyeler itlaf başlattı Antalya’da. Hayvanları Koruma Kanunu’na uymayan belediyeler konusunda Cumhuriyet Savcıları’nı göreve davet ediyorum.

Bugün köşemi Konyaaltı Dostları Derneği Başkanı ve HAYTAP Antalya Temsilcisi Nilsu Güleç’in mektubuna ayırdım bugün. Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in Istanbul’a aslan gönderme konusuna da geleceğiz bir dahaki sefere.

“Boncuk’u bugün kurtardık

Bayıltıcı kurşun atan tüfekli adamlar, Antalya’nın Uncalı semtinde silahı ona doğrulttuğunda, insana alışık Boncuk öylece baktı, Zeliha Faydalı balkondan gördü.Koştu yanlarına…

‘Boncuk’u vurmayın’ dedi.

‘Biz belediyeden geliyoruz. 5 köpek kudurmuş. Hayvanın hayatı insanınkinden değerli değil ya. Sen de kudurma diye vuruyoruz’ dediler. Ama Zeliha Faydalı tepki göstermeyi sürdürünce Boncuk’a tüfeği bir daha doğrultmadılar. Boncuk sabahlara kadar koruduğu, binadan çıkan herkesi işe, okula uğurlayıp akşamları sevinçle karşıladığı, Boncuk diye seslenenlere kuyruk salladığı sitenin bahçesine döndü.

Konyaaltı Dostları Derneği üyesi Hüseyin Tahtakın, Antalya Kepez semtinde otomobiliyle giderken önüne düşen sahipsiz köpeğe ne olduğunu anlamak için arabasından indi. Daha ne olduğunu anlamadan, eli tüfekli adamlar baygın köpeği alıp üstü tente ile örtülü bir kamyonetin arkasına atıp hızla uzaklaştı. Hüseyin Tahtakın o kadarcık zamanda kamyonetin kasasında birbirinin üstüne yığılmış baygın onlarca köpeği bir de simsiyah resmi plakayı görebildi.

21’nci yüzyılın dünya kenti Antalya’da 2.5 yaşındaki bir çocuğu kuduz olduğu iddia edilen bir köpek ısırınca, belediyeler arasında bir sayfalık bir yazı dolaştı. Birbirlerinden pek de haz etmeyen belediyeler işbirliği yapıverdi. Ve bir aydır Antalya katliam yaşıyor.

Aynı belediyelere; ‘Hayvanları korumalısın, bakımevi yaptırmalısın, aşılamalısın, kısırlaştırmalısın sonra aldığın yere bırakmalısın, senin görevin budur’ diyen Hayvanları Koruma Kanunu bile bir şey ifade etmedi. Her ay toplanan Il Hayvan Hakları Kurulu, yükümlülüklerini yerine getirtemedi ama tek sayfalık bir yazı ile elde tüfek sokaklara koştular. Öyle ki hızlarını alamayıp evlerin bahçesine girip bağlı köpekleri kurşunlayıp götürdüler.

Acaba o bayıltıcı kurşunlar, birer doz kuduz aşısından daha mı ucuz? O bayıltıcı kurşunlar sahipsiz köpeklerle birlikte belediye başkanlarının vicdanlarını da mı temizledi? Bunların yanıtını bilemeyiz ki…

Çünkü kuduz iddiasının ortaya çıktığı günden beri kimse Antalyalı’ya açıklama yapmadı. Hiçbir yetkili…

O yüzden biz bayıltıcı kurşunu yiyen köpeklerin akıbetinin ne olduğunu da bilmiyoruz. Antalya’da Büyükşehir Belediyesi’ne ait tamamen dolu bir barınak dışında hayvanların karantinaya alınacağı bir yer yoktur. O zaman bayılttıkları hayvanları ne yapıyorlar? Bir iğne daha yapıp uykuda kalbini mi durduruyorlar, yoksa iş makineleriyle kazdıkları çukurlara diri diri doldurup üstlerine toprağı kapatıp mı kurtuluyorlar?..

Bize bilgi vermemelerinin gerekçesi turizm… Turizm zarar görür diyorlar. Hani bu şehirde hepimiz bir şekilde turizmden ekmek yiyoruz ya… Oysa bilmiyorlar ki en başta, ‘önce can’ diyen turizmciler şu yaşananları dünyaya duyuruyor.

Onlar kurşun sıkmakla o kadar meşgul ki Antalya’da yaşayan yabancıların bu öldüren sırrı ülkelerindeki herkesle paylaştıklarını göremiyorlar, duyamıyorlar… Hala başlarını kuma gömüp katliam yaptığımıza dair belgeniz, fotoğraf, görüntü var mı diye soruyorlar?

Boncuk’u bugün kurtardık ya yarın?

Lütfen bu katliama seyirci kalmayan, onları öldürmekten başka çözüm üretmeye zorlayalım. Yarın turizm de Boncuk da kurtulsun.

Lütfen…”