Turizm sektörü artık Dünya’daki jeopolitik gerilimleri ve buna bağlı aksiyonları mutlaka takip etmek zorunda. Hem takip etmeli hem de orta ve uzun vadeli alternatif planlar hazırlamalı. Artık savaşların kapsama alanı değişti, genişledi. Savaş sadece askeri alanda değil, hayatın her alanında yürütülüyor.
Turizm çok uzun zaman bir mutluluk kaynağı ya da muazzam bir potansiyeli olan bir işletme aktivitesi olarak gelişti. Bu gün durum değişiyor. Uzmanlar bu sektörün artık bir jeopolitik silaha dönüştüğü görüşündeler.
Dünyanın yaşamakta olduğu yüksek gerilim nedeniyle turizm sektöründe her gün ilginç manevralar gözlemleniyor. Doğrusu, Dünya soğuk savaş döneminde bile bu kadar çok seyahat uyarısı ya da yasağı görmedi.
Turizm sektörünün nasıl bir silaha dönüştüğünü görmek ve gelecekte nasıl daha da etkili olacağını tahmin etmek insanı ürkütüyor. İnanmayanlar için örnekler sıralayalım.
Küba Seyahat Yasağı
Yakın geçmişte yaşanan seyahat yasağı örneklerinden birisi Küba’ya uygulanandır. Ambargo ile birlikte uygulanmıştır. Yasak kararı 1963 yılında alındı ve o tarihten bu yana Amerikan vatandaşları bu komşu adaya seyahat edemedi. Esasen bu turizmin bir jeopolitik silah olarak kullanıldığı ilk ve sıradışı bir örnektir. Bir çok politik karar gibi, bu da zamanın ve hayatın etkisinden kurtulamadı. Yasak kararı zaman içinde zayıfladı. 28 Ocak 2011’den itibaren Amerikalılar Küba’ya yasal olarak seyahat etmeye başladılar. Bu tarihten sonra seyahat ile ilgili bir çok sınırlama daha kaldırıldı ve netice olarak Ada’ya bir Amerikan turist patlaması yaşanmaya başladı.
Bununla beraber, bazı alanlarda yasaklamaların sürmekte olduğu da bir gerçektir. Tam da bu nedenle Sens tarafından yönlendirilen 55 ABD senatörü meclise Küba’ya Seyahat Özgürlüğü başlığı ile bir yasa teklifi sundu. Yasa ile ABD’den Küba’ya sürmekte olan bütün yasakların kaldırılması amaçlanıyor. Halen ABD’den Küba’ya seyahat için belirlenmiş 12 kategori var. Bunlar arasında gazetecilik ve dini aktiviteler bulunuyor.
Bu arada, Başkan Trump’ın Küba hakkında hala şüpheler taşımakta olduğu da bilinen bir gerçek. Geçmişte, Obama’nın Küba politikasında yaptığı değişiklikleri iptal edeceğini vurgulamıştı. Başkan Trump Küba’nın politik özgürlüğü inşa etmesini ve siyasi tutukluların serbest bırakılmalarını talep ediyor. Gelişmeler ne gösterir bilinmez, ama Başkan Trump’ın yakında Küba Politikaları ile ilgili bir basın açıklaması yapması bekleniyor.
Başkan Trump’ın hayata geçirmeyi düşündüğü değişikliklerden ayrı olarak ele alındığında, Küba seyahat yasağının gevşemesi her iki ülkeye de büyük fayda sağlayacak. Patlayacak olan turizm endüstrisi her iki ülkede de istihdama katkı yapacak. Küba özel sektörü ve genelde de ülke ekonomisi güçlenecek.
Rusya’nın Türkiye ile yaşadığı sorun da, içerdiği yasaklamalar ve seyahat yasağı ile yakın zamanda, bu konuda yaşanmış sıcak bir örnektir. Bir Türk jeti Suriye sınırında bir Rus savaş uçağını düşürdükten sonra Rusya bu ülkeye yaptırımlar, charter uçuşlarına yasaklama ve daha bir çok seyahat yasaklarını başlattı.
Bu kararlar Türkiye’ye büyük bir darbe oldu. Rusya bu ülkenin en büyük Pazar ülkelerinden birisi idi. Her yıl ortalama 3.5 milyon Rus’un seyahat ettiği Türkiye bu pazarda adeta bitme noktasına geldi. Yaşanan kriz Rusya’dan turist akışını durdurdu. Türkiye genelde 30& bir düşüş yaşadı ve ülkeye gelen turist sayısı 25.3 milyonda kaldı.
Türkiye’nin yaşadığı hızlı düşüşten en çok etkilenen şehir Antalya oldu. 2016 yılında bu şehre gelen turist sayısı 45% azaldı. Ruslarda düşüş 76% oldu ve sayı 870 bin ile sınırlı kaldı. Türkiye Rusya pazarında ikincilikten sekizinci sıraya geriledi.
