Şizotipal kişilik bozukluğu,
- bilişsel e algısal bozukluklar,
- tuhaf daranışlar,
- büyüsel, garip düşünceler,
- referans fikirleri,
- illüzyonlar e çevreyi yanlış algılamalar,
- kişiler arası yakın ilişki kurmada zorluk
- sosyal iletişim yetersizlikleri ile karakterize bir bozukluktur.
Şizotürü (Şizotipal) Kişilik Bozukluğu(DSM-5 TM) KRİTERLERİ
-
- Alınma düşünceleri (alınma sanrılarını kapsamaz).
- Altkültürel değerlerle uyumlu olmayan ve davranışları etkileyen, alışa gelmişin çok dışında inançlar ya da büyüsel düşünme (örn. boş inançlar, geleceği görebilme gücü olduğuna inanma, uzaduyum [telepati] ya da "altıncı his"; çocuklarda ve gençlerde, olabilirliği olmayan düşlemler ya da düşünsel uğraşlar).
- Olağandışı algısal yaşantılar, bunun içinde bedensel yanılsamalar da vardır.
- Yadırganacak denli olağana aykırı düşünce ya da konuşma (örn. belirsiz, çevresel, eğretilemeli [metaforik], çok ayrıntılı ya da basmakalıp).
- Kuşkuculuk ya da kuşkucu düşünceler.
- Uygunsuz ya da kısıtlı duygulanım.
- Yadırganacak denli olağana aykırı, alışılagelmişin dışında ya da sıradışı davranış ya da görünüm.
- Birinci derece akrabalarının dışında yakın arkadaşlarının ya da sırdaşlarının olmaması.
- Yakınlaşmayla azalmayan aşırı bir toplumsal kaygıya, kendisiyle ilgi olumsuz değerlendirmelerden çok kuşkucu korkular eşlik eder.
NE SIKLIKTA GÖRÜLÜR?
Şizotipal Kişilik Bozukluğunun genel toplumdaki yaygınlığının %3 olduğu ve erkeklerde hafif oranda daha sık görüldüğü belirtilmektedir.
Frajil X Sendromu olan kadınlarda sıklıkla şizotipal kişilik bozukluğu tanısı konulmaktadır.
Şizofrenik hastaların birinci derece yakınları arasında şizotipal kişilik bozukluğu sıklığında artış bulunmaktadır.
Şizotipal kişilik bozukluğu olan hastaların akrabaları arasında da şizofreni ve diğer psikozların sıklığında artış gözlenmektedir
KLİNİK ÖZELLİKLER
Şizotipal kişilik bozukluğunun tanısı, hastanın görünümü, düşünce ve davranış tuhaflıkları temel alınarak konur.
İletişim kurma bozulmuştur.
Hastalarda belirgin düşünce bozukluğu olmamasına karşın, alışılmışın dışında, tuhaf, sadece kendilerinin anlayabileceği, sıklıkla yorumlanmaya ve açıklanmaya gerek duyulacak şekilde konuşmaları olabilmektedir.
Batıl inançlar, geleceği görebilme, telepati, 6. his diye bilinen inanışlar, düşünme ve kavrama ile ilgili olarak özel güçlerinin olduğu şeklinde tuhaf inanışlar, büyüsel düşünceler, acayip (bizar) fantaziler ve uğraşlar görülmektedir.
İç dünyaları çok canlı, hayali ilişkilerle ya da çocuksu korku ve hayallerle dolu olabilir. Kişiler arası ilişkilerinin oldukça zayıf olması ve insanlar arasında uygun şekilde davranamamaları nedeniyle genellikle yalnızdırlar ya da çok az arkadaşa sahiptirler.
Diğer insanların hepsinin birbirlerine benzediğini iddia ederler.
Yoğun stres altında kısa süreli psikotik belirtiler gösterebilirler.
Referans, paranoid fikirler ve şüphecilik (hezeyan değil) görülebilir.
Bedensel ilüzyonları da içeren illüzyonlar ve yakınında birisi olduğu hissi gibi alışılmadık algısal bozulmalar görülebilir.
