DÜŞ-ünü-YORUM

İlk atak... Ya batarsınız, ya çıkarsınız!

Fabrika, fırın, bakkal, tamirci, simitçi…

 
Hiç fark etmez.
 
Ya fark yaratırsınız. Kendi pazarınızı oluşturur amiyane tabirle ‘malı götürürsünüz’.
 
Ya da pazarınızdaki rakiplerin yarattığı anafora kapılır, akıntıdan payınıza ne düşerse onunla yetinmek zorunda kalırsınız.
 
İster bir fabrika kurun ve üretim yapın, ister sokaklarda simit satın. Farklı olursanız kazanırsınız. Farklı olmak yapılan işe kendi kişiliğini katabilmekten geçer.
 
Bütün mesele ilk birkaç dakikadır. Tıpkı bir 100 metre koşucusu gibi, ilk atak çok önemlidir. O ilk atak ile bütün bir yarışın kaderi belli olur.
 
Bir farklılık örneği
 
Adamımız yeni emekli olmuş, kıyıda köşede biriktirdiği tasarrufuna sağlam bir yatırım fırsatı arıyordu.
 
Birikimlerini bankaya yatırmak ve faizi ile yaşamak dönemi sona ermişti. Kendi haline bırakılan tasarruflar da eriyeceğine göre çözüm bir yatırım yapmak idi.
 
Kentin hemen dışından geçen çevre yolunda bir OTO YIKAMA SERVİSİ kuracaktı. Dostları uyardılar. Bu tür servisler son bir yıl içinde pıtrak gibi çoğalmıştı. Bu alanda rekabet acımasızdı, orman yasaları geçerliydi.
 
Bir süre Kentteki tüm OTO YIKAMA SERVİSLERİNİ gezdi. İşleyişe baktı. Gözlemler yaptı. Ne yapması ve ne yapmaması gerektiği kafasında şekillendi.
 
Gözlemlerini notlar halinde kağıda döktü. Günlerce üzerinde çalıştı.
 
Tümünde karşılama aynı. İşyerinde çalışan bir çocuk araç sahiplerini son derece renksiz ve donuk bir tonda karşılıyor ve klasik bir soru soruyordu;
 
- ‘’ Abi iç dış mı? ‘’
 
İç-dış yıkama bedeli de yaklaşık olarak 5-7 Milyon TL arasında idi. Basit ve alışılmış bir hizmet ve buna paralel bir gelir.
 
O anda işi olmayan ve aracının yıkanmasını beklemek zorunda kalanlar için hiçbir ekstra hizmet yok. Sağa sola serpiştirilmiş koltuklarda veya tahta sandalyelerde zar zor oturan müşteriler, oflaya puflaya bekliyor.
 
Uzmanlaşma yok. Herkes her işi yapıyor.
 
Uzmanlaşma olmadığı için, ne işe alınanlarda asgari bir eğitim düzeyi aranıyor, ne de işe alındıktan sonra herhangi bir mesleki ya da teorik eğitim veriliyor. İnsanlar gün boyu araba yıkıyor ve akşam yevmiyelerini alıp işyerini terk ediyor.
 
Duvarlar ya bembeyaz ya da sapsarı. Ne bir tablo ( taklit bile olsa kabul).Ne bekleyenleri rahatlatacak ya da canlandıracak bir müzik.
 
Farklı birkaç düzenleme ve sıradanlığı aşarak bu alanda para kazanmak mümkündü. Önce farklı olmak ve sonra bu farklılığı insanlara duyurmak gerekiyordu. Fark yaratmak. İnsanların ödediği paranın arkasından ‘ Helal olsun’ dedirtmek idi bütün mesele.
 
Bunun için de önce kendisi farklı olmalı ve yapacağı işe beynini, ruhunu ve tüm gücünü katmalıydı. İşine kişiliğinin özelliklerini yansıtmak gerekirdi.
 
Gerekli makineleri aldı. Tesisin belkemiğini kurmuştu. Yani hemen o anda yıkamaya başlayabilirdi. Ama sabretti.
 
İlkin en az lise mezunu, diksiyonu düzgün ve saygılı elemanlar aradı ve buldu. Onlarla bir süre uzun sohbetler yaptı ve yapacakları işin önemini ve güzelliğini anlattı.
 
Hepsinin inanmışlık ve adanmışlık düzeyini kendisi ile aynı düzeye çıkarttı. Küçük fedakarlıklar ve farklarla onlar da diğer işyerlerindeki meslektaşlarından daha fazla gelir elde edecekler, dahası muhatap oldukları müşterilerden saygı ve takdir göreceklerdi.
 
En önemlisi iletişim
 
Bunca yıllık yaşam deneyiminden hareketle ve ekibinin de desteği ile gelen müşterilere yönelik en saygılı karşılama cümlelerini tespit etti. Bu cümleleri standartlaştırdı ve hazırladığı minik el kitapları ile tüm çalışanlara dağıttı, hepsi ezberlediler.
 
