Marka çıkar mı?

Bugünlerde Antalya’nın en güncel konusu Antkart’ın iptali. Bu konuda da panomuza asabileceğimiz bir yazı elimize ulaştı ve söz verdiğimiz gibi köşemiz bu hafta yine okuyucularımızın. Sevgili Cem Manavuşak, yazısına bir dipnot koymuş. Ben onu not haline getirip en başta sunuyorum affola.

“Not: Bu satırların yazarı Antkart firmasının kurucu ortakları ile aynı okulda okuması ve aynı şehrin havasını teneffüs etmesi haricinde hiç bir menfaat ilişkisine sahip olmayıp, basından takip ettiği gelişmelere kahrolup bu yazıyı kaleme almıştır.

Bu topraklardan bir dünya markası çıkar mı kitabı, Türkiye’nin pazarlama gurularından  Güven Borçka’nın eseridir. Kitabın adını soru olarak kabul edip, aşağıdaki örnek olayla tahlil etmek gerekirse:

Mart 2009’da Financial Times’ın röportaj için istanbul’da buluşma talebine heyecanlanan firma sahibi, tamamen Türk mühendislerinin gerçekleştirdiği -akıllı durak- projesinin İngiltere’de örneğinin olmaması nedeniyle  Financial Times’ın dikkatini çektiğini öğrenmişti.  Bu tarihten takribi 3 ay öncesine gidildiğinde ise, ABD’de Philadelphia şehrinde açılan toplu taşımacılık ücret otomasyonu ihalesinde ön kabul alarak ihaleye katılmış, kendi ülkesindeki işletme modelini Philadelphia’daki kamu yöneticilerine aktardığında, işletme modelinin enteresan bulunması neticesinde incelenmesi için, ihalenin 3 ay ertelenmesine neden olmuştu.

Baştan sona gidersek:

İkisi yurtdışı iş tecrübelerini tamamlayıp büyüdükleri topraklara dönen 3 okul arkadaşı ortak bir şirket kurup teknoloji sektöründe yatırım kararı alır. Şirket ortaklarından birinin kendine ait benzer sahada faaliyet gösteren şirketi, özel bir okulun öğrenci kartı projesini istenilen süreden daha erken teslim ederken, kurulan sistemin gelecekte şehirlerinde açılacak bir kamu ihalesi için altyapı oluşturacağından habersizdir.

Bir müddet sonra büyüdükleri şehirde açılan toplu ulaşım araçlarında ücret otomasyonu ihalesini, 5 firma arasında en yüksek bedeli ödeyerek kazandıklarında heyecan ve şevkle işe koyulurlar, siyaset ve kamu işin içinde olduğunda bir bedeli olduğunu unutarak.

İşlerini titizlikle yapıyorlarmış, akıllı durak, cep telefonundan mesaj yolu ile minibüslerin durağa varış zamanının takibi projeleri, araç takip, hat optimizasyonu için verilerin toplanması, devletin toplu ulaşımdan toplayamadığı verginin toplanmasına vesile oluyorlarmış kimin umurunda.

Militanların, kayıt dışı ekonomi baronlarının ve onların tetikçilerinin karalama kampanyaları karşısında kim direnebilmiş ki Türkiye’de onlar dirensin. Hele bir de seçimlerde muhalefet partisi belediyeyi ele geçirince şirketin tekerine çomak sokmak Allah’ın emri olmuştur.

Ve nihayetinde 19 Haziran 2009’da Antalya Büyükşehir Belediyesi kendisi aleyhine İdare Mahkemesi’nde açılan bir davayı kaybettiğinde, dava kaybettiğine sevinen bir ilk olma heyecanıyla Antkart’ın ihalesini iptal ettiğini duyurdu.

Antalya’daki tecrübeyle Sofya, Philadelphia ve gelecekte bu teknolojiye geçmek isteyecek bir çok şehirde akıllı kart işini yapma yetkinliğine sahip olduğu için tercih edilebilecek, Antalya’dan dünyaya, üstelik katma değeri yüksek bir sektörde, açılacak bir şirketin önü böylece kesilmiş oldu.

Vergi toplayamadığı için IMF’ye borçlanan devletimiz, gelecekte ödenmesi muhtemel büyük bir tazminatın belediye bütçesinden çıkması neticesinde yatırım alamayacak olan Antalyalılar, sahibi oldukları araçlarda şoför çalıştırmak suretiyle kazançları suistimallerle azalan minibüs ve otobüs esnafının bir kısmı, uzun yıllar yurtdışı tecrübeleri ve sermayeleri ile tamamen meşru bir işe soyunan Antkart kurucu ortakları, Antkart’ta çalışan 60’dan fazla kişi ve Antkart dolum noktası hizmeti veren 170’e yakın şehir içi esnafı için ise hayırlı olmadı.

Elbette kayıtdışı ekonomi baronları ve lobisi, vergisiz kazanç günlerinin geri gelmesi nedeniyle, solculuğu sermaye düşmanlığı sayan militanlar, ülkesine yatırım yapmış Antalyalı yatırımcıların önü kesildiği için, mutluluktan uçmaktalar.

Bireysel pırıltılara ve bunların önünün açılması gerektiğine inanan Liberal ekonomi modeli ve zihniyetine bir türlü intibak edemeyen eğitim sistemimiz ve kültürümüzün, gelişmemizin önündeki en büyük engel olduğu anlaşılıncaya kadar daha çok patinajlar yapacağımızdan, maalesef bu topraklardan bir dünya markası çıkmaaazzzzzzzzz!!!!

 

Yayın Tarihi
28.06.2009
Bu makale 2537 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!