İki ülke arasında hüküm süren bir yılı aşkın gerilim artık yumuşuyor. Seyahat yasağı geçen Ağustos ayında kaldırıldı. Geçtiğimiz haftalarda Rusya iki ülke arasında vizesiz seyahat ile ilgili bir anlaşmayı yeniledi. Putin Rusya’da faaliyet gösteren Türk firmaları ile ilgili sınırlamaları kaldırdı. Türk işçilerinin çalışma yasağı sona erdirildi.
Rusya ile yaşanan bahar havası Türkiye turizm endüstrisinde göreceli bir rahatlamaya neden oldu. Bu yılın Nisan ayında Türkiye’ye gelen yabancı turist sayısı geçen yıl yaşanan Rusya krizinden sonra ilk kez yükseldi. Raporlara göre, 2017 Nisan ayı ile 2016 Nisan ayı arasında pozitif fark yüzde 18. Eğer Türkiye yine bir yol kazası ya da benzer bir sorun yaşamaz ise bu yıl turizm gelirlerinde yüzde 10 artış mümkün görünüyor. Bu artışın b,r rahatlamaya neden olmaması da önemli. Zira bu artışa rağmen 2016 hariç tutulduğunda, 2017 Nisan ayı rakamları 2010’dan bu yana en düşük seviyede.
Güney Kore Çin’in seyahat yasağından dertli
Bu gün Çin turizm sektörünü jeopolitik açıdan sorun yaşadığı Güney Kore’ye karşı tavizsiz bir seyahat yasağı ile bir silah olarak kullanmaktadır.
2015 Mart ayında başlayan seyahat yasağı Çinli turistlerin Güney Kore seyahatlerini engellemektedir. Bu yasağın en güçlü nedeni de, Güney Kore’nin topraklarına bir ABD füze savunma sistemi kurmasına izin vermesidir. Güney Kore ve ABD savunma sisteminin Kuzey Kore’den gelebilecek füze saldırılarına karşı olduğunu söylese de, Çin bu ifadelerin gerçeği tamamen yansıtmadığına inanmaktadır.
Çin’in bu seyahat yasağı geçtiğimiz Nisan ayında zirve yaptı. Bu ay boyunca Çin’den gelen turist sayısı 227 bin 811 ile sınırlı kaldı. Bu sayı geçen yılın Nisan ayına göre yüzde 66.6 oranında bir düşüşe tekabül ediyor. Toplamda ise Güney Kore’nin turist sayısında yüzde 27.2 bir düşüş gerçekleşmiş durumda.
Güney Kore Duty-Free mağazaları tarihin en kötü dönemini yaşıyor ve adeta ayakta kalmak için çabalıyorlar. 2014 yılından itibaren Çinli turistler için dev bir alışveriş destinasyonu olarak kabul edilen Güney Kore bu yasak nedeniyle büyük bir darbe almış durumda.
Güney Kore’nin en gözde turizm destinasyonlarından olan volkanik Jeju adası bu darbeden en çok etkilenen bölge oldu. Güney Kore’den 90 km uzakta olan Jeju adası 2016 yılında 3 milyon Çinli turist ağırlamıştı. Jeopolitik konumunun kurbanı olan Ada, bu yıl direkt uçuşların ve kurvaziyer turlarının yasaklanması sonrasında yaklaşık olarak yüzde 80 bir düşüş yaşadı. Bu vahim gelişme nedeniyle adadaki oteller, restoranlar ve diğer turizm işletmeleri birer birer kapanmaya başladı. İyimserlikleri ve dik duruşları ile bilinen Jeju Adası sakinleri ise bu durumu bir fırsat olarak görüyor. Turizmciler farklı pazarlarda tanıtıma ve pazarlamaya başladılar bile.
Kısa zamanda şiddetli darbeler yaratan seyahat yasağının gerçek etkileri orta ve uzun vadede görülecek. Geçmişte Asya ülkeleri arasındaki siyasi gerilimler kısa dönemli etkiler yaratıyor ve geçiyordu. Bu gün gelinen noktada, ülkelerin ekonomilerini büyük ölçüde turizm hareketlerine göre yapılandırdığı düşünüldüğünde, destinasyonlar çözüm arayışlarını hızlandıracaklar. Örneğin Güney Kore turizm oryantasyonunu hızla farklılaştıracak. Ülke pazarlama çalışmalarını Güney Doğu Asya, Orta Doğu ve Güney ve Kuzey Amerika kıtalarına yoğunlaştıracak.
Değerli turizmciler
Bu tercümeden sonra AB ülkeleri ile Türkiye turizmi arasında yaşanan sorunlara bir de bu açıdan bakmakta yarar var. AB içindeki ana ekseni oluşturan Almanya, Hollanda, Avusturya gibi ülkelerde yaşanan daralmaya karşılık İngiltere’den çok zorlayıcı bir düşüş yaşanmaması dikkate değer. Konuya Orta Doğu denklemi, enerji trafiği, ABD, Rusya, AB gibi faktörleri dikkate alarak yaklaşalım.