DÜŞ-ünü-YORUM

Saklanma Levent Küçükçolak!

Muratpaşa Hentbol Bayan takımının zirve tırmanışında herkesin payı büyük… Belediye Başkanı, Kulüp Başkanı, Antrenör, Oyuncular, Taraftarlar…

 

Eyvallah…

 

Ama, bir de bu tırmanışta onlara rehberlik eden birisi var. Uçurumları, keskin kayalıkları, zor rotaları önceden gören, fırtınaları başlamadan kestiren…

 

Hepsi için kimsenin ruhu bile duymadan, önceden önlem alan bir rehber var…

 

Etrafa verdiği aydınlık için muma teşekkür etmek vefa gereğidir, ama mumun arkasında bitmez tükenmez bir sabırla durup, elinde tutanı da unutmamak asıl vefadır.

 

Hoş, Muratpaşa’lı kızlarımızın akıl almaz başarıları Türkiye’de çok yaygın olarak duyuldu mu, ondan da emin değilim. Muhtemelen Antalya ve hentbol kamuoyu ile sınırlı kaldı.

 

Futbolu ön plana almış bir spor kamuoyunun ve taraftarlık geleneğinin yaygın olduğu bir ülkede, Antalya’nın bir ilçe belediyesinin hentbol takımının başarılarının fazla etki yaratmamasına şaşırmamak lazım.

 

Dahası, bu kızların Ukrayna’da, Hollanda’da, Fransa’da, Anavatanlarından daha fazla sevgi, ilgi ve saygı görmelerini de garipsememek gerekiyor. Futbola ve futbolun da sadece skoruna yapışıp kalmış bir spor kamuoyunun göstereceği ilgi de bu kadar olur.

 

Ama, birkaç yıl sonra, hem hentbolün, hem de Muratpaşa Hentbol Bayan Takımının Türkiye’de daha büyük gürültüler yaratacağına kesin gözü ile bakabiliriz.

 

Birkaç iyi insan, Antalya’dan başlayarak, sporun içeriğini, tanımını, toplumsal rolünü değiştiriyor.

 

Sporun, elitlerin sosyal tatmin vasıtası, ya da sokak çapulcusu fanatiklerin kavga, gürültü ve rant alanı olmaktan daha insani bir misyonu olduğunu, kırmadan, dökmeden herkese anlatıyorlar.

 

Sporun futbol dışında da sayısız türevi olduğunu örnekleri ile gösteriyor, daha basit, daha heyecanlı, daha sevgi ve saygı dolu olan alanları getirip önümüze koyuyor, kabul ettiriyorlar.

 

Bu birkaç iyi insan birisi bundan birkaç yıl önce, Antalya turizm dünyasını futsal diye bir kavram ile tanıştırdı.

 

Daha da ileri gitti, iki yıl, peş peşe oteller ve tur operatörleri arasında düzenlediği turnuvalar ile bu kavramın arkasındaki muhteşem heyecanı bütün Antalya’ya yaydı.

 

Kış sezonunda, kapalı, ya da açık olup da boş olan otellerin yatırımcılarını, profesyonellerini, personelini düşük sezonun keyifsiz havasından kurtardı, centilmenlik temelinde, heyecanlı bir sportif rekabet yarattı, kış günlerine renk kattı.

 

Antalyasporun boş tribünlere oynadığı günlerde, Süleyman Evcilmen Spor Salonunun 5000 kişilik kapasitesini hınca hınç seyirciler ile doldurdu.

 

Bu isim Levent Küçükçolak’tır…

 

Dostluğu ve kardeşliği ile bana keyif ve gurur veren fedakar spor adamı…

 

Spor adamı kavramının içine hangi anlamlar giriyor ise hepsini hak eden saklı değer. ‘İnsana hizmet bu dünyadaki varlığımızın kirasıdır’ ifadesini kanıtlayan, asıl olanın elde tutmak ve sahip olmak değil, vermek ve hizmet etmek olduğuna inanan sevgili kardeşim.

