Diplomalı şoför

Bizler canımızı iki tür meslek grubuna emanet ederiz. Birincisi doktorlardır ki bunlar çok uzun yıllar okuyup diploma alırlar. İkincisi ise şoförlerdir. Bunlar ise toplumun en eğitimsiz kesimini oluştururlar, bu işi yapmak için diploma gerekmez.

Ne yazık ki ülkemizde hiçbir baltaya sap olamamış, okuma şansı bulamamış kişiler bir ehliyet edinip şoförlük mesleğine adım atarlar ya taksi, ya dolmuş, ya otobüs ya da turist otobüsü şoförlüğü yaparlar.

Lafı dönüp dolaştırıp dolmuşların, midibüs olarak yenilenmesine getireceğim. Büyüklerimiz düşündüler, taşındılar bir araç türünün Antalya için en uygunu olduğuna karar verdiler (Hangi kriterleri gözettiler o da belli değil. Oysa Antalya’da kullanılacak araçlar ya hibrid motorlu ya da doğalgazla çalışır türden yani çevreci olmalıydı) dolmuşları başladılar büyükleriyle değiştirmeye.

Değiştirmesine değiştirdiler de şoförler aynı kaldı. Aynı şoförün altına eskisinden daha büyük, trafiği daha rahatlıkla taciz edebileceği bir araç tahsis ettiler.

Bu proje başladığından beri bekliyorum. Bekle birilerinin aklına gelir de dolmuş, otobüs şoförleri için bir eğitim çalışması başlatılır diye ama nafile. Eğitim derken, o şoförleri bir iki saatliğine bir salonda topladığınız kıytırık eğitimlerden bahsetmiyorum.

Antalya gibi bir kentte çalışacak dolmuş, otobüs ve taksi şoförleri diplomalı olmalıdır beyler. Madem bu üç grupta görev yapanlara canımızı emanet ediyoruz, bu işi yapacak olanlara belli bir eğitimden geçerek diploma alma şartı getirilmeli ve bu eğitimi almak için bir süre tanınmalıdır.

Büyükşehir Belediyesi’nin meslek edindirme kurları (ASMEK) bu işi organize edebilir. Müfredatı da Milli Eğitim Müdürlüğü uzmanları ile Şoförler Odası, Minibüsçüler Odası ve Halk Otobüsü Kooperatifi tarafından belirlenebilir.

Bu kurslarda trafik eğitimi başta olmak üzere, davranış, yön bulma, telsiz-GPRS kullanma, soygun anında kendini koruma vs gibi daha pek çok konuda dersler verilmelidir.

Avrupa Birliği kriterleri devreye girdiğinde bu nasıl olsa yapılacak. (Almanya’da belediye otobüsü şoförü olmak isteyen bir arkadaşım çok zor bir sınavı güçlükle geçtikten sonra kolesterolü biraz yüksek çıktığı için kaybetmişti.)

Ama biz neden Avrupa Birliği’nin dürtüklemesini bekliyoruz. 

Antalya’da ticari araç kullanacak sürücüler mutlaka diplomalı olmalıdır.

Bunun düzenlemesini yapmak da toplu ulaşımdan sorumlu Büyükşehir Belediyesi’ne düşüyor.

Yayın Tarihi
07.02.2008
Bu makale 3547 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Şoförlük ve kaptanlık bölümünde okuyan öğrenciler, mezun olduktan sonra açıkta kaldı. Diplomalı şoförler iş bulamayınca üniversitenin ilgili bölümüne öğrenci alımı durduruldu. Üniversite yetkilileri, bölümü firmaların talebi üzerine açtıklarını, ancak mezun verince sözlerin tutulmadığını belirtti. Otobüsçüler Federasyonu ise böyle bir bölümün açıldığından haberleri olmadığını söyledi. Mesleklerini yapamadıkları için hayal kırıklığına uğrayan gençler de eğitim süresince hiç otobüs kullanmadan mezun olduklarını anlatarak yetkililerden iş istedi. peki soruyorum şimdi size bu diplamalılaramı yoksa çekirdekten yetişmiş bizleremi canlarınızı emanet edersiniz sayın talip yumsel adam hayatında otobüs görmemiş kullanmamış diplama verilmiş işte herşey kağıt parçasıyla olmuyor. tc. vermiş zaten dipamayı bizlere sınavlara tabi tutarak ve birçoğumuz mazotun gres yağının içinde büyümüş kişileriz, sözde diplamalı şoför arkadaşımın kullandığı arabanın fireni patlasa acaba onu körleyip yola deam edebilecekmi hımm hiç sanmam bu iş sandığınız gibi okumakla olmuyor işte sözüm size ve sizin gibi düşünenlere...