Sihirli sözcükleri temel karşılama cümlelerine özenle serpiştirdiler; EFENDİM-BEYEFENDİ-HANIMEFENDİ-ELBETTE-HAY HAY-LÜTFEN-ÖZÜR DİLERİM-BAŞKA BİR EMRİNİZ VAR MI? gibi.
 
Tüm çalışanlara göz okşayan renklerde ve işyerinin kurumsal kimliğinin bir parçası olarak üniformalar giydirdi. Üniformaların üzerine giyilen muşamba önlükler ve harika renklerdeki çizmeler hem ıslanmanın önüne geçiyor, hem de kirlenmeyi önlüyordu.
 
Kasa/kabul yeri/enformasyon masasında son derece güler yüzlü bir hanımefendi tüm güzellikleri taçlandıran bir motif idi. Halkla ilişkiler eğitimi almıştı. Lise mezunu olarak kalma dezavantajını zengin bir genel kültür birikimi ile telafi eden, konuşkan ve hazır cevap bir hanımefendi tesise saygınlık ve renk katmıştı.
 
Mekana sıcaklık katmak
 
Sıcak yaz günleri ve kışın soğuğuna karşı bekleme odasını güçlü bir klima ile donatarak bekleyen müşterilerin yazın ter içinde kalmasının, kışın titremesinin önüne geçti.
 
Bekleme salonunu son derece hoş, sıcak bir manzara oluşturan oturma grupları ile zenginleştirdi. Bir köşede birkaç tane tavla, bir köşede birkaç tane satranç tahtası, bir başka köşede internet bağlantılı birkaç bilgisayar, beklemekten sıkılan Müşterilere değişik zaman değerlendirme seçeneği sunmanın çok ötesinde, spontane olarak yeni dostlar edinme fırsatı da sunuyordu. Ki öyle de olacaktı.
 
Nice heyecanlı tavla ya da satranç maçlarının ardından kart değiş tokuşları, hemen oradan kalkıp gidiliveren iki tek atma seferleri onu haksız çıkarmayacaktı.
 
Salonun bir başka köşesine kurulan barda, sıcak ve soğuk içecekler, kahve çeşitleri, snack türü yiyecekler bekleme süresinin sıkıntısını ve gerginliğini azaltacaktı.
 
 Her masada ve sehpada günün gazeteleri, bir köşede kurulan kütüphanede ise dergiler, kitaplar, ansiklopediler önemli bir ihtiyaca cevap verecekti. Bekleme odası sıradanlıktan çıkıp özlenen, aranan bir mekana dönüştü.
 
Bir uygulama daha kattı hizmetlerine. İşyerinden, evinden ayrılma şansı olmayan müşterilere evlere/işyerlerine hizmet servisi. Alo Yıkama ile bir telefon yeterli idi. Araç alınacak, yıkanacak, parfümlenecek ve yine adrese teslim edilecekti. İstenen tüm hizmetler eksiksiz yerine getirilmiş olarak.
 
Bitmeyen ilgi ve dikkat
 
Adrese teslim ya da işyerinde yıkanan tüm araçlara bazı jestler de yapmak gerekirdi adamımıza göre. Büyük ve güçlü bir petrol istasyonu ile anlaştı ve O petrol istasyonu ile ortak bir kart bastırdı. Kartta hem petrol istasyonunun adı, telefonları ve adresi, hem de kendisinin bilgileri yazılı idi ve kartın en altında da TEŞEKKÜR EDERİZ. LÜTFEN HER YOLCULUKTA EMNİYET KEMERİNİZİ BAĞLAYINIZ ibaresi yer alıyordu. 
 
Kart ise petrol şirketinin yıl boyu yakıt alanlara dağıttığı eşantiyonlardan oluşan bir paketin üzerine iliştirilmişti. Aynı paketin bir başka köşesine iliştirilmiş bir kartta ise, Türkiye Cumhuriyetinin araç vergileri, sigortalar vb gerekli bilgiler, Kentteki çekici ve kurtarma servislerinden birkaç tanesinin telefon ve adresleri yazılı idi.
 
İnsanları bilgilendirmeli
 
Kabul masasındaki hanımefendinin masasında ise Kentteki sanayi sitesinde faaliyet gösteren araç servislerinin kayıtlı olduğu bir adres defteri vardı ve kartlardan bir tanesinde bu hizmet de belirtilmişti. Hangi marka araç olursa olsun, mesai saatleri içinde aranması halinde hanımefendiden bu servislerin telefonunu edinmek mümkündü.
 
Şimdi düşünelim bakalım. Böyle katma değeri yüksek bir hizmet sunan bir yıkama servisinde aracınızı yıkatmanın ve sunulan tüm güzellikleri tatmanın bedeli o kadar önemli midir acaba?
 
Böyle bir servis yok şu an. Ama olursa rakiplerine göre kaç adım önde olur ve onlardan kaç kat fazla para kazanır?
 
Bütün mesele burada… Fark yaratmak!
Yayın Tarihi
11.04.2015
Bu makale 1928 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!