DÜŞ-ünü-YORUM

Kalbi kömür ocağı gibi bir ‘karı’

Toprak o gün yine homurdanarak geldi ve içinde biriken bütün parçalama, yakıp yıkma hırsını güzelim Türkiye vilayeti Van’ın semalarına püskürtüverdi..

 

Sadece bir dakika yetti vahşeti vilayetin kalbine bıçak gibi saplamaya…

 

Milyonlarca yıldır yaptığı gibi…

 

İlk anın şaşkınlığı geçti ve geriye kalan 80 vilayetin genci, yaşlısı, çocuğu, yerküre ile eşitsiz koşullarda düello eden Van’ın mağrur ve mahzun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına nasıl el uzatabileceklerini düşünmeye başladılar.

 

Bütün iletişim platformları, birkaç saat içinde kardeşlik hamuru yoğurma teknesine dönüştü. Milyonlarca el bu teknede dayanışmanın hamurunu yoğurmaya ve kıvama getirmeye uzandı.

 

Bir avuç ırkçı faşist hariç…

 

İyilik yapmayı düşünmek, bunun insani hazzını tatmak bir yana, bir de uzatılan iyilik ellerine kızmaya, kusmaya, tükürmeye başladı bu ırkçı faşistler.

 

Sokakta ezik büzük yürüyen, bindiğiniz otobüsün arka koltuğunda ağzından salyası akarak uyuklayan, bezgin, bitkin, bıkkın, silik zavallılar, akşam oturdukları klavyenin başında, haçlı seferine çıkar gibi daldıkları sosyal medyada, ‘kahraman’lığa soyundular.

 

En vatansever onlar oldu. En Türkçü de onlar… En cengaver de onlar…

 

Sokakta yürürken tersinize gelse bir tokatta kaldırımı öpecek çelimsiz, kimliksiz, kişiliksizler, gecenin karanlığından sosyal medyaya daldıklarında hep böyle ruh değiştirir zaten. Adeta bir sosyal zırha dönüşen ekrandan cesaret alarak kötülüğün şövalyeliğine soyunur. Bu kez de öyle oldu.

 

Fırat’ın bu tarafında doğmuş olmalarını, benim bir türlü anlamadığım bir yaklaşımla gurur vesilesi yapan ırkçılar, faşistler, Van felaketini, Fırat’ın doğusunda doğmuş olanlara kin ve nefret kusmak için fırsat bellediler.

 

Artık hangi travmalarda karardı ve zift torbasına dönüştü ise o kapkara yüreği, bir ‘karı’ şunu söyleyebildi, ve ben bu söyleneni okuma talihsizliğini yaşadım;

 

‘ Allah rızası için yardım etmeyin. Yardım eden Türk değildir. Bütün yardımlar BDP’ye, PKK’ya gidiyor. En çok yardımı da Bornova ve Şişli Belediyeleri yapmış. Allah sizi kahretsin. Siz nasıl belediyesiniz böyle?’

 

‘ Bu Allah’ın bir cezasıdır. Onlara bir uyarıdır. Bırakın bu cezanın sonuçlarına katlansınlar’

 

Kimi utangaç ırkçı faşistler ise bu ‘karı’ kadar yüzsüz olamadılar, onlar daha bir bel altından, daha bir kurnazca, daha bir politik mesajlarla kustular orta yere…

 

Temel yaklaşım Biz ve Siz idi... İnsanların arasına atılabilecek en tehlikeli bomba yani…

 

Biz ve siz…

 

‘ Polisimizi taşlıyorsunuz… Askerimize kurşun sıkıyorsunuz… İş makinelerini yakıyorsunuz… Öğretmenlerimizi öldürüyorsunuz… Ama buna rağmen biz size yardım etmeye geliyoruz…’

 

Biz kim?

 

Siz kim?

 

Bizim haberimiz olmadan Van vilayeti işgale mi uğradı? Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayanların düşmanı insanlar mı doldurdu bu güzelim Türkiye vilayetini?

 

Enkaz altından çıkan minicik bebekleri de içine alan bir hakaret ve suçlama furyasını bu ırkçıların kalbinde meşrulaştıran öfke nasıl birikir?

 

Her neyse…

 

Ben, birkaç saat içinde bu vahşilerin kusmuklarını görünce, sosyal medyaya attıkları böylesine iğrenç çöp birikintilerini okuyunca ürktüm ve üzüldüm…

 

Acaba bu eğilim bütün ülkemde bu kadar güçlü müdür, diye acı ile merak ettim.

 

Ya 80 vilayet bu kin etrafında birleşmiş ise…

 

Birkaç saat sonra ise kendimden utandım… Kızdım. Bağırdım… Çağırdım…

 

Dünya’nın en alicenap, en sahiplenici, en iyiliksever insanlarının harman olduğu bir muhteşem coğrafya için kuşkuya kapılmış olmak beni mahcup etti.

 

Hemen 24 saat sonra Türkiye Cumhuriyeti, sivili, askeri, polisi, yekvücut Van’a iyilik damarlarını uzatmış, örselenmiş ruhlara moral, ölenlere rahmet, yaralılara şifa, açlara ekmek ve tuz akıtıyordu.

 

Bu konuya başka açılardan da yaklaşarak devam edeceğim.

 

Ama dün gece bir TV kampanyasında genç bir kadının arayıp parasının olmadığını, ama Van’a gönderilmesi halinde aç bebekleri emzirebileceğini, buna hazır olduğunu söylemesi, o ana kadar gerdiğim sinirlerimi bir anda boşalttı.

 

Böylesine gurur duyarak ağladığımı hatırlamıyorum…

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin 80 vilayetinde herkes bu damarlara bir şeyler akıtmaya çabalıyor. Para, ekmek, giyecek, battaniye… Hiçbir şeyi olmayan dua ediyor.

 

O kalbi kömür karası ırkçı faşist ‘karı’ da içini kemiren kin ve öfke ile kuduruyor…

Yayın Tarihi
27.10.2011
Bu makale 12640 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!