DÜŞ-ünü-YORUM

Kusturica sahasında Fanatizmin Cehaletle maçı

Gülsem mi, ağlasam mı bilemiyorum.

 

Bir kenara çekilip şu cehaletinizden, şu saplantılı hallerinizden, abartma huyunuzdan ders notları hazırlayıp gelecek nesillere ibret-i alem için miras bıraksam hayatımın en anlamlı işini yapmış olurum.

 

Hiç olmazsa, gelecek nesiller insanı merkeze alan bir siyaset oluştururken bu mirastan yararlanır, neyi yapmayacaklarını öğrenirler.

 

Okumazsanız…

 

Olayları sadece medyanın size lütfettiği bilgi kırıntıları ile yorumlarsanız…

 

Şöyle biraz geri çekilip olaylara küresel açıdan bakmazsanız, bu coğrafyada olan biteni tarihi derinliğinden kavrayamazsanız…

 

Sadece bilgiyi, olayların arka planının araştırmak yerine, ‘öteki’nize çakmak için malzeme aramayı tercih ederseniz, tepki ve karşı tepki bu kadar basit, bu kadar çocukça, bu kadar ufuksuz, bu kadar sidik yarışı gibi olur…

 

Biriniz mal bulmuş mağribi gibi saldırır; ötekiniz ‘ama siz de şöyle yapmıştınız… Böyle yapmıştınız… Siz getirince oluyor, biz getirince neden olmuyor…’ diyerek anlamsız bir kör dövüşünde, aklınız sıra ‘yüksek siyaset’ yapar.

 

Biriniz getirir Balkanlarda 100 yıldır yaşanan trajediyi, bir sinema sanatçısının ağzından çıkmış birkaç cümleye sığdırır, ötekiniz bu cahilane saptamaya karşı abuk sabuk bir savunma geliştirir…

 

Bize de, bu cehalet ile şok yaşamak düşer.

 

Hiç birinizin aklına Yugoslavya’yı yıkan, halkları birbirine düşüren, her bir parçasını sindire sindire yutan vahşi kapitalist sistemi sorgulamak gelmedi mi kardeşim?

 

Yüzlerce yıl bir arada yaşayan insanlar bir gece istihareye yattı, ertesi sabah eline silahı alan Boşnak, Sırp, Hırvat boğazlamaya koştu, öyle mi?

 

Tarihin en kurnaz projelerinden birisi olan AB’nin, NATO’nun, ABD’nin, parçalanmış ve açık pazar haline gelmiş bir Yugoslavya’ya ihtiyacını nasıl çözemezsiniz?

 

Parçalanma sürecinin çok eski bir geçmişe giden bölümünü, parçalanmayı, iç savaşı, iç savaş sonrasındaki pazarlıkları, aleni/gizli numaraları nasıl ıskalarsınız? O coğrafyadaki küresel güçlerin bilek güreşini nasıl göremezsiniz?

 

Eh, okumaz, anlamaz, araştırmazsanız, koskoca bir oyunu getirip bir sanatçının üç beş cümlesi ile açıkladığınızı düşünür, vicdanınızı rahatlatırsınız.

 

Öteki taraf da bunları bilmediği, kapasitesi olmadığı için, kendisinin bile anlamakta zorlandığı bir savunma ile konuyu getirir, AKP, CHP ikilemine sıkıştırıverir.

 

Kopan yaygaraya bakan birisi, eğer Balkanlardaki küresel oyunlar hakkında doğru bilgiye sahip değilse, Kusturica’yı Sırp, Boşnak, Hırvat boğazlaşmasının planlayıcısı, uygulayıcısı sanabilir.

 

Ne alaka?

 

Din değiştirmiş… Size ne kardeşim?

 

Adını değiştirmiş… Yasak mı?

 

Adamı bir Çetnik yaptınız…

 

Ama dedim ya, gözlerinizin iki tarafında dolap beygirlerinin bağları olsa gerek, bu konuda bile doğruyu görecek geniş bir bakış açısına sahip değilsiniz.

 

Bakın neler yapmış neredeyse Çetnik olmakla suçladığınız Kusturica;

 

1993’te Vojislav Seselj’i Belgrad’ın kalbinde, dolunayda düelloya davet etti. Silahları Seselj seçecekti. Seselj kim mi? Sırp Ultramilliyetçi Hareketi Lideri. Vojislav Seselj korktu ve bir sanatçının katili olarak suçlanmak istemem, diyerek reddetti.

 

1995 Belgrad Uluslar arası Film Festivalinde Nebojsa Pajkic’i bir yumrukta yere serdi. Pajkic kim peki? Yeni Sırp Sağ Hareketi’nin lideri. İlginç bir tesadüf, Bayan Pajkic elindeki çanta ile Kusturica’ya vurarak kocasını korumaya çalıştı. İlginçlik nerede? Çanta Bosna’lı Sırpların lideri Radovan Karadzic’in hediyesi idi.

 

Kusturica’yı neredeyse Türk düşmanı ilan edecekler…

 

Şu sözleri söyleyen insan mı Türk düşmanı?

 

"Gelecekte de Türk oyuncularla çalışmayı çok isterim. Çünkü kendini yarı Asyalı yarı Avrupalı hissetmenin yarattığı melankolinin ne demek olduğunu çok iyi biliyorum. Bu bakımdan çok ortak noktamız var. Yıllardan beri Türk kültürünü tanımaya çalışıyorum. Orhan Pamuk’un kitaplarını okuyorum. Bir gün bu kültürün bir parçası olacağıma eminim."

