Mıntıka temizliği aymazlığı

Haftada bir yazınca, bazı konular bayatlıyor. Ama bazen öyleleri oluyor ki bayatlasa bile insan yazmadan edemiyor.

Bunlardan biri de geçen hafta yaşandı, hem Antalya’da hem de Türkiye genelinde.

Küresel ısınmanın etkileri geçen yıl doğrudan hissedilince yurdumda, herkes birden çevreci kesiliverdi, bilirsiniz.

Böyle çevreci filan olup giderken bir bakmışız Dünya Çevre Günü gelip dayanmış kapıya.

E şimdi ne yapacağız? Acayip çevreciyiz ya. Hemen bir şeyler yapmamız lazım.

İlk bombayı Milli Eğitim Bakanlığı patlattı.

“Dünya Çevre Günü’nde okullar bir gün tatil edile. Tiz, çocuklarla kırlara, parklara, ormanlara çıkıla. Kağıt, çöp vesayire ne varsa toplana.”

“Çevre ve çevrecilik” kavramı ancak bu kadar basitleştirilebilir, bu kadar adileştirilebilirdi.

Lütfen Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerine bir alkış.

Çevre kavramını mıntıka temizliğine indirgeyip, milleti de buna inandırdıkları için.

Neyse ki bizim çevreci keneler olaya müdahil oldular da Bakanlık çocuklara çok çevreci çevre temizliğini yaptırmaktan vazgeçti.

Ama bu arada hızını alamayan bazı okulların çocukları kırlara çıkarıp mıntıka temizliği yaptırdıkları görüldü.

Yahu en basitinden, sen Antalya’nın ormanlarını turizm tahsisi, maden, taş ocağı adı altında çatır çatır kestireceksin, çocuklarımıza çevreciliği kağıt toplamak olarak yutturacaksın.

Vay be!

En iyisi burada keselim. Hızımı alamayıp kantarın topuzunu kaçıracağız yoksa.

Bu arada, biz Milli Eğitim Bakanlığı’na kızarken, gerçekten çevreci bir açıklama Hükümet’ten geldi, hakkını teslim edelim. Hükümet, Türkiye’nin Kyoto Protokolü’nü imzalamasına karar verdiğini açıkladı.

Yani biz gazetelerden öyle okuduk.

İmzalarsa göreceğiz.

Bu arada ülkelerin atmosfere saldıkları sera etkisi yaratan gazların azaltılmasını öngören bu protokolü dünya üzerinde imzalamayan iki ülkeden birisi Türkiye, diğeri ABD idi hatırlatalım.

 

Aklıma takılan bir soru

 

Bu soru ne zaman dışarı çıksam, ne zaman bir toplu taşıma aracına binsem hemen aklıma düşüyor.

Dayanamayıp soracağım.

Hatırlarsınız, bir süre önce, Antalya Bölge Trafik Müdürlüğü’nde bir operasyon yapıldı. Pek çok polis hatta şube müdürü gözaltına alındı. Daha sonra müdür tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Polisler tutuklandı.

Burada sanıklara yöneltilen suçlama; şehirlerarası karayollarında seyir halinde olan kamyonların, yasa ve yönetmelikte belirtilen istihap haddini aşmalarına (yani yasal olarak taşıyabileceği yükten daha fazlasını almasına) göz yummak için rüşvet aldıkları veya verdikleri idi.

Gelelim soruya:

Antalya kent merkezinde toplu taşımacılık yapan minibüs ve midibüsleri her binişimizde veya sokağa her çıkışımızda fazla yolcu almış olarak görebiliyorsak. Yani bu kentin dolmuşçuları hiç çekinmeden istihap haddini aşabiliyorlarsa, ne düşünmemiz lazım?

Lütfen kimse bu sorunun yanıtı için beni aramasın.

Bir yanıtı olan varsa gereğini yapsın.

Yayın Tarihi
12.06.2008
Bu makale 2592 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!