Modern yaşam birçok açıdan bize yararlar sağlamakla birlikte, birçok olumsuz etki de yapmıştır. Yaşamın hızı sınır noktasına gelinceye kadar yükselmiştir. Yaşam daha telaşlı olmuş, günlük yaşantının baskıları eskisinden çok daha fazlalaşmıştır. Çoğu zaman gergin ve çılgın gibiyizdir; hayatımızın akışına, hızına uymaya çalışırız. Aralarında alkol ve tütünün de olduğu çok çeşitli kimyasal canlandırıcı ve zehirleyicilerle beslenir ve gerilimimizden kurtulmak için tüm bunlardan medet umarız. Ama gerilimler ve endişeler hiçbir yere gitmez ve hayatımızın her alanını etkiler.
Çoğumuz çocukken duyduğumuz masallar yüzünden, aklımızın bir köşesinde, günlük hayatın sorun ve tekdüzeliklerinden kaçmak, güneşin batışını yakalayıp ondan sonra da mutlu yaşamak fikrini taşırız. Bu hoş bir fantezidir. Seks son yıllarda, gün batımında yapılan o yürüyüşe giden ana yollardan biri olarak tanıtılmıştır.
DÜRTÜLER…
“CİNSEL DÜRTÜ” ve onun ifadesi, sıklıkla “AÇLIK DÜRTÜSÜ” ve onun türevlerine benzetilmektedir. Acıkma duygusu ve cinsel istek arasında belirgin farklılıklar olmasına rağmen, her ikisi de karmaşık merkezi ve periferal fizyolojik süreçlerle herekete geçer ve geçmiş deneyimlerle kültürel şartlanmanın sonucunda ortaya çıkan damak tadı ve çekicilik algısı nedeniyle her iki duyguda da yaygın bireysel farklılıklar açığa çıkmaktadır.
Kötü hazırlanmış bir yemeği hızlı ve özensiz biçimde yemek de, bir gurmenin nefis lezzetlerle oluşturulmuş bir yemeği özenle yemesi de fizyolojik olarak aynı amaca hizmet eder. Fakat psikolojik düzlemde çok farklı olacaktır. Cinsel soğukluk yaşayan çok sayıda kadının cinsel anoreksiyasının kökeninde şefkat ve özen yerine kabalık ve hamlık ortaya koyan duyarsız bir erkekle gelişimsel bir karşılaşma olduğu düşünülmektedir.
DUYGULAR….
Kuşku, suçluluk, utanma, çatışma, mahcubiyet, gerilim, öfke, iğrenme, dargınlık, acı, düşmanlık ve diğer “negatif duygusal tepkiler” kadın ve erkeğin cinsel kapasitesinde azalmaya, yok olmaya yol açmaktadır. Aşk, nefret, neşe, korku, umut ve kaygı gibi duygular insanları adeta birbirine bağlar. Birinden nefret ettiğinizde ondan uzaklaşmak ya da onu düşünmek için oldukça fazla enerji harcarsınız. Olumsuz duygular yıkıcı yönde bile olsa insanları birbirine bağlayabilir.
Bazı örneklerde olumsuz duygular, anksiyetelerini engellemek için yemek yemeyi kullanan saplantılı insanlar gibi, cinsel dürtüleri arttırabilir. Cinsel tepki, gerçekte, diğer davranış kalıplarına göre nispeten çok daha hızlı zarar gören, belki de daha nazik ve savunmasız bir mekanizmadır.
Duyguların etkin kullanımı yakınlığın ve cinsel ilişkinin olmazsa olmazıdır. Değişen duygulanım, ses tonu ve sözcük seçimi duygusal derinliğin farklı seviyelerine işaret eder. Daha derin seviyelerde konuşabilme kapasitesi geliştikçe, daha derin duygular ilişkinin bir parçası haline gelir. Genelde, derin düzeyde duygular hisseden kişi yakınlık veya reddedilme korkusu nedeniyle daha çok mantık düzeyinde konuşmayı tercih eder.
“Seni özledim…” yerine;
“Sen nerelerdeydin hiç görünmüyorsun” dönüşümünü yapabilir.
Uyarılma duygularla ilgilidir. Birine dokunma ve sevişme isteğidir. Genellikle sevgiliye yönelme,ona doğru sürüklenme biçiminde yaşanır; belirli bir sevgilinin olmadığı bir arzu ve sürüklenme biçiminde daha soyut olarak da yakın olma, onunla birleşme isteği.