erol damar 03.04.2009

ağzına sağlık mesut abi

erol damar 26.03.2009

Halkamı, işverene mi, belediyecilere mi, derken Ant kart şirketine mi kime? Nasıl? Neyin hesabını vereceğimizi bilemez duruma geldik. Belediye Ant kart şirketi ve araç sahiplerinin şartnameleri anlaşmaları hukuken nedir, ne değildir çok ilgi alanımızda değil. Ne var ki herkesin ve her kesimin muhatabı konumundayız. Halk ile birebir hemhal olan şoför arkadaşlarım adına bizzat ruhsal, psikolojik çöküntüye terk edilmemiz söz konusu olup, aracın kullanıcısı olarak "Trafik ve kurallarına riayetimiz birinci sorumluluğumuz olmalı. Tekrarlamak da fayda görüyorum. Öncelikle taşıdığımız yolcular dolayısıyla halk ile birebir karşı karşıya gelmemiz riskli yolculuk yapmamıza sebep. Âcizane istirhamım "kamuoyunun" bir şekilde bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmeleri ve haklarının aranma mercileri kimler olduğu ilgili kurum ve kuruluşların sorumluluğu olmalı. İnsan olgusunun hiçe sayıldığı inisiyatifin yok sayıldığı ve bu zamana kadar taşımış olduğumuz indirimli ve ücretsiz seyahat hakları olan insanların hakları bir an ortadan kalkması, önceden verilmiş hakların meşru olması, bir anda gayrı meşru konumuna gelişini izah edin. Mal sahibi kartları camianın kendilerinin inisiyatifidir. Malıyla köle durumuna gelmesinin izahını, şoför arkadaşımın eşini dostunu, kendi ailesini taşıyabilme hakkını almanın izahını, yolda kalmış biçare mağdur insanların duasını, Allah razı olsun larını, yabancısı ve bilmeden yanlış durakta bekleyen insanı uygun durağa kadar ücret talep etmeden aldığımız ve inisiyatif haklarımızın hiçe sayılmasının izahını, insanın yaratılışındaki fıtratının gereklerini yok sayan bir zihniyeti anlamak mümkün değildir. Cihazın ve sistemin bedelini dayatma suretiyle et ve kemikten müteşekkil insan sıfatı adı altında her kim ise benim tezgâhımdan geçmesi zorunluluğunun adı nedir? Ticaretinizi yaparken ekmeğini yemeği düşündüğün Halkın senin velinimetin olacağı yerde dikteye zulme tabi tutma hakkını kim veriyor? Çağdaş ulaşım sloganı aklını kullan sloganının açılımı dayatma olmasa gerek. Aklını kullanmasına müsaade edin ve ikramınızı sunun bakalım. Tezgâhından geçen den % bilmem kaçıyla camia mal sahiplerini, alaycı üslupla küçük ve büyük baş hayvan konumuna getirmenin sevincini, şaşalı restoranda kutlarken diğer masalara viski ikram etmeniz, halkın diline bile düşürülmüş. Bu zihniyet ve tavrı anlayabilene rastlayan olursa kamuoyu ile paylaşsın lütfen.Finansın açığını halka boş kart satarak mı kapatacaksınız.Aklını kullan derken tehdit vari anlamı çıkmıyor mu ?akıllı olmazsan yani10 ytlboş karta vereceksin ,indirimsiz toplu yüklemelerini de yapacaksın ve araçta iken belgeyi de yitirirsen..! Sana birde cezai müeyyide uygularım. haa. Derken vatandaşın aklını başından zoraki alacaksın, sonrada nasıl o aklı kullandıracaksın? Bu sloganı yazarken daha büyük zarara girmemeleri için uyarı ise teşekkür ederiz. Halkın hür iradesiyle kullanacağı bir akıl