Multiple skleroz (MS) demyelinizan nörolojik hastalıklar içinde en sık görülenidir. MS Hastaların 2/3 'ünde atak ve iyileşmelerle seyreder. 1/3 'ünde ise ilerleyici bir seyir gösterir. Santral sinir sisteminde birden çok ve ayrı bölgenin tutulabilir. Genetik olarak yatkınlığı olan bireylerde immun (bağışıklık) sistem anormalliği gösteren bir hastalık olarak değerlendirilir. En sık 20-30 yaşlarında başlar. Kadınlarda erkeklere nazaran iki kat fazla görülür. Nedeni belli değildir. Genetik yatkınlık; Kuzey Avrupa ve Kuzey Amerika beyaz ırkında MS sıklığı en yüksek orandadır. Doğu Asyalılarda ise MS' den koruyan bir genetik etkiden bahsedilmektedir. Virüsler, fiziksel travmalar (doğum, aşılama, cerrahi girişim, anestezi ve lomber ponksiyonda MS i ortaya çıkarabilen etmenlerdir) ve otoimmünite etyolojide rol alır.
BULGU VE BELİRTİLER
Görme bozuklukları, kol ve bacaklarda güçsüzlük, en sık görülen ve hemen hemen ilerlemiş tüm olgularda izlenen bir bulgudur. Konuşma, yürüyüş bozuklukları, titreme, dengesizlik. İdrara kaçırma, erkeklerde libido kaybı, sertleşme kaybı sık görülür. Belirtilerin fıziksel mi psikojenik mi olduğu belirlenmelidir. His ve duysal bozukluklar; akut atak belirtileri tam olarak 6-8 haftada düzelir. İlerlemiş hastalıkta vibrasyon duyusu sıklıkla etkilenir. Hastalar kol bacak ve gövde ya da yüzde uyuşma ve sızlanmalar hissederler. Ağrı da sık görülen bir belirtidir.
(uçlu) bozukluk Psikiyatrik olarak ise bu hastalarda depresyon, intihar, bipolar affektif (iki, öfori (aşırı neşe hali), patolojik ağlama ve gülme, anksiyete, belirtilerin abartılması ve psikoz, kişilik değişiklikleri şeklinde tablolar görülür. Çalışmalarda MS hastalarının yaklaşık 2/3 'ünde hepsi tedavi gerektirecek düzeyde olmasa da saptanabilen psikiyatrik bozukluklar olduğu görülmüş. Duygudurum, kişilik ve kognitif fonksiyonlardaki değişiklikler bu hastalardaki en kısıtlayıcı ve sıkıntı veren bulgulardır. Hastalar ve hasta yakınları bu durumla başa çıkmakta yetersiz kalırlar. Davranış değişiklikleri ortaya çıktığında bu durum kişinin hastalığına duygusal reaksiyonu veya kronik hastalığa uyum sağlayamama olarak algılanır
MS hastalarında geçici duygudurum değişiklikleri, irritabilite ve anksiyete (kaygı) sık görülür. Hastaların yaklaşık 2/3' sinde bu semptomların bazıları ilk bir yıl içinde gözlenir. Bu hastalarında yaklaşık 1/3 'ünde bulgular major depresif bozukluk kriterlerini karşılayacak düzeye gelir. Duygudurum bozuklukları genellikle alevlenme döneminde veya kronik ilerleyici gidiş varlığında görülür.
Erken ortaya çıkan psikiyatrik bulgular MS' un tanı koydurucu fıziksel belirtilerinden daha belirgin olup bu bulguların varlığını gölgeleyebilir. MS hastalarının %17’ sinin nöroloji hekiminden önce psikiyatristler tarafından görüldüğü saptanmış. MS'lu hastaların %54'ünde nörolojik belirtilerin ortaya çıkmasından önce en az bir major depresyon atağı gözlenmiş.
PSİKİYATRİK TANI SINIFLAMASINA GÖRE (DSM IV) MS’DE GÖRÜLEN PSİKİYATRİK SORUNLAR
· %46 Major Depresif Bozukluk
· %6 Bipolaf Affektif (iki uçlu) Bozukluk
· %20Duygudurum bozuklukları
· % 1O Distimik Bozukluk
· %29 Anksiyete Bozukluğu
· %10ObsesifKompulsif (Takıntı)Bozukluk
· %4Yaygın Anksiyete (kaygı)Bozukluğu
· %3 Panik Bozukluğu
· %1BasitFobiler(Agorafobi ve sosyal fobi)
· %12 Yineleyici Major Depresif Ataklar
· %2 Somatoform Bozukluk
· %6 Alkol kötüye kullanımı
MS' DA DEPRESYON
MS’li hastalarda depresyon oranı normal popülasyondan, değişik medikal ve nörolojik hastalıklardan daha sık görülür. Diğer kronik hastalıklara göre 3 kat daha fazla görülür. Depresyon hastalık süreci sırasında ya da başlangıç bulgusu olarak ortaya çıkabileceği gibi uygulanan tedavilerin yan etkisi olarak gelişebilir.
