Demagog başkan

Öyle anlaşılıyor ki bu hava kirliliği konusu bizi daha çok uğraştıracak. Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel geçen hafta düzenlediği basın toplantısında konuya nihayet değindi. Ama ne yazık ki sadece demagoji yapmayı tercih etti. Toplantıdaki arkadaşlarımız da dallanıp budaklanmaması için üzerine gitmediler.

Bakan Türel, hava kirliliği konusunda, “Fakir fukaranın, garip gurabanın üşümesine gönlünüz razı oluyorsa kömür dağıtımı yapmayalım” gibisinden bir cümle kurdu. Yasa ve yönetmeliklerle hava kirliliğini kontrol sorumluluğu üzerinde bulunan bir belediye başkanının belki de kurması gereken son cümle budur. Ama o, ilk bu cümleyi kurup konuyu tartışılmaz hale getirmeyi tercih etti.

Ben inatla tartışacağım. Çünkü, fakir fukaranın üşümesini ne kadar istemiyorsam, 3 aylık bebeğimin de o iğrenç havayı solumasını istemiyorum Sayın Başkan. Lütfen görevinizi yapınız. Antalya’da yaşayan insanlara karşı sorumluluğunuz var. Sizin göreviniz hem fakir fukarayı üşütmemek, hem de bu kentte yaşayanlara o pis havayı solutmamak.

Gelelim kömür konusuna. Siz de çok iyi biliyorsunuz ki kimse size fakir fukaraya yakacak dağıtmayın demiyor.

Dağıtacaksanız kalitelisini, havayı kirletmeyen yakıtı dağıtın kardeşim. Kaç para olursa olsun. Yeter ki gerçekten fakir olana dağıtın. Kimsenin gıkı çıkmaz.

Şimdi hemen, “Kömürü biz dağıtmıyoruz ki” cümlesinin arkasına da sığınmayın. Herkes biliyor ki bu kömürler AKP Hükümeti’nin isteğiyle, valiliklerde hizmet veren sosyal yardımlaşma vakıfları aracılığıyla dağıtılıyor. AKP’li belediye başkanı olarak denetleme yetkisi de sizin. Kalitesiz kömürü sokmayın bu kente, zorlayın hükümetinizi kok kömürü dağıtın, bedava elektrik verin, talaş dağıtın. Sizin evinizde hiç talaş yanmadı mı çocukluğunuzda. İyi bilirsiniz ne kadar iyi ısıttığını.

Yazdıkça kızgınlığım artıyor. O yüzden burada kesiyorum.

 

 

MOBESE direkleri

 

Antalya’nın havasının kalitesinden sonra gelelim kent estetiğine. Daha önce elektrik direkleri konusundaki tepkimi bir yazımda dile getirmiştim. Antalya’nın dört bir yanını, Kaleiçi dahil iğrenç otoban direkleri ile donattıklarını yazmıştım. Şimdi bir de başımıza MOBESE direkleri çıktı.

Bilmeyenler için belirteyim. MOBESE görüntülü kent güvenlik sistemi. Hani şu şehrin dört bir tarafına kocaman aliminyum direkler dikip üzerine de kamera bağlıyorlar ya. Onlardan bahsediyorum.

Sanıyorum ucuz ve dayanıklı olduğu için tercih ediliyor bu direkler ama kent estetiğinin de içine ediliyor. Işıklar Caddesi’ne de 100. Yıl Caddesi’ne de aynı direk dikiliyor. Tamam 100. Yıl Caddesi’ne dikebilirsin. Oranın otobandan farkı kalmadı zaten. Ama Işıklar’a, Konyaaltı Caddesi’ne, Kalekapısı’na bu iğrenç direkleri dikmenin alemi var mı?

Şimdi yukarıdaki mantıkla bu işin sorumlusunun da, “Güvenli bir kentte yaşamak istemiyorsanız, kameraları kurmayalım” demesi kuvvetle muhtemeldir. Yani ya hizmeti alamazsın ya da ben bildiğim gibi yaparım mantığı burada da devrededir büyük ihtimal. Hani, “Zaten MOBESE parasını zor zahmet denkleştirdik. Bir de direk masrafı çıkarma başımıza” hesabı.

“İşinizi doğru dürüst yapamıyorsanız, bulunduğunuz görevlerde durmayın” da bizim yanıtımız olacak o zaman.

 

Yayın Tarihi
20.12.2007
Bu makale 2388 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!