olacaksa, kartını ikram edeceksen, toplu şatışlarında indirim uygulayacaksan amenna. İşte o zaman akıldan söz edilebilir, o zaman tercihler yapılır. Demokrasinin gereği hukukun gereği yok sayılmamış olur. Böyle olmaz akıla sığmaz ise, bu halka boş kartlara alınan bedellerin ne anlama geldiğinin cevabını, yüklenecek kartların indiriminin olmaması ve buna benzer meselelerin cevabını verinde akılları ersin ondan sonra aklı kullanmayı da öğretmiş olursunuz. Araç sürücülerini halk ile karşı karşıya getirmeyin ve acil önleminizi alın ve sizlerin günahını bizlere taşıtmayın. Şoförün moral ve sağlıklı bir seyir yapabilmesinin halk ile ve cihazın fonksiyonlarıyla müşkül durumlara sebebiyet vermeyin. Halkı ve otobüs camiasının üzerinden sağladığınız tasarrufun cüzi miktarını ceza kesen kontrolör memurlarını, cihazının başına oturtmak suretiyle sağlayabilirsin. Memurlarını kelle kesenler olarak terör estirmek yerine güler yüz tatlı dille müşterilerini veli nimetin olarak görmeniz âcizane tavsiyem olup, müsaadenizle bizlerde trafik kurallarına muhatap olan sağlıklı sürücüler olalım. Bununla da kalmayıp dalaşmak kavga etmek niyet ve çabalarına zorlanıyoruz. Hakaretlere ve aşağılanmamıza insan olarak hasiyet ve onurumuzu da beraberinde kaybetmemiz söz konusudur. İleride maddi ve manevi gelebilecek olumsuz, nahoş olayların yaşanmaması en büyük arzumdur. Görülen odur ki şu anda bu tür sorunları yaşayan biri olarak ve gelecek zamanlarda daha da büyümesinden endişelerim vardır. Takılan cihazların kullanımı yasaklanan sigara ve trafiği tehlikeye atabilecek unsurların başında olduğunu ayrıca hatırlatmakta fayda var. Durakların hangi statüye uygun olduğu belirsiz hangisi dolmuş hangisi otobüs belli değil, levhaların araçların no larının çorbaya döndüğü ortamda gövde no su aynı aracın otobüs dolmuş olduğunu markasından mı takip edecekler. Aynı levha no su ile farklı yöne gidebilineceği halkın ayrı çilesi, ayrıca belli saatte belli yerlerden geçmek bu şartlarda mümkün değildir. Sisteme her şey yüklenmiş ama hiçbir yönüyle altyapısı hazırlanmamış yollar, duraklar, insanlar, patronlar, çalışanlar ve en önemli gelirin kaynağı olan insanların tamamıyla bir muamma nın içinde olmaları. Yazan, düşünen, uykularına zarar veren bir şoförün sesi. Bir mal sahibinin sesi, bir vatandaşın sesi neye sayarsanız sayın hiç önemi yok. Özet olarak hangi pencereden bakılırsa Aracın kendisi ile mal sahibi ile belediyesi ile ant kartçısıyla, trafiği ile halkı ile birebir muhatap isem, bütün pencereden bakmakta âcizane ilgilendiriyor. Bilime, ilime dahası insanlık adına her şeye nimete EVET, Zulme dayatmaya, dikteye HAYIR: Teknoloji ve bilim adına değişim insanlığa, devlete, millete hayırlar getirmesini dilerim. Vicdan muhasebesine tabii, şahsi feryadım olarak anlaşıldığını ümit ederken; Trafik makamına, emniyet makamına, belediye makamına, ant kart makamına, mal sahipleri makamına, Halkın makamına saygılarımı sunar, gereğinin yapılmasını arz ederim. Mesutça (özlü) yorum.

