DÜŞ-ünü-YORUM

Medium bedene Xlarge kırmızı-beyaz olmaz

Haklı çıktım…

 

Kusura bakmayın, haklı çıkmayı sevmediğimi söyleyemeyeceğim.

 

Medyum falan da değilim.

 

Haklı çıkmayı inadına severim. İyi bir tahlil yaparım, olasılıkları enine boyuna ölçer biçerim, olacakları da langadanak ortaya koyar, beklerim.

 

04 Ağustos 2008 tarihinde antalyasporum.com sitesindeki yazımda, Sayın Karaman’a, gönüllü iseniz devam,çağrım olmuştu.

 

Olumlu cevap yerine ayrılık geldi.

 

Karaman’ın koyunu, sonra çıkar oyunu mu dersiniz?

Yerim dar, yenim dar olmazlanmasını mı hatırlarsınız?

Hatta, el elin eşeğini türkü çığırarak ararmış mı dersiniz?

Hepsi uyar bu senaryoya.

 

Doku uyuşmamış, kenetlenme sağlanamamış, Sayın Karaman davet edildiği sofranın menüsünü beğenmeyen snoblar gibi ‘ eh bu kadar ısrar ediyorsunuz, oturayım bari ‘ tarzı bir böbürlenmenin dışına çıkamamıştır.

 

O, kendince kadrini kıymetini Türkiye’de kimselerin bilemediği futbol dehalarından birisidir, hala keşfedilmeyi beklemektedir.

 

Tıpkı haleflerinden Yılmaz Vural gibi, ‘ Fenerbahçe’yi, Galatasaray’ı Avrupa’da kupadan kupaya koşturmak’  gibi hak edilmiş! bir misyon dururken buralarda ne işi olduğunu sorgulayan Türk Mourinho’dur, Türk Wenger’dir, Türk Benitez’dir.

 

Başlangıç felsefeniz, geldiğiniz Kulübü küçümseme, içine düştüğü açmazlar nedeniyle acıma gibi duygular ile harmanlanmışsa, lütfedilip davet edildiğiniz görevde rolleri karıştırır, lütfedip geldiğiniz gibi bir hava yayarsınız.

 

Hata edersiniz.

 

Siz her halukarda bir çalışansınız. Dahası tıpkı bütün işletmelerde olduğu gibi mesainiz ve performansınıza bağlı olarak ücret, prim vb ödenen bir personelsiniz.

 

Size bu ücretleri ve primleri ödeyen de sizin işvereninizdir. Bu konumlanmayı farklı algılayan ve kendisine bir kurtarıcı misyonu atfeden her çalışan kaybeder.

 

Antalyaspor ve benzer yapılar bugüne kadar kurtarıcılardan çok çekti. Kurtarıcılar sadece kişisel bütçelerini kurtardılar, Futbol takımının yönetimi konusunda ise yalnızca idare-i maslahat ile yetindiler.

 

Antalyaspor bir kurtarıcı değil, inşa edici, yeniden yapılandırıcı arıyor. Çapınız ve bilginiz bu beklentiyi okumaya yetmedi, yolunuz açık olsun.

 

Siz de, Yılmaz Vural gibi, Antalyaspor’da ekip halinde ve herkesin katkısı ile kotarılabilecek muhtemel bir başarıyı cv’nizin en başına kaydedip, üç büyüklerden birisinin teknik direktörlüğüne sıçratabilecek bir sosyal mancınık hayal ettiniz. Bunun beyinsel hazırlığını yaptınız. Olmadı. Olmaz da. Bir kariyer gelişiminize bakın, bir de o camiaların kudretine, çapına, hedeflerine, bütçelerine ve yöneticilerine. Boşuna hasret külleri savurmayın İstanbul ufuklarına doğru. O Yönetimler gerçekten külyutmaz.

 

Futbol Kulüpleri de oyuncusu, malzemecisi, yöneticisi ve çalışanları ile tıpkı hassas ve akıllı bir sevgili gibidir. Beyinde bile olsa aldatılmayı hisseder. Süslü püslü aşk sözcüklerinin perdelediği gönül köşkünü kimlere açık tuttuğunuzu çözer ve tepkisini koyar.

 

Bir demeç sizi nerelere getirdi. Aslında iyi ki getirdi.

Yıldız transferi istediniz. Sanki Antalya Stadyumu Maksim Gazinosu, ortada da ince saz fasıl geçiyor, assolist eksik kalmış gibi.

 

Dün akşam Partizan – Fenerbahçe maçını sadece iki göz ile değil, aklınızla ve yüreğinizle de görerek izlediniz mi? Bana kalırsa dvd’sini bulun, defalarca izleyin. Sizin ve sizin jenerasyondaki tüm orta karar teknik direktörlerin ufuklarını sonsuza kadar genişletecek bir oyun anlayışı vardı o maçta.

 

Yılda 50.000 USD alan uvertür Diarra’nın Fenerbahçe’deki assolistleri sahneden de kulisten de silkeleyip attığını fark etmiş olmalısınız.

 

Zor ama doğru olan Antalyaspor’daki uvertürleri keşfetmek, sahneye hazırlamak ve yeşil sahalarda sanatlarını icra etmelerini sağlamaktır.

 

Daha önce de dediğim gibi, Antalyaspor’da hücum hattına Semih Şentürk’ü, Orta saha ile forvet arasına Alex de Souza’yı alsınlar, ertesi gün teknik direktörlük için müracaat ederim.

 

Yolunuz açık olsun. Siz boş vakitlerinizi değerlendirdiniz. Antalyaspor zaman kaybetti. Ama kazanır.

 

Sağlık olsun.

 

Yayın Tarihi
14.08.2008
Bu makale 1205 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Antalya"yı sevmeyen ölsün

Tarık Aydınlar 14.08.2008

Adil Bey,Tüm branşlardaki kanayan yaramızı ne güzel anlatmışsınız. Tebrik ederim. Sporda ve siyasette kaybetmemizin sebebi satırlarınızda aynen ifade edilmiş. Hep hazıra konmak gibi bir huyumuz var. Hiçbirimiz; gayret edelim kendimize özgü bir sistem ve yapılanma yaratalım gayreti taşımıyoruz. Tebrikler..

M.Günay Yazgıç 14.08.2008

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!