 

“O sırada birkaç kez Türkiye’ye gittim. Teknemle de geldim. Ama iltica talebinde bulunmadım. O yıllarda Paris ve New York’ta yaşamasaydım İstanbul’da yaşardım. Çünkü İstanbul’daki yaşam anlayışını seviyorum. Bireysel hareket etme imkanı bulmak güzel. Politik konulardaki tavrım her zaman kişisel oldu. Sadece inandığım kişileri destekliyorum. Hiçbir siyasal örgüt ya da partinin üyesi değilim.”

 

“Gazze'de yaşananlar, ambargo, gemiye saldırı gibi olaylar İsrail'den çok Batı Avrupa'yla ilgili problem. İsrail'deki bir sorundan bahsederseniz, suçu Yahudi devletinden çok Batı Avrupa'da aramanız gerekir. Çözümü de öyle. Gemide öldürülen insanlara gelince... Elbette o insanların ölümü sonucu yaşanan acıyı paylaşıyorum.”

 

“Mesela öğrenciyken, benim için en büyük ve iyi filmlerden biri bir Kürt yönetmen tarafından çekilmişti. Sizin Yılmaz Güney'iniz benim kahramanlarımdan biriydi. İlk filmini seyrettiğim zaman aslında onun Kürt değil, Türk olduğunu sanıyordum. Kürt olduğunu daha sonra öğrendim. O dönemler politik nedenlerden ötürü Fransa'da Türk sinemasından bahsettiğimde, Türk sinemasını çok sevdiğimi söylediğimde tepki görüyordum. Balkan bölgesinde, benzersiz bir coğrafyadaki Türk, Kürt, Sırp, Boşnak, Romanyalı hepsi benim için çok yakın ve özel. Kültürünüze dair isimler verebildiğim için de ayrıca çok mutluyum.”

 

Artık şu ırk, etnisite, egemen kültür gibi yüklerinizi sırtınızdan boşaltın, meseleye biraz da İNSAN açısından bakmayı deneyin…

 

Afrika’daki, Asya’daki, Latin Amerika’daki, Sibirya’daki sıradan, sessiz, mahzun, masum, yoksul, aç, bitik insanlara yakın bir tavır geliştirmeyi deneyin.

 

Toprağın iki metre derini milyonlarca iskelet ile dolu. Açın bakın bakalım hangisi Türk, hangisi İngiliz, hangisi Arap, hangisi Rus?

Bir dönemler bir kısmı da gururla Lidyalı, Romalı, İskit, Viking, Pers olduklarını haykırıyordu.

 

Şimdi?..

 

Ama, kabahat sizde değil…

 

Sizi uçurmaya dünden hazır mürit benzeri halkta! ( ben hariç)

 

 

Yayın Tarihi
10.10.2010
Bu makale 8415 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Sevgili Adil abi, bazen bu derece kesin, sert ve acımasız yazılarınla beni inanılmaz şaşırtıyorsun. Bu yaptığın yorum için kendi fikrimi söylemeden önce sözkonusu şahsın yakın arkadaşı olan ve tarafsızlığıyla tanınan Can Dündar'ın yazısından alıntı yapıyorum: "Ölü sayısı abartılıyor"derken katledilenleri rakama vurması utanç vericiydi. Hele Srebrenitsa 'yı görmüş,katliamı tanıklarından dinlemiş benim gibi biri için "zehirli bir dil bu." Kendi fikrimi de söyleyim:Tarihte ve dünya da çok örnek var,iyi sanatçı olmak o kişinin dört dörtlük biri olmasını sağlayamıyor. (En çok örnek de ülkemizde var.)

oktay köylü 12.10.2010

beni bağlamaz kustiraka mustirika, benim bakanıma nasıl düşman der o kim oluyo ki , DONT FORGET bosnada duvarda yazılı nasıl unuturum bu katliamı ve vahşeti bu faşit yaklaşımı BANA İNSAN HAKLARINI BU ESKİ KOMİNİST Mİ ÖĞRETECEK TEK SÖZ ALLLAH HER ZAMAN DOGRUNUN VE MAZLUMUN YANIN DA DIR.bosnada ölen insanlara yapılan her hakeret tecavüze ugrayan her kadın bir gün ilahi adaletde bir yerlerde hesabını soracakdır.zalimi şak şaklamak insan olana yakışmaz,suratın da şer akan bu adamı da lanetliyorum.

mustafa kocak 11.10.2010

Emir Kusturica, AKP’li Bursa Belediyesinin 25 Haziran 2010’da yaptığı 49. Uluslararası Bursa Festivali’ne davet edilmişti. Kusturica, çingene tekno-rock grubu ‘No Smoking’ orkestrası ile binlerce kişiye konser vermişti.

Bahadır Manyaslıoğlu-mimar 11.10.2010

İşte bu kadar dedirtecek kadar dolu, herkesin anlayabileceği kadar sade, artniyetsiz bir yazı kutlarım. yalnız müsadenizle bir ek yapayım. bu konudaki saldırılar mal bulmuş magribi hesabı değil. bir müddettir yürürlüğe konan planlı bir saldırı, bundan sonraki yaşanacak olanlarında habercisi. Kimseye Akaydını sevin ve onu savunun diyemeyiz ama muhalefet etmeninde bir mantıgı bir ahlakı oldugunu söyleyebiliriz. kaleminize sağlık.

mehmet tosun 10.10.2010

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!