mesutca(özlü)yorum 22.03.2009

Y E T E R ! Gün geçmiyorki, birileri, bir yerlerde, birileri adına, bir şeyler menfaatine kim kime neden , niçin yazdığını bilmek istemiyorum. M.Akif tabiriyle “iki yüzlü insanları sever oldum. beş yüzlü insanları gördükçe” HODRİ MEYDAN diyorum. BİR YÜREK çıksın ve halk ile sürücülerin Zulmünü inkar etsin. İTİRAF ETSİNLER !Zulme uğrayan iki kesimin birbirlrine düşürülmek istendiğini KOBAY MAYMUN larına dödüğümüzü; PERDE ARKASINDAN ,YIKIK DUVARDAN EŞEK gibi durmayın. VARSA YÜREĞİ olan ÇIKSIN,HODRİ MEYDAN diyorum.DİLİ MÜ’MİN KALBİ ŞEYTANDAN ÖZÜ DOST;SÖZÜ DÜŞMANDAN HERKESİN KAHRI ÇEKİLİR AMA BEN DAVASIZ MÜSLÜMANDAN USANDIM yeter artık ! Bu günah çeçisi Sürücülerin üzerinden tasarruf etmeyin: KENDİ YÜREĞİNİZİ KOYUN ORTAYA kendi rollerinizi bizlere oynatmayın. mesutca(özlü)yorum MAHZUN VEDE MAZLUM HALK “Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla” Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir. Salât ve selâm Allah’ın Resulü-ne, âline ve ashabına olsun. Rabbimiz bizden kabul buyur. Çünkü sen dualarımızı işiten ve her şeyi hakkıyla bilensin. "Hiç şüphesiz ki Allah size, emanetleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder." (en-Nisa, 4/58) Başlık olarak mahzun vede mazlum memleketimin güzel insanlarının bu ünvanını açıkcası bende sindiremiyorum.Nereden çıktı bu mahzun vede mazlum halk,bu benim yakıştırmam olarak kabul edene sözüm yok.Anlamak isteyende şunu diyebilir. -En son söyleyeceyini başta söylemişsin.Onada sözüm yok. Beyaz renkten siyaha doğru yolculuk yapıyorum,ve şu anda gri tondayım.Siyahada ramah kaldığını söylesem ne derler? -Dyo nun renk kataloğundan bahsediyor olmalı derler. Tamamıyla kara bulutların üstümüzde dolandığı vede kapladığını görsenizde ,güneşi yok sayamazsınız.Ve güneşi balçıkla sıvayamazsınız dersem, -Ha! coğrafya dersi veriyor .Yok yok badanacı derler. Sadede gel,ağzından baklayı çıkar,seslerini duyar gibiyim ,ama dilim demeye varmıyor bir türlü desem. -Gaibten sesler duyuyor derler. Padişah rüyasında yağan yağmur suyundan içen herkesin delirdiğini görünce,kendini garantiye alır ,temiz sulardan depolar.Ama halk hepten delirmiş.En son dayanamaz kendide içmek zorunda kalır ve halktan kopamayacağını anlar,desem? -Ya rüya tabircisi yada hayal perest derler. Dünya yetmiş kere doldu boşaldı,dolduran Muhammet(s.a.v.),dolan Ali(r.a.)dir,desem. -Bu adam ya alevi,yada sünni derler. Kurt ile kuzuyu beraber otlatıp yaysam! -Birileri korkak der,birileride cesur der. Mazlum vede zalim hakkında kuran ve sünnete baksam! -Şimdide fetva veriyor derler. Ben dua bilmem,güzel mevlaya saldım ,ben sizi desem: -Tehdid ediyor,suç duyurusunda bulunalım derler. Mahsun vede mazlum bu güzel insanlar sizlerin velinimetinizdir,dersem. -Veli erkek adı,Nimet kız adı derler. Bu örnekleri artırdıkça artırırım, ama bir şeyler anlatamıyorsam, -Saçmalıyor derler. "Halkım için ölüyorum,eller ne der ise desin Sararıp ta soluyorum,yar yaaar,yaar yaaaar. Abdal ne der ise desin, Cahil ne der ise desin."Türküsünüde çalıp söylemeye devam edelim. Taburuna seslenen komutan; -Merhaba asker,hep bir ağızdan ve gür bir edayla.Sağol. -Nasılsınız?yine hep bir ağızdan ve gür bir edayla.Sağol. O taburda ayakta durmakta zorlanan,hasta bir mesut asker vardır;cılız ve cansız bir sesle: -Hastayııııııım, der.Acep duyuldumuki onun sesi? Duyulur mu dayatılan ve cümle alemin de duyduğu Sağol gürültüsünün arasında,hasta olduğum? İşte o ana bir nokta koyalım.Dayatılan sesin arasında cılız sesin sahibini,o mazlum sesin sahibini duymadan öteye şah damarında olan,duyan, O Rahman ve Rahim olandır. Geçici olan o topluluğun dağılmasıyla bizim cılız ve hasta olan farkedilir,doktora çıkarılır,ve sorarlar; -Neyin var,şikayetin nedir? -Şu an belirtileri görünüyor ama bir müddet sonra Mart ayı sonunda mahzun vede mazlum halkımın durumu ve yıllardır öyle yada böyle birbirimizin yükünü çektiğimiz bu güzel insanlarla karşı karşıya gelmemiz söz konusudur, efendim. Bizide bir anlayan ve dinleyen oldu derken,o da yanlış anlamıştı,işte buna ayrı yanıyorum. (Bir an doktorun aklından zoru var, diye düşündüğünü hissettim.) Neyse artık kimin ne dediği ne düşündüğü bir kenara,bu halkın mahzun vede mazlum olmasını gözlemleyen,seyreyleyen birinin nazarıyesi... kulaktan dolma bilgilerle birbirleriyle aralarında ortak gündem oluşturan bu halk ,artık randevularınıda Ant kart ta verir oldular.Kartlanan kartlanmayana üstünlük sergilercesine. -Kız sen daha çıkartmadınmı ayol?10 lira gitmişken 20 lirada yüklettim.