DÜŞÜNCELER…
İnsan ilişkilerinde belki de cinsellik alanındaki kadar bilişsel çarpıtmalarla dolu başka bir alan yoktur.
“Çekici değilim” , “Beni sevmiyor”, ve “Beni reddedecek” şeklinde bireysel olabilir. Diğer bilişsel çarpıtmalar yapısı itibariyle kişilerarasıdır.
Birçok kişi iletişim hataları nedeniyle eşinin adeta zihnini okuyup falcılık yaparak yorumlamalarla ilişkisini çatışmaya sürükleyebilmektedir. Her iki eş aslında diğerinin ne istediğini, ne beklediğini anlayamadığı için suçlayıcı-savunucu ilişki tarzına dönüştürebilirler ilişkilerini.
Makinelerin bile en iyi biçimde çalışmalarını sağlayan koşulara ve gerekliliklere sahip olduğunu bazen rahatlıkla gözardı ederiz. Örneğin, o çok değerli arabalarımız benzin, yağ, hizmet, uygun yol koşulları gibi gerekliliklere sahiptir. Ancak onların bu gereksinimlerine kendimizinkilerden daha hoşgörülüyüzdür sanki. Deposu boşken çalışmadığında arabamıza aptal, kötü ya da beceriksiz gibi sıfatlar yakıştırmayız. Benzin gerektiği gerçeğini kabul eder ve bu gerekliliği yerine getiririz. Ancak konu bize geldiğinde farklı bir dizi standardı gündeme getiririz ve olması gerektiğini düşündüğümüz biçimde davranmadığımızda, koşulların gereksinimlerimizi karşılayıp karşılamadığını düşünmeksizin kendimizi yetersiz, kötü ya da beceriksiz olarak nitelendiririz.
DAVRANIŞLAR…
Birçok çiftin cinsel doyumunu bozan, cinsel aktivite sırasında partnerlerine duygusal geribildirim vermede yaşadıkları ketlenmedir. Bu tür geribildirimlerin yokluğunda, partnerler yıllarca etkili olmayan öpme, dokunma ve cinsel ilişki tekniklerinde ısrar ederler.
Cinsel terapilerden sonra “Dur, bundan hoşlanmadım!...” ya da beden diliyle uzaklaşma ifadeleri; “Daha nazik ve yavaş bir dokunuş benim için daha keyifli….” cümlelerine dönüştürülebilir.
ENGELLER…ENGELLER….
İş, borçlar, çocukların okul ve gelişimsel sorunları, gelecek kaygıları gibi pek çok endişe kaynağı cinsel uyarılmayı olumsuz yönde etkileyebilir. Bu günlük uğraşların etkisini yok edebilmenin yolu öncelikle farkındalık kazanabilmektir.
Psikolojik gerilim cinsel fizyolojiyi olumsuz etkiler. Bu durum sizi uyarılmaktan, gergin olmadığınız zamanlarda yaşayabileceğiniz zevkli duyguları tatmaktan alıkoyar ve penisinizin uykusunun gelmesine neden olabilir.
Birçok erkek zaman sınırlaması, partnerleriyle birlikte yaptıkları bitmemiş bir iş, çocuklarıyla ya da işle ilgili bir konu ya da diğer nedenlerle gergin olduklarında seks yaparlar. Bu koşullar altında girişilen seks genelikle pek doyurcu olmayıp bazen hiç işe yaramayabilir. Aslında berbat bir deneyim yaşamanın en iyi yoludur bu. Uyarılmanız, ereksiyona girmeniz ve boşalmanızla ilgili sistemler, kendinizi gergin hissettiğinizde işlemezler. Genel olarak ister gergin ister rahat olun, önemli olan normal halinize oranla daha gergin olup olmadığınızı anlayabilmeniz ve kendinizi rahatlatmak için bir şeyler yapabilmeniz. Boyun ve omuz kaslarında gerginlik, mide ağrısı, avuçların terlemesi, dişlerin ketlenmesi, baş ağrısı, çarpıntı görülebilir.
İyi seksin yapı taşı, heyecanınızı vücudunuza yansıtacak deneyiminizi dolu dolu yaşamanıza izin verecek berrak bir sinir sistemidir. Diyelim ki bir erkek kendisini genellikle uyaran bir şeye, örneğin partnerinin bacaklarına bakıyor. Eğer sinir sistemi örneğin, işte olmuş bir olayla ilgili kaygılar tarafından engellenmişse, partnerin bacaklarını görmek ona hiç de çekici gelmez, üstelik bacakları algılaması onda hiçbir etki yaratmaz. Bu örnek,engellenmiş bir sinir sisteminin heyecanlanmayı nasıl önlediğini açıklıyor.
