Güneşten korkmayın

Acayiplikler ülkesinde yaşıyoruz vesselam. Mesela güneşten çok feci şekilde korkuyoruz. Dünkü gazetelerde yer alan haberden, Adana’da bir kutlamada, Nazım’ın “Akın var güneşe akın/Güneşi zaptedeceğiz/Güneşin zaptı yakın” dizelerini okuyan bir gencin DHKP-C üyesi olmak suçlamasıyla iki aydır cezaevinde yattığını öğrendik.

Bu olay tabi ki son derece ironik. Benim gelmek istediğim konuyla ‘güneş’ dışında uzaktan yakından ilgisi yok. Ama açıklanan verileri okuyunca insan, “Keşke şairin dediği gibi güneşi zaptebilsek, hatta şimdiye kadar zaptedebilmiş olsak” demeden edemiyor.

Dün yine ajanslara düşen haberden edindiğimiz bilgiler şöyle idi:

Türkiye şu anda ürettiği enerjinin 2 katını üretebileceği bir güneş enerjisi potansiyeline sahip. Elektrik İşleri Etüt İdaresi (EİEİ) Genel Müdürlüğü verilerine göre, dünya ve Türkiye, bütün enerji ihtiyacını yenilenebilir enerji kaynağı olan güneş ile karşılanabilecek durumda.

Türkiye aynı zamanda, coğrafi konumu nedeniyle sahip olduğu güneş enerjisi potansiyeli açısından birçok ülkeye göre şanslı durumda.

Enerji kaynaklarının yaklaşık yüzde 80'ini ithalat yoluyla karşılayan Türkiye için güneş enerjisi büyük bir şans.

Güneş enerjisi konusunda büyük bir potansiyele sahip Türkiye'de yıllık güneş enerjisi potansiyeli 380 milyar kilovatsaat düzeyinde.

Yine dün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’in açıklamalarını okuyoruz. O da bize çok taze olarak şu bilgileri veriyor:

Türkiye'nin yıllık elektrik üretimi 129 milyar kilovatsaat. Bu miktarın yıl sonunda 206 milyar kilovatsaate ulaşması bekleniyor.

Unutmadan tekrarlayalım resmi verilere göre Türkiye’nin güneş enerjisinden elektrik üretme potansiyeli ne: 380 milyar kilovatsaat.

Enerji Bakanı Güler’in verdiği bilgilere dönelim:

Şu anda Türkiye'deki elektrik üretiminin yüzde 50'si doğal gaz, yüzde 25'i kömür, yüzde 25'i de su ile gerçekleştiriliyor.

Hedef ise bunu yüzde 20’şerlik dilimlerle doğal gaz, kömür, su, yenilenebilir kaynaklar ve nükleer olarak 5 ayak üzerine oturtmak.

Burada araya nükleer sıkıştırılıyor. Diyelim bu hayal gerçekleşti. Ne değişiyor? Dışa bağımlı enerji kaynağı oranı yüzde 50 iken, yüzde 20’şer’den (doğal gaz ve nükleer) yüzde 40’a geriliyor ancak.

Tekrar hatırlatmakta fayda var:

Türkiye’nin güneş enerjisinden elektrik üretme potansiyeli 380 milyar kilovatsaat. (Bugünkü yazının ana konusu güneş olduğu için rüzgar, atık vs gibi kaynaklardan söz etmiyorum bile.)

Ben bugün yorum yapmak istemiyorum.

Dün yaptığım kısacık bir araştırma ile elde ettiğim veriler bunlar.

Varın yorumunu da kendiniz yapın.

Enerji politikasını kendisi belirleyebilen bir Türkiye dileklerimle.

(Haaa, “Antalya bunun neresinde?” diyenler olursa, onu da söyleyeyim. Güneşin tam altında.)

Yayın Tarihi
10.07.2008
Bu makale 2631 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!