Trafik kaosu

Bugünlerde ülke bambaşka bir kaosa sürükleniyor. Böyle günlerde her ne kadar başka konularda yazmak zor olsa da biz yerelliğimizi koruyalım ve Antalya trafiğindeki kaosu yazalım.

Sürükli okuyanlar bilirler, bu aslında takıntılı olduğum bir konu idi. Ancak uzun zamandır takıntılarımdan sıyrılmıştım. Gelin şimdi sizinle takıntılarımdan sıyrılarak ikide birde bu konuda yazmaya da ara verip biriktirdiğim gözlemlerimi paylaşayım.

Gözlemlerimin sonucu şudur:

Antalya’daki trafik sorunu tamamen sürücü kaynaklıdır. Ne yol, ne kavşak ne de alt geçit yapmakla çözülebilir. Benim düşünceme göre; Antalya trafiği, sürücülerinin bu haliyle, bütün kavşaklarına alt geçit yapsanız bile sıkışır.

Trafiğinde bu kadar çok sayıda; vurdumduymaz, kendini uyanık sanan aptal, trafik kurallarından habersiz ama en doğrusunu bildiğini sanan geri zekalı sürücüsü bulunan bir kent daha var mıdır? Emin değilim. Tüm bunlara bir de trafik polislerinin duyarsızlığı eklenince, alın size Antalya trafiği.

Açık söylemek gerekirse benim, oturduğum ve çalıştığım semtler nedeniyle herhangi bir trafik sorunu yaşadığım söylenemez. Kent merkezinde yaşanan sıkışıklık da çok nadir geçtiğim için katlanılabilir boyuttadır.

Antalya trafiğinin sıkışıklığının umurumda olmaması gerekir aslında.

Çünkü sıkıntıyı çeken, yaratanın kendisi ben değilim.

Şimdi ey okuyucu; Antalya trafiğinden şikayetin varsa:

Önce kendine bakacaksın. Trafik kurallarını ne kadar biliyorsun gözden geçireceksin. Sonra o kuralları öğrenip uyacaksın.

Trafikte babanın tarlasında gidiyormuş gibi değil, büyükşehirde yaşayan bir sürücü gibi davranacaksın. Yani kırmızı ışıkta arkanda onlarca hatta bazen yüzlerce araç olduğunu unutmayacaksın. Yeşil yandığında Formula-1 sürücüsü gibi atılacaksın ileri ki her yeşilde ne kadar çok araç geçerse o şikayet ettiğin trafik o kadar az sıkışacak.

Kendini uyanık zannetmekten vazgeçecek, trafikte kibar olacaksın. Başkalarını sıkıştırmayacak, özellikle şerit değiştirmeyi, hele hele kavşak geçerken şerit değiştirmemeyi öğreneceksin.

Otobüs ve dolmuş sürücülerine herhangi bir şey yazma gereği duymuyorum. Ümitsiz vaka olmaları nedeniyle.

Gelelim trafik polislerine. Kendimden örnek verirsem; ben bu kentte herhangi bir trafik kuralını çiğnediğim zaman (kırmızı ışık ihlali dahil) hiçbir şekilde yakalanma kaygısı duymuyorum. Bunu bir kavşakta görevli trafik polisinin, kırmızı ışıkta geçen sürücüyü görüp “Hey Allahım” der gibi kollarını sallamasına şahit olan birisi olarak yazıyorum.

Daha yazacak çok şey birikmiş de yerimiz dar.

Bakalım bir daha ne zaman döneriz bu konuya.

Yayın Tarihi
26.03.2008
Bu makale 2358 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!