Çok kaygılıyız, kaygımızla baş etmeliyiz. Aşırı kaygı bağışıklık sistemimizi bozar. Sürekli kaygı, panik, depresyon agorafobiye neden olabilir. Uzun vade de ruh ve beden sağlığımızın etkilenmesine bağlı hastalıklar ortaya çıkabilir.
Çevremizde öfkeli gördüğümüz insanların aslında kaygılı ve mutsuz olduklarını fark edebilmeliyiz.
Belli ortamlar kaygıyı körükler. Çevredeki uyarıcılar tetikler. Olumluyu sevin olumsuzu söylemeyin, olumlu gerçekçi cümle söyleyin. Bardağın yarısı dolu yarısı boş gerçekçi bir şekilde farkında olun.
Beynin seçici algılama özelliği vardır. Çocuğunu askere gönderen sokakta asker görür. Bebeği olan parkta dolaşırken her yerde bebek arabası olduğunu fark eder. Neyden korkarsak ona odaklanırız. Virüse gözümüzü diktikçe bardağın boş tarafına bakmaya başlarız. Bardağın yarısı dolu yarısı boş. Gerçekçi olmalıyız tehlike var
Dünyada salgınlar hep olmuş Veba, Kolera, çiçek, Difteri salgınları oldu. Bizim kuşak ilk defa salgın görüyoruz.
İnsanların yasaklanan yaş gruplarında sokağa çıkıyorlar. Hastanelerde COVID-19 tanısı ile tedavi başlandığı halde hastaneden kaçabiliyorlar. Aslında “bana bir şey olmaz “ düşüncesinin altında yoğun şekilde ölüm korkusu var. İnsanların hepsi özel bir güç tarafından korunduğunu düşünmekten güç alırlar. “Bir gün ölecek olma “ fikri uzak olasılık olmuştur.
Umutsuzluk yerine umut oluşturalım. Bu mücadelenin sonuna kadar ancak umudumuz olursa kalırız. Umut bize hayatın içine tutunabilme gücü verir. Olumsuz düşünce üretmek yerine harekete geçmek son derece önemli. Ev içinde faaliyetler oluşturabilirsiniz. İnsan hedefleri ve umutları olduğu müddetçe güçlüdür.
Bu süreç ne kadar az kayıpla, ne kadar birbirimizin duygularını anlayarak, birbirimize saygı ve takdir göstererek, birbirimiz için sorumluluk alarak geçerse o kadar sağlıklı geçirilebilecektir.
Yaptıklarımız ve yapmadıklarımızla kendimizi ve diğerlerini olumlu ya da olumsuz etkileyebiliriz. Kayıpları azaltmak için hepimize sorumluluk düşüyor. İnsan ve virüs savaşını insan kazanacaktır. Nelerin değiştiğini birlikte göreceğiz. Belki bireysel olarak bir şeyler öğreneceğiz belki öğrenemeyeceğiz. Yeni dinamikler oluşacak.
Dayanışma ve daha fazla işbirliği zamanı. Virüsler bizleri nasıl enfekte edecekleri ile ilgili organize olamazlar insanlar birbirlerine enfeksiyondan nasıl korunabileceklerini anlatabilirler. Alınan tedbirler ne kadar gönüllü olursak zorunlu alınacak tedbirlere olan ihtiyacımız azalacaktır. Her krizin içinde bir fırsat vardır. Onları görün.
Bedenimiz psikolojik tehdide fiziksel olanlara verdiği tepkilerin aynısını verir. Hiç bitmeyen bir tehlike stres düzeyimizi yükseltir. Bağışıklığımız bozulur, kalp krizi, hipertansiyon, şeker hastalığı, enfeksiyona yatkınlık riskleri artar. Elektron mikroskop çalışmalarında kromozomlarımızın ucunda bulunan DNA proteini kompleksi telormerlerin stresle kısaldığı tespit edilmiş.
Travma bireyin günlük rutin deneyimlerinin dışında kalmış olması. Belirsizliklerde insanlar hep en kötü senaryoyu düşünürler. Her sabah uyandığımızda yattığımız dünyaya uyanmak istiyoruz. Hasta olabiliriz fakat olasılıklar var. Hasta olma olasılığı, hasta olup iyileşebilme, yoğun bakıma girebilme, yaşamımızı kaybedebilme ile ilgili. Olasılıkları azaltarak rahatlamaya çalışıyoruz. Her yeni durumda yeni strateji geliştirmek gerekebilir.
Tükenmeyen kaynaklar efsanesine göre annemizin sütünün, babamızın verdiği harçlığın, hava, su, orman gibi doğal kaynakların hiçbir zaman tükenmeyeceğine inanırız. Mısır piramitlerinin boyu yılda bir metre kısalıyor. Bir gün rüzgar da bitecek. Hiçbir şey sonsuz değil. Korkmuyorum, yakınlarıma bir şey olmaz diyemeyiz. Adil dünya görüşüne göre ise eğer birinin başına kötü bir şey gelirse geçmişte işlediği bir günah, birisine verdiği zarar nedeniyle olduğunu düşünebilir.
Canlıların içinde bir gün öleceği bilen tek canlı insan. Belirsizliğin belirlilerden her zaman daha çok olduğu bir dünya da yaşıyoruz. Belirsizlikle yaşamayı öğrenmeliyiz. Her belirsizlik tehlike değil. Hayatlarımızı belirleyen bize olanlardan çok bizim olanlara verdiğimiz tepkiler.
Aktarım, paylaşım, birliktelik ve bütünlüğün önemli olduğu günlerdeyiz. Kabul etmek başlangıçtır. Kabul, şefkat hepsi şimdi ki anda bedeninize odaklanıp orada kalabilmek. Yargılarımızı fark etmeliyiz. Ön yargılarım, ön sezilerim, ön bilgilerim olmasa yalın bir şekilde bu duruma nasıl bakardım ? Nasıl olurdu?
Başlangıç ruhu amatördür. Bizi yaşatan, yataktan kaldıran ruhumuz. Yeni hikayeler, yeni tecrübeler. Bakalım ne olacak? Merak ve motivasyonu. Önce ki anla bir sonra ki an aynı değil. Burada ne yapıyorum, nasıl bir tepki veriyorum. Tüm bunlar bize aşama enerjisi ve yaşama sevinci verecektir.
HIZLI BAKIŞ İLE…
- Gerçeği kabullenin
- Şimdiye odaklanın
- Basit düşünün
- Bilgi bombardımanını engelleyin
- Bir yaşam düzeni kurun
- İnsanlarla iletişim içinde olun
- Kendinize iyi bakın
- Yeni bir şeyler keşfedin
- Kişisel alanınızı koruyun
- Hareket edin
Uzm. Dr. Sevilay ZORLU
Psikiyatrist & Psikoterapist
Şirinyalı Mah. 50/3
ANTALYA
Telefon: 02423169899
www.antalyaterapipsikiyatri.com
www.antalyacinselterapi.com
https://neorezonansantalya.com/
Facebook: https://PsikiyatristSevilayZORLU
Twitter: https://mobile.twitter.com/DrSevilayZorlu
İnstagram: https://www.instagram.com/psikiyatrist_sevilay_zorlu/…
YouTube: https://www.youtube.com/results?search_query=sevilay+zorlu