 

Levent Küçükçolak…

 

Muratpaşa Kız Hentbol takımımızın başarılarını kanıtlayan işaret elbette rakiplerin kalesine giren gollerdir. Yani başarı kalemize girmeyen goller ile rakip kaleye atılan gollerle ölçülmelidir, kabul…

 

Ama bu işin bir de hiç akıllara gelmeyen arka planı var… Bu arka planı ancak doğru soruları sorarak anlayabiliriz…

 

Kızlarımızın o tertemiz formalarla o sahalara çıkmasını sağlayan irade nerede ve nasıl ortaya çıkmaktadır? Kimdir bunu sağlayan?

 

Kızlarımızın aylık ödemelerini, bütün olumsuz koşullara rağmen aksatmadan yapan, finansal mucizeler yaratan kimdir?

 

Kızlarımızın yurtdışına böylesine rahatça, sıkılmadan uçabilmesinin, o ülkelerde keyifle konaklamasının, yemeklerinin hiç sorunsuz sağlanmasının arka planında kim vardır?

 

Deplasmandaki maçlar için, tam da işleri için en uygun zaman olan bu aylarda işyerini bırakıp, sevgili eşi ile birlikte kızlarımızın peşinden koşan kimdir?

 

Hadi bir absürd soru daha…

 

Spor denildiğinde futbol, futbol denildiğinde de Fenerbahçe’den başka hiçbir şey düşünmeyen bu satırların yazarına, 16 Nisan 2011 günü, Muratpaşa’lı kızlarımızın yarı final maçı oynadıkları saatlerde, maça gidememiş olmanın üzüntüsünü yaşatan, katılmak zorunda olduğu toplantıda bile bu maçı düşündüren kimdir?

 

Levent’çim,

 

Fazla tevazu gösterme, gerçek sanırlar…

 

Daha fazla saklanmanın anlamı yok. Antalya’lının bile haberi olmayan alanlarda işini, gücünü, sağlığını, aile yaşantını, bizleri bir tarafa bırakıp Antalya sporuna katkı yapıyorsun.

 

Bu işlerdeki payın belli ve sen bu akıl almaz katkıların ile muazzam bir alkışı hak ediyorsun. Bu satırların yazarı bu alkışı sana helal ediyor.

 

Antalya’lı ve hatta bütün Türkiye…

 

Spor futboldan çok daha fazla bir şeydir. Spor bütün insanlar içindir. Bunu kanıtlamanın zor yolculuğunda yürüyen adamı alkışlayın…

 

Not: Sevgili Kardeşim, ah bir de Galatasaraylı değil de Fenerbahçeli olsaydın… Tadından yenmezdin.

 

Yayın Tarihi
18.04.2011
Bu makale 15371 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Dişini tırnağına takıp özveriyle futsala da şimdi hentbola da can vermeye çalışan kişi... Adil abi eline sağlık... eminim ki daha büyük sürprizleri de yakında...

Ali Naci Küçük 22.04.2011

Bu yazıyı yazmakta geç bile kaldınız ama yokkkk belki de tam zamanıydı,,, görünmez bu dev adama herkez bir teşekkür boçlu bence de.. Çok çaba sarfediyor çok emek harcıyor bunu en iyi gözlemleyenlerden bir tanesi ve en yakın şahidiyim ve kesinlikle en büyük stresini çekenlerden:),Sn Küçükçolak sizi yürekten alkışlıyorum..

Derya ŞEN 20.04.2011

Adil bey bu yazılanlar gerçekten hiç abartılmadan yazılmış. Sizin bildikleriniz inanın bilmediklerinizin yanında ufacık kalır...Sporcularım ve ben yakın şahidiyiz. Ayrıca sizlerin duyguları içinde bir spor adamı olarak teşekkür ederim.Saygılar..

BİROL ÜNSAL 18.04.2011

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!