Günümüzde bu hastalarda izlenen depresyonun hastalığın hem psikolojik hem de organik etkenlerinin bileşiminden kaynaklanabileceği kabul görmektedir.
BELİRTİLER
Depresyon kadın hastalarda daha sık görülür. MS 'da depresyon orta şiddettedir. Kızgınlık, irrİtabilite, endişe ve huzursuzluk belirtileri baskındır. Daha düşük oranda konsantrasyonda zayıflama, bedeniyle aşırı ilgilenme, kendini suçlama, sosyal geri çekilme, kendini olumsuz değerlendirme ve ilgi kaybı izlenir.
MS' da yorgunluk sıcaklık artışı ile alevlenir, genellikle uyku ile hafifler ve depresyonda olduğu kadar uzun süreli olmayıp birkaç saat içinde geçebilir. Günlük rutin işleriyle başa çıkacak enerjiyi bulamadıklarından yakınırlar.
MS hayatın en aktif ve işlevsel olduğu, yaşam amaçlarının ve etkinliklerinin dorukta olduğu genç yaşlarda ortaya çıkan kronik ve ilerleyici bir hastalıktır. Hastalığın yıkım şeklinde algılanması ve ortaya çıkan yeti yitimleri psikolojik tepkilere yol açacaktır.
MS' un hastalar ve hasta yakınlarının yaşamlarında belirgin etkisi vardır. MS hastaların günlük aktivitelerini, aile ilişkilerini, iş ve sosyal yaşamlarını, duygusal durumlarını ve yaşam kalitelerini olumsuz yönde etkilemektedir. Benzer sorunlar bu hastaların yakınlarında da görülür. Hastalığın getirdiği bu psikososyal yükün hastalığın yol açtığı engellenmenin şiddetiyle belirgin olarak ilişkili olduğu gösterilmiştir. Hastalığın ilk yıllarında anksiyetenin daha sık olduğu, ilerleyen dönemlerde ise hastalığın getirdiği engellenmeye bağlı olarak depresyonun ön plana çıktığı gözlenmektedir. Depresyon MS hastalarında yaşam kalitesinin daha da bozulmasına yol açmaktadır.
MS 'li hastalarda iyi bir psikiyatrik değerlendirmenin yapılması, depresyon ve anksiyetenin tanınarak tedavi edilmesi bu hastalarda intihar riskini azaltabiIir, yaşam kalitesini olumlu yönde etkileyebilir.
MS İLE DEPRESYON VE ANKSİYETE İLİŞKİSİ
MS'da yüksek oranda görülen psikiyatrik sorunlardan biri de anksiyetedir. Tek başına görülebileceği gibi depresyonla birlikte de görülebilir. Anksiyetenin genel olarak nedenleri arasında, içgörüsü olan hastaların kendilerindeki bilişsel, mental ve fonksiyonel kayıpları fark etmeleri, çevreden gelen uyaranların yeterli değerlendirilememesi, olayların üstesinden gelememe, sosyal kayıplar, yalnız kalma, depresyon yada demansa eşlik eden fıziksel hastalıklara bağlı sıkıntılar yer alabilir. Stres ve depresyon immunolojik bozukluğa katkıda bulunarak MS' in prognozunu olumsuz bir şekilde etkileyebilir.
Hastalarda emosyonel durumlarının dışavurumunu kontrol edemedikleri zaman hiperaktivite, aşırı neşe, rahatlık, basınçlı konuşma izlenebilir.
MS’DE YORGUNLUK
Sık görülen bir belirtidir .%75-90 MS’li hasta bitkinliği olduğunu, %50-60 hasta ise bunun en kötü şikayetleri olduğunu tanımlamıştır. Bu kalıcı yorgunluk olarak gözlenebilir. Ve fiziksel aktivite ya da mental egzersize bağlı kolay yorulma olur. Yorgunluk yaşa bağlı değildir. Çünkü otuz yaş altı ve elli yaş üstünde aynı sıklıkta bildirilmiştir. Ayrıca fiziksel yetersizliği de bağlı değildir. Çünkü erken MS de %50 den fazla olguda bildirilmiştir. Bitkinlik açık bir şekilde hastaların yaşam kalitesini düşürmekte ve çalışmamanın da major sebebini oluşturmaktadır. MS’de ki anormal bitkinlik seviyelerinin altında yatan mekanizmalar tam olarak anlaşılamamıştır. Bitkinliğin primer sebebi santral sinir sistemi ile ilgili olabilir.
Uzm.Dr. Sevilay ZORLU
Psikiyatrist & Psikoterapist
www.antalyaterapipsikiyatri.com
www.antalyacinselterapi.com
Şirinyalı Mh. İsmet Gökşen Cad.
1528 S. Şahbaz Apt. K:2 D:5
0 (242) 316 98 99