(elcd den de öğrendi şuur altınada yerleştirildiya) (Biraz mahsun,bir ürkek bir sesle,kimbilir 10 lirayı bir an vermeye okadarda yüklemeye hazırlığı olmadığınımı söylesin) -Valliyi ben eşimin işinden dolayı gidemedim,P.tesi günü izin alıcak gitmişken migros'a veya deepoya da uğrarız diye düşündük. Artık bila mecbur maskelerini takmak zorunda kalan ve Ant kart balosuna giden vatandaş ,hakikaten mahzun vede mazlum yüzünü göstermesede gerçek olan bu yüzlerin en yakın takibi bir yana Rakamlarla anlatmaya çalışayım.Toplam ciromun % 10 unun kartlı(sd) olduğunu ben biliyorum.% 90 sorun muhtemeldir.%10 un içerisine dolumu boşalan ve kimlik yerine kartını gösterenleride dahil ederseniz hadi abartılı%20 eder,mart ayı sonuna kesmeyi düşünülen uygulamanız dahası dayatmanız %80 lik halkın direk sert tepkisine cevap vermez.Bu çoğunluk olan halkı karşınıza almak demektir.Sorumluluğunu şimdiden üstlenmeniz dürüst bir yaklaşımız göstermenizde kaçınılmaz. Kendimce düşündüm de 4 aya varan bu sürecte neden ilerleme kaydedilmedi.Acaba rızaları alınmadan dayatmayı halk sindiremiyormuydu.Yaklaşım göstermeksizin tek taraflı pazarlık hoşlarınamı gitmiyordu. Aklınızı kullanın dediğiniz halkın, emnet duran akıllları başlarından mı gitti. Ant kart anayasasına muhalefet edip yargılanmayı nassıl göze alabiliyorlar, bu mazlumların arkasında güvendikleri birimi var, derken (Parantezi açalım "Allah c.c.mutlak surette" ve kapattık) acaba? Allah'ın lanetini üzerinize almak yerine rızasına neden baş vurmuyorsunuz?Karta ve yüklemelerinizdeki halkın bloke paralarına niye ikram etmeyi düşünmüyorsunuz %100 üne el koyduğunuz vatandaşın parasına %5 de olsa ikram söz konusu deseydiniz zararmı ederdiniz?mahzunlaşan halk inanın cüzi ikramlarla sevinç yaşarlar, kaldıki o ikramın %87 sine söz hakkı olan yine siz değilken,tekrar ediyorum rızasız olsada kar ortağı olduğunu söylesende %87 sine söz sahibi değilken ,%12 lerle kimseyi tanımamak danışmamak,ahkam kesmek...Bu denklemi,mantığı hukukende vicdanende aklende kabullenmek zor.Köşenize çekilip yılların taşımacıları ve rıskımıza vesile olan,ve velinimetimiz olan bu halkı neden karşı karşıya getirmeye çabalarsınız?Kat ettiğiniz %20 lerde insanların defalarca git gellerini,ekmek kuyruklarına benzer sabahın seherinde sizler yatağınızda iken kuyruklar oluşturan bu insanlar sizin köleniz olamazlar elbette,kaldıki %100 leri hayal bile etmeyin,ve dahası sorumluluğu yüklediğiniz insanları neye dayanarak cezai müeyyide uygulayacağınız konusunda aydınlatın.Herşey bir tarafa basın yoluyla bu halka diktenizi değil, halkın menfaatlerine olan neyiniz var ise (tarafınızdan olduğunu) bildirin,bilgilendirin.. Halktan gizli tutmak yerine,kart satışlarınızdan elde ettiğiniz gelire dahada katkı sağlaması açısından geçici 3 lük 5 lik ve bir binim ücretinin öğrenciyede,emekliyede Bir buçuk(1,5) ytl olduğu bildirseniz ,buda sizin daimi kullanacağın kartın avantajıdır,deyivermeniz neyin endişesidir?Burada yaşayan birisi için bermuda şeytan üçgeninden kurtulması zaten söz konusu değil,dışarıdan gelene adetten olan "Hoş geldiniz"demekte nostalji oluyor,diyemezsiniz ki zaten bu "çifte standart çifte tellisi" ile.Şuda muhtemeldirki ülkeler arasında geçişlerin vizesi kalkarken Antalyaya giriş yapan misafir,yerlinin bu avantajını bilirse yerleşmeyi bile aklından geçirebilir,devir hesap devridir. Dengelerle oynamanın bedelini en ağır ödeyecek olan,kartlı karsız diye bölünen bu milletin, birebir muhatabı konumunda olan taşımacı esnafını savaşa sürükleme sevdanız anlaşılır değil,aracın sürücüleri olarak ve araç sahiplerinin sorumluluğu imişcesine, mal ve can güvenliğimizin tehlikesi söz konusudur.Vatana toprağa canlar feda olsun, fitne ve fesada körükörüne dökülecek insan canına sebebiyet verenler , bir gün hesabınıda verirler; diyen bu fakirin mesutca(özlü)yorumuydu.