Bir de partnerinin bacaklarını seksi bulan ve heyecanlanan bir adam düşünelim. Bu duygunun penisinin durumunu etkilemesi için, penise sinir sistemi yoluyla bir ileti gönderilmesi gerekir. İleti şöyledir; ’’bu duygu harika öyleyse sertleş ‘’Adam partnerine bakmaya devam ettikçe ya da bu uyarı, yerini dokunma, konuşma, fantezi kurma gibi diğer uyarı türlerine bıraktıkça, benzeri iletiler daha çok gönderilmeye ve alınmaya başlar ve bu da bir heyecanlanma ve ereksiyon durumu yaratır.
TEDAVİ GEREKİR Mİ?
Etkili psikoterapi; biyolojik, psikolojik ve sosyolojik faktörler arasındaki ince etkileşimlerin sıklıkla bir değerlendirmesini gerektirmektedir. Cinsel problemlerin tedavisinde bunlardan daha temel bir yaklaşım yoktur. Çok az cinsel problem yapısal, hormonal ya da nöral yetersizliklerden kaynaklanmaktadır. Cinsel problemlerin büyük çoğunluğu psikolojik nedenlerden ileri gelmektedir.
Cinsel bilgilenme, toplumsal bilgi eksikliği nedeniyle parça parça ve gerçekdışı beklentiler uyandıracak şekilde edinilmektedir. Cinsel tabular ve yasakçı zihniyet hala toplumsal desteğini muhafaza etmektedir. Toplumda cinsel mitler ve batıl inançlar hala yaygındır.
DOYURUCU CİNSELLİK İÇİN NELER GEREKLİDİR?
Heyecanlandığınızı size anlatan özel duygular nelerdir? Erkekler genellikle cinsel olarak uyarılmadıklarında uyarıldıklarını sanırlar. Aldığımız eğitim yüzünden, seksle ilgilenip ilgilenmediğimizi anlamak için kendi duygularımıza değil, koşullara bakarız. Bize seksi olduğu öğretilen bir durum içinde olduğunuzu düşünelim; örneğin, sizinle birlikte olmak istediğini ima eden seksi bir kadınla birliktesiniz. Gerçekten ne hissettiğinizi sorgulamaksızın uyarılmanız gerektiğini düşünebilirsiniz.
Bu kültürel körlüğe rağmen, daha iyi bir seks yaşantısı istiyorsanız , ilgilerinizi araştırmalısınız. Cinsel deneyime girmeden önce kendinize uyarılıp uyarılmadığınızı ya da heyecanlanma potansiyelinizin olup olmadığını sorun. Yanıt olumsuzsa seksin dışında başka bir şey yapsanız daha iyi olur. Yoksa seksten zevk almama ya da işlevlerinizi iyi bir biçimde gösterememe riskini almış olacaksınız.
Bu durumda daha iyi seks yapmak için elinizden ne gelebilir? Çok basit bir biçimde, heyecanlanma, ereksiyona girme ya da güzel duyular yaşamaya elverişli olduğunuz koşulları ortaya çıkarmanız gerekecektir. “KOŞUL” sözcüğüyle anlatılmak istenen sizin için cinsel olarak herhangi bir fark yaratan herhangi bir şeydir. Bu, sizin fiziksel ve duygusal durumunuzla, partnerinizle ilgili düşüncelerinizle, ondan beklentilerinizle, istediğiniz uyarı türüyle, bulunduğunuz ortamla ya da bunların dışında herhangi bir şeyle ilgili olabilir. Cinsel bir ortam içinde sizi daha gevşemiş, daha rahat, daha kendinden emin, daha cinsel deneyime açık kılan herhangi bir şey koşul olarak adlandırılabilir. Tüm bu koşulları, sinir sisteminizi gereksiz tortulardan temizleyerek cinsel iletilerin rahatça ulaştırılmasını sağlayan ve sonuçta size doyurucu bir seks yaşantısı sunan etkenler olarak da tanımlayabiliriz.
Uzm.Dr. Sevilay ZORLU
Psikiyatrist & Psikoterapist
www.antalyaterapipsikiyatri.com
www.antalyacinselterapi.com
facebook.com/antalyaterapipsikiyatri
Şirinyalı Mh. İsmet Gökşen Cad.
1528 S. Şahbaz Apt. K:2 D:5
Tel: 0 (242) 316 98 99