Anlayamadığınız şey şudur; tepede bir avuç sivil/asker bürokrat, bir tutam da sözde aydın, bu millete yıllarca tek tip bir sosyal üniforma dayattınız.
Olmadı.
O üniforma artık bu gürbüz bedene hafif ve dar geliyor.
Rumları, Ermenileri, Musevileri sürdünüz, ezdiniz…
Kürtleri ‘dağda kart kurt yürüyenler’ diye tarif ettiniz… Alevileri ateşlerde, kıyımlarda topluca katlettiniz…
İnananları hayatın dışına atmaya çabaladınız…
Bitti… Buraya kadar!
Başka numaranız yok ise, şimdiye kadar yapılanlar geri tepti.
Bismark Almanya’sından apardığınız sistem de, ordu-millet sloganı da, savaş sanayiniz de aldı başını yavaş yavaş tarihin derinliklerine gidiyor…
Artık herkes soruyor, sorguluyor; bugüne kadar yaşamış ve yaşayan 70 milyar insan içinde ‘en soylu, en kahraman, en dürüst, en cesur, en uygar’ neden bizmişiz ve buna kim karar veriyor, diye…
‘İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kitleyiz’ mavalını dağdaki çoban da yutmuyor, sahildeki garson da… Zaten, ne zaman hayata geçirdiniz ki bu palavrayı?
Sen de buna şaşırıyorsun, senin kodlarına ve kutsallarına biat etmeyene yapıştırıyorsun yaftayı; göbeğini kaşıyan adam…
Bir on yıl öncesine kadar ne güzeldi değil mi?
“Höt” dediğinde, ‘güya’ bütün toplum hizaya geliyordu…
Ortalıkta sadece siyah ve beyaz vardı. İşin tuhafı, neyin beyaz, neyin siyah olduğuna bile siz karar veriyordunuz bizim adımıza. Gözümüze yerleştirdiğiniz gözlükler başka hiçbir rengi göstermiyordu.
Bir gün bir baktınız…
Dağdaki çoban… Sahildeki ‘göbeğini kaşıyan adam’… Ovadaki tornacı… Caminin hemen yanındaki kunduracı… Antalya’nın bir kıyısındaki kamp sahibi…
Sizi sallamıyor… Umurunda bile değilsiniz artık… Olsanız kaç yazar, olmasanız kime ne…
Şoka girdiniz…
Duruma bir tanımlama da yapamıyorsunuz… Ufkunuz dar… Yeni sosyal süreçleri, yeni ekonomiyi, onun getirdiği yeni siyasi yapılanmaları anlamıyorsunuz…
Kafanız, 1940’ların klişelerinden, Alman faşizminden araklama sloganlardan başka bir şeye basmıyor.
Bölünme diyorsunuz… Hepsi bu… Bu sözcük sizin dışınızdaki sosyal hayatı değil, sizin korkular üzerine kurulu iç dünyanızı özetliyor, hepsi bu… Çünkü siz korkmak ve korkutmak üzerine kurulu bir dengenin sonucusunuz.
Sizden başka hiç kimsenin bir şeyler talep edebileceğine inanamıyorsunuz… Bugüne kadar bir şeyler değişecekse buna siz karar verirdiniz.
Değişimi anlamamakta ısrar edersen 2011 ve sonrasında daha fazla şoklar yaşayacaksın.
Bu ülkede kafasına cop ve dipçik vurularak hazır ola geçirilen kim varsa, dindarlar, Kürtler, aleviler, yeşiller, eşcinseller, vicdani retçiler… Hepsi sistemi döve döve, dönüştüre dönüştüre sosyal sahnede yerini alacak… Hot zot bitti… Geçmiş olsun…
Değişmek için gereken iradeye kavuşmuş halkın önünde hiçbir tabu, hiçbir yapay tanrı, hiçbir tank, hiçbir tüfek duramaz…
Ne bugünü okuyabiliyorsunuz, ne yarına ait bir düşünceniz var…
Cumhurbaşkanı’nın Diyarbakır’da Askeri tesis ya da Devlet konukevi yerine herkesin girebildiği bir sivil otelde kalmayı tercih etmesi hiçbir fikir vermiyor mu size?
Toplum mühendisleri… Milleti eğitmek gibi abuk bir misyonu kendisinde vehmeden ahir zaman cahilleri… Geçmiş olsun..