mesutca(özlü)yorum 22.03.2009

sayın gazeteci bey  öncelikle şunu belirtmek isterim hitam ettiğiniz kesim canınızı emanet ettiğiniz yani biz şoförler ! bakın şoför demiyorsunuz şoförler diyip çoğul konuşuyorsunuz bizim içimizde en az sizin kadar okumuş kültürlü saygı değer kişilerde bulunmaktadır lütfen hitam ederken çoğul konuşmayınız sizi men ederim. kaldıki sizinde gazeteci arkadaşlarınızın içinde kıravatlı cahiller çoktur biz sizin kadar cahil konuşmayız hepiniz demiyorum sizin gibiler. diplama diyorsunuz güzel birşey diplama evet diplamamız var üstelik tc nin vermiş olduğu diplama ehliyetlerimizdir bunlar eğer siz bunları hiç e sayıyorsanız ne diyim kanun vermiş hak etmişiz biz bu taşıtları kullanabilmeyi ayrıca ticari araç kullanabilmek için aldığımız ticari taşıt kullanma belgelerimizde var şoförler odasın vede gazi üniverstesinin vermiş olduğu src1 src 2 src 3 src 4 ha unutmadan birde psikoteknik yeterlilik belgesinede sahibiz işte bizim gibilerin diplamaları. sayın gazeteci bey yazı yazarken maddi açıdan okuyamamış içimizde çalışan arkadaşlarada eğitimsiz demenizi kınıyorum kabul edersinizki her meslek okumakla olmuyor yetenek lazım bu işler için gelin birde siz deneyin taşımacılığıda sizin boyunuzuda görelim köşe yazarlığı yapmaya benzemez biz alnımızın teriyle kazanıyoruz senin gibi boş konuşarak değil ha bütün gazeteci veya hakkıyetiyle bu işi yapan köşe yazarlarımıza saygım sonsuzdur lütfen üzerinize alınmayın benim lafım boş konuşanlara......

erol damar 22.03.2009

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!