Ciddi olgularda zevk alamama ve şiddetli depresyon olabilir.
Mecazi, belirsiz, aşın yüklü ve streotipik tuhaf konuşmalar olabilir.
Duygulanımda uygunsuzluk ya da kısıtlılık vardır.
BİRLİKTELİK DURUMLARI VE AYIRICI TANI
Hastaların %30-50'sinde eş zamanlı olarak MAJÖR DEPRESYON görülmektedir ve hastaların yarısından fazlası en az bir kez majör depresyon epizodu geçirmektedir.
Şizoid, paranoid, çekingen ve sınır (borderline) kişilik bozuklukları en sık birlikte görüldüğü diğer kişilik bozukluklarıdır. Şizofreni ve şizotipal kişilik bozukluğu arasındaki ilişkinin yapısı halen tartışmalıdır.
Şizotipal kişilik bozukluğunun, şizofreni ile ilgili kişilik bozukluklarının prototipi olduğu ve bu olguların fenomenolojik, genetik, biyolojik, bilişsel özellikler ve tedaviye yanıt açısından şizofreniye benzer özellikler taşıdığı söylenmektedir.
Evlat edinme, aile ve ikiz çalışmaları şizofrenik hastaların ailelerinde, şizotipal özelliklerin sıklığındaki artışı ortaya koymaktadır.
Şizotipal kişilik bozukluğu; şizofreni, hezeyansal bozukluk ve psikotik özellikli duygulanım bozukluklarından, hezeyan ve halüsinasyon gibi pozitif psikotik belirtilerin olmaması temelinde ayrılmaktadır.
Ancak hezeyanlarla seyreden kısa reaktif psikotik bir tablo ise ayrımı oldukça güçleştirebilmektedir.
Psikotik belirtiler genelde stres ile ilişkili ortaya çıkmakta ve kısa süreli olmaktaysa da, belirtiler bazen şizofreniform bozukluk, hezeyansal bozukluk ya da kısa psikotik bozukluk tanı ölçütlerini karşılayacak kadar şiddetli de olabilmektedir.
Sosyal ilişkilerde kopukluk, kısıtlı, soğuk ve tekdüze duygulanım sergileyen şizoid kişilik bozukluğundan, davranış, düşünce, algılama, iletlşimlerindeki tuhaflıklar ve sıklıkla şizofrenik aile öyküsünün olması ile ayrılabilmektedir.
Paranoid kişilik bozukluğunda şüphecilik ön planda olup şizotipallerde bulunan tuhaflıklar yoktur.
TEDAVİ
Şizotipal kişilik bozukluğu olan hastalar, sosyal anksiyete ve bir dereceye kadar paranoid özellikleri nedeniyle genellikle tedaviden kaçarlar.
Genellikle uyumlu ilişki kurulması zor olmaktadır. Yüzleştirici ya da doğrudan yorumlayıcı teknikleri tolere edebilmeleri zordur. Destekleyici yaklaşımlardan faydalanırlar. Garip düşünce örnekleri olabilir.
Bazılarında tuhaf dini uygulamalar bulunmaktadır ve hasta bunları gizleyebilir. Terapist hastayı yargılayıcı davranmamalıdır.
Hastalar bilişsel davranışçı ve grup terapileriyle sosyal ilişkilerinin gelişimi konusunda cesaretlendirilir.
Çeşitli çalışmalarda düşük doz antipsikotik kullanımının olumlu etkileri gösterilmektedir. Bu tedavi ile hastalardaki anksiyete ve psikoz benzeri belirtiler azaltılmaktadır. Özellikle psikotik de kompanzasyonu olan hastalarda antipsikotik kullanımı gereklidir.
Antidepresan ilaçlar depresyonun varlığında kullanılmalıdır. Bununla beraber antidepresanların kullanımının da kişilik özelliklerinin azaltılmasında faydalı olabileceğini gösteren çalışma sonuçları bulunmaktadır. Famakoterapi psikoterapi ile